İklim Ve Yaşam

Küresel iklim hızlı biçimde değişiyor. İklim değişikliği olarak adlandırılan bu durum sıcaklık ve yağış gibi iklimin temel unsurlarından meydana gelen uzun süreli kaymaları ifade eder. Günümüzde insanlığın karşılaştığı en büyük küresel sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir ileriki yıllarda iklim değişikliklerinin binlerce kişinin ölümüne yol açacağı öngörülmektedir. Biz bu değişikliği 2023 yılında çok fazla hissettik, bu yıl hiç kar yağışı olmadığı gibi hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyretti. Bakalım bu yaz mevsimini nasıl geçireceğiz?
İklim değişikliği hem doğrudan hem de dolaylı yollarla insan sağlığını olumsuz etkileri aşırı sıcaklığa maruz kalma, sıcak çarpmaları seller, fırtınalar ve kuraklıkla ilgili ölüm ve yaralanmaları meydana gelmektedir. Dolaylı etkileri ise esas olarak ekonomiktir.
Temiz suya, gıdaya, sağlık hizmetlerine ulaşmama, barınma sorunları iş ve gelir kaybı, kaynak paylaşımı çatışmaları ve göçle ilgili sorunlardır. Bunlardan başka iklim değişiklikleri hava kalitesini bozarak başta solunum yolları, kalp damar hastalıkları olmak üzere birçok hastalıkların riskini artırır.
Ayrıca kene ve sivrisinek sıkça görülmektedir ruhsal bozukluklarında artışı görülebilmektedir. Sonuç olarak bu durum her yönüyle insan sağlığı için tehdit oluşturmaktadır.
Bütün bu tehdit ve tehlikelere karşı insanlık duyarsızlığı şaşırtıcıdır. Dağlarımız, ormanlarımız, ovalarımız hoyratça talan edilmektedir. Bu vahim bir durumdur. Bu durum böyle giderse günün birinde kasalarımız para ile dolu olduğu halde yiyecek ambarlarımız boş olacaktır.
Tüm bu bilinenlere karşı iklim değişikliğin insan yaşamı üzerini olan etkilerini inceleyen bir araştırma yapılmamıştır. Bazı bilimsel dergilerde makaleler yayınlanmış, ama devletler ve hiç dikkate almamışlardır. Küresel ısınma, kutup buzlarını erimesi sonucu deniz seviyesinin yükselmesine kasırgalara yol açmakta, aynı zamanda kutuplarda ki doğal yaşamı bozmakta buralarda yaşayan hayvanların ölümüne sebep olmaktadır. Bu yüzden toplum olarak insanlar başta yerel ve merkezi yönetimler olarak üzerlerine düşen görevleri yerlerine getirmeleri insan açgözlülüğü nedeniyle dünyanın kaynaklarının sonsuz olduğunu zannediyor. Bunun böyle olmadığını görülünce iş işten geçmiş olacaktır.
Toplum olarak evimizden, mahallemizden, şehrimizden başlamak üzere bize düşer görevleri titizlikle uygulamalıyız. Aksi takdirde çocuklarımıza çok kötü bir miras bırakmış olacağız çarpık kentleşme, trafik ve atık suların geri dönüşümlerini zora sokmaktadır. Bu sıkıntılar ve zorluklar atom bombası gibi zincirleme reaksiyona girerek dünyayı yaşanmaz bir hale getirecektir. Dünya insan olmadan da var olmaya devam eder. İnsanoğlu temiz bir dünya olmadan nefes bile alamaz. Tanrıya ve insana saygısı olanlar dünyamızı kurtarabilir ve yaşanabilir bir hale getirebilirler.
Ormanın yeşiline, denizin mavisine bakan gözler yorulmaz.