Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

KOMŞUSU AÇ İKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR

Muharrem Günay 23 Nisan 2018 Pazartesi 13:34:28
 

Yüce dinimiz komşusu aç iken karnını doyurup yatmayı bir mü’mine yakışmayan davranışlar arasında sayar.
Bu konuda Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
“Yanı başınızdaki komşusu açken tok olarak geceleyen kişi (olgun) mü’min değildir.”
Bu hadisi şerifte komşunun aç olarak yatmasına vurgu yapılmış, Müslim, gayri Müslim ayrımı yapılmamıştır.
Bu hadisi şerife göre “Hangi dinden ve inançtan olursa olsun, “aç olan komşu”nun sırf komşuluk hukuku gereği olarak ilgi duyması, ihtiyacının giderilmesi hedef olarak gösterilmiş olmaktadır.” ( İ. Lütfi ÇAKAN, Hadislerle Gerçekler, Erkam Yayınları, İstanbul, 1990, c.1, s.114-115)
Yüce dinimize göre eğer bir beldede bir insan açlıktan ölürse o beldede oturan bütün Müslümanlar onun ölümünden sorumludurlar.
Unutulmamalıdır ki, bir hadis-i şeriflerinde Hz. Peygamber Efendimiz, “Hangi mahallede bir kişi aç kalırsa, o mahalle Allah’ın korumasından düşer.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 2/33) Buyurmuştur. İbn Hazm da aynı delilleri değerlendirerek “Bir beldede bir kişi açlıktan ölecek olursa, o belde halkının tümü ölenin katili sayılır ve ölenin diyeti onlardan tahsil edilir” hükmünü vermiştir. (Bk. Seyyid Kutup, İslamiyyeti’l-İslam, s.221.)
Hadisimizin şu neticenin çıkarılması mümkün gözükmektedir.
1. Zengin komşuya komşularını aç bırakması haramdır.
2. Onların açlıklarını giderecek kadar yedirmek ve çıplak iseler giydirmek vaciptir.
3. Servette zekâttan başka mükellefiyetler de bulunmaktadır.
4. Senelik zekâtını başka mükellefiyetten kurtulamazlar. Duruma göre başka birçok görevleri daha vardır. Aksi halde kenz yasağıyla ilgili ayetteki tehdide muhatap olurlar.
5. Gerçek ve olgun mü’minler çevrelerine karşı ilgisizliğe ve duyarsızlığa düşmezler. Muhtaç kimselerin ihtiyacını karşılamak imanın kemâline işarettir” (İ. Lüfti ÇAKAN, Hadislerle Gerçekler, Erkam Yayınları, İstanbul, 1990, C. 3, s.114-115.)
Vali iken kendisine bir köşk yaptırıp, çarşının gürültüsünden kurtulmak isteyen Sa’d b. Ebî Vakkas’ı teftiş için Hz. Ömer (R.A.), Muhammed b. Mesleme’yi azıksız olarak Kûfe’ye gönderdi. On dokuz günlük bir yolculuktan sonra Medine’ye dönen Muhammed b. Mesleme, kendisini niçin azık vermeden yola çıkardığını Hz. Ömer (R.A.)’den sordu:
Medine’deki müslümanlar açlıktan kırılmak üzereyken sana bir şeyler verip de nimeti sen, vebâlini de ben yükleneyim istemedim. Zira ben, Peygamber (S.A.V.)’i şöyle buyururken dinlemiş bulunmaktayım:
“Komşusu açken mü’minin tok dolaşması yakışık almaz.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/55.)
Bu konuda çok sayıda hadis-i şerif vardır:
Sevgili Peygamberimiz:
“Sizden hiç biriniz kendi nefsi için istediğini kardeşi için de istemedikçe ( tam ) iman etmiş olmaz” (Tecrid Terc. C. 1, S. 30, H.No: 13, Müslim, C.1,S.267, H.No: 71) “İman etmedikçe Cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş sayılmazsınız.” “Mü’min başkalarıyla hoş geçinir ve kendisiyle hoş geçinilir, başkalarıyla hoş geçinmeyen ve kendisiyle geçinilmeyen kimse de hayır yoktur” buyurmuşlardır.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER