Nasrattınoğlu’na Vefa

Gazetemiz Kocatepe’de sayın İrfan Ünver Nasrattınoğlu’nun yazılarını ilgiyle takip ediyor, onun Afyonkarahisar’a yaptığı hizmetleri sık sık dile getiriyorum.
Ve tesadüfe bakın, bugün (18 Aralık) İrfan Ünver Nasrattınoğlu’nun doğum günü. Türk edebiyatına, halk kültürüne ve folkloruna ilgi duyanların aşina olduğu bir isimdir İrfan Ünver Nasrattınoğlu. Yüzden fazla kitabı, çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış binlerce köşe yazısı vardır. Afyonkarahisar ile ilgili araştırma ve çalışma yapmak isteyenlerin başvuracağı ilk kaynaktır.
18 Aralık 1937 Afyonkarahisar doğumlu olan İrfan Ünver Nasrattınoğlu’nun ilk yazısı henüz 17 yaşında iken 1954 yılında Afyon Türkeli Gazetesi’nde yayınlandığına göre, basın dünyasına adım atalı tam 70 yıl olmuş, demektir. Hala ilk günkü heyecanla yazmaya, Türk kültürüne ve Türk dünyasına hizmet etmeyi sürdüren Nasrattınoğlu, deyim yerindeyse “bir koltukta beş karpuz taşımaya” devam ediyor.
İrfan Ünver abimizin kalbi Afyonkarahisar için atar ama onun gönül coğrafyası, Balkanlarda n Doğu Türkistan’a, Altaylardan Tuna’ya, Adriyatik’ten Çin Seddine, Kafkasya’dan Sibirya’ya kadar, nerede Türk varsa, oraya kadar uzanır. Rahmetli Dr. Mehmet Sadettin Aygen’in teşvikiyle 1982 yılında TÜRKELİ Gazetesi’ nde önce muhabirlik, ardından köşe yazarlığı yapmaya başladım. Dr. Aygen, İsmail Hızal, Behçetoğlu Muzaffer Görktan, Ahmet Tunca gibi bir çok değerli üstadın yazı yazdığı Türkeli Gazetesi’nin en çok ilgi çeken yazarlarından biri de İrfan Ünver Nasrattınoğlu idi. Hem günlük olaylarla ilgili makaleler yazıyor hem de ziyaret ettiği ülkeleri tanıtan nefis gezi yazıları kaleme alıyordu. Bir gün cesaretimi toplayıp kendisine bir mektup yazdım. Afyon Lisesi’nde okuduğumu, edebiyata, gazeteciliğe, yerel tarih ve kültür konularına meraklı olduğumu anlattıktan sonra kitaplarını Afyon’da bulamadığımı, mümkünse ödemeli olarak adresime göndermesini rica ettim. Sağolsun, aradan bir kaç gün geçtikten sonra yayınlanmış ne kadar kitabı varsa, hepsini adresime ulaştırdı. Adıma yazmış olduğu mektubu hala saklarım. Okuduğum ilk kitabı; “Afyonkarahisarlı Yazarlar Şairler Hattatlar” (1971) adını taşımaktaydı.
İrfan Ünver Nasrattınoğlu, Afyonkarahisar halk kültürünü bütün yönleriyle ortaya koyarak folklorik zenginliğimizi gözler önüne seren çok kıymetli eserlere imza atmıştır. Katıldığı ulusal ve uluslararası toplantılarda Afyonkarahisar’ı ve Türkiye’yi en güzel şekilde temsil etmiş, gurur kaynağımız olmuştur. İrfan Ünver Nasrattınoğlu, Türk halk kültürüne ait materyalleri kayıt altına alarak kitap haline getirmiş, gazete ve dergilerde yayınlamış, sempozyumlarda, konferanslarda sunmuştur.
Bugün internet sayesinde “bilgiye” ulaşmak, dünyanın en kolay işi. Dünyanın bütün kütüphaneleri ve yayınlanmış eserleri, elimizin altında. İşte İrfan Ünver abinin muazzam başarısı burada! Onun birbirinden değerli kitapları, 50-60 yıl önce, köy köy kasaba kasaba gezerek, elinde bir kalem ve defterle, “iğneyle kuyu kazılarak” yazıldı. Kitabın, kaynağın, belgenin en kıt olduğu zamanlarda, böyle muhteşem eserler ortaya koymak herkesin harcı değildir.
Bugün Afyonkarahisar’ın kültürü, tarihi, edebiyatı, folkloru, müziği yaşıyorsa, bunu Süleyman Hilmi Gönçer, Edip Ali Baki, Ömer Fevzi Atabek, Osman Attila, Dr. Mehmet Sadettin Aygen ve İrfan Ünver Nasrattınoğlu gibi insanlara borçluyuz. Bu listeye en az 40 kişi daha ilave edilebilir. Ancak saydığım isimlerin yaşadığı dönem, şartlar, imkanlar vs göz önüne alınırsa, yaptıklarının ne kadar önemli ve büyük olduğu ortaya çıkar.
İrfan Ünver abimiz ilk kuşağın hayatta kalan son temsilcisi. Kendisi hem ülkemizde hem de dünyada bir çok üniversite, kurum, vakıf, birlik, dernek, meslek örgütü ve kent tarafından sayısız ödüle layık görüldü. Dünyanın önemli üniversiteleri tarafından Fahri Doktora ve Profesör Doktor ünvanı verildi. Türk Dünyasının “Dede Korkut’u” kabul ettiğim İrfan Ünver Nasrattınoğlu’nu ödüllendirmeyen tek yer; doğup büyüdüğü, ömrünü verdiği, adına onlarca kitap, binlerce köşe yazısı yazdığı memleketi Afyonkarahisar’dır, dersem yanlış bir şey söylemiş olmam.
Geçen hafta bir telefon görüşmesinde bunu kendisine söylediğimde “Tarıkçığım ödülün bir önemi yok. Ben 87 yıllık ömrümü ata yurdum Afyonkarahisar’a, vatanım olan Türkiye’ye ve mensubu olmaktan iftihar ettiğim Türk Dünyasına adadım. Üst üste koysam boyumu aşan sayısız kitabım, gazete ve dergi yazılarım var. Toplantılara ,sempozyumlara, bilimsel kongrelere davet ediliyorum. Adıma yapılmış bir çok yüksek lisans tezi var. Türkiye’nin ve dünyanın bütün kütüphanelerinde kitaplarım mevcut. Bu gurur bana yeter de artar ” demişti.
Israrla sormam üzerine, bugüne kadar Afyon’da bir tek Afyonkarahisar Yazarlar ve Şairler Derneği (AFYAŞAD) tarafından kendisine özel bir gece düzenlendiğini söylemişti.
Başka bir vilayette, başka bir ülkede olsa İrfan Ünver abinin heykeli dikilir. Ama Afyonkarahisar “dibine ışık vermeyen mum” misali, öz evlatlarına karşı duyarsız ve ilgisiz…
Şimdi Afyonkarahisar için “İrfan Ünver Nasrattınoğlu’na vefa borcunu ödeme zamanı”!
Afyonkarahisar Valisi sn. Doç. Dr.Kübra Güran Yiğitbaşı, Afyonkarahisar Belediye Başkanı sn. Mehmet Zeybek, Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü sn. Prof. Dr. Mehmet Karakaş, İl Genel Meclisi Başkanı sn. Burhanettin Çoban.
Sizleri bu kentin yöneticileri olarak bir vicdan muhasebesine davet ediyorum. Eğer “VEFA”, İstanbul’da bir semtin adı değilse, İrfan Ünver Nasrattınoğlu’nun adını lütfen Afyon’da, bir caddeye, bir okula, bir kütüphaneye veya kültür merkezine verin! Onun kadar bunu hak eden insan zor bulunur. Kendisi bugün 87 yaşına girdi. Hayatta ve sağlığı yerinde iken bunu yapmanız daha anlamlı olacaktır.