Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

SEN TANRI MISIN? -9 – Kocatepe Gazetesi

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 17 Nisan 2019 Çarşamba 13:57:57
 

ÖRTÜCÜ İLAHLIK BİR KİRDİR,
 ÖRTÜCÜ İLAHLIK NECİSTİR
Tesbih Salâtı için “o çok önemli bir kir çıkarıcıdır” demiştik. “Kir” nedir onunla başlayalım inşaAllah. Örtücü ilahlık bir kirdir, örtücü ilahlık necistir. Tek kir vardır; budur. “B” Takdim Formu” yaşantısı ve orada olanlar, temizdir, tahirdir. “Temizlenmemişler (kirli kirli) Kur’an’a yaklaşmasın, bu Kur’an’ı tahirler tutsun” (la yemessühȗillel MUTAHHERUN) ayetini hatırlayın. Ayetteki “mutahherun”un arındığı kir örtücü ilahlıktır. İlahlık iddiası necistir, “ben de müstakilen varım” demek çirkindir. Bu zanndan kurtulmuş olanlar “B” Takdim Formu”nda olanlar, haniyfler tahirdir. Bu kiri şöyle bir benzetmeyle anlamaya çalışalım. Banyoda kendinize, cildinize bir kese yaptınız, uzun zamandır öyle keselenmemiştiniz, kir çıktı, kiri görüyorsunuz. Ona bakıp onunla kavga eder misiniz? Hayır! Sizden çıktı, o sizin kiriniz! Ama onu sevmezsiniz. Tekrar geri gelsin, size yapışsın istemezsiniz, su dökersiniz gider. O sizin dostunuz değil. O kir hatta sizin düşmanınız! Onu sevmezsiniz fakat ona kin duyup, gidip onunla kavga da etmezsiniz. İşte örtücü ilaha da böyle bakmak gerekiyor, o kire baktığınız gibi! O kavga edilecek, küfredilecek, kin duyulacak bir şey değil. Uzak durulacak, yıkanıp yok edilecek bir şeydir. Siz salât-ı tesbihteki zikirlerle ona öyle bir kese atarsınız ki, sizdeki örtücü ilah kirini keseler, söker atarsınız. Bu yüzden Ehlullah der ki; siz salât-ı tesbihte son secdeden kalkmadan Biiznillah temizlenmiş olursunuz.
ALNINIZIN ORTASINDAN BİR
 “NUR” ÇIKMASINI İSTER MİSİNİZ?
Şimdi “A” Takdim Formu “BEN” ve “B” Takdim Formu “BEN”e ait özelliklerin olduğu bu tabloya, bazı tasavvuf tabirlerini yerine koyabilmek, yerli yerinde kullanabilmek için bir giriş yapalım.
 “A” Takdim Formu “BEN” örtücü ilahlıktır, vehmin zulmetidir. Bu zulmet mutlaka kurtulunması gereken bir halolduğundan, bize öğretilen “Allahümme ahricniy min zulümatil vehmi ve ekrimniy bi nuril fehmi” duasıyla haşır neşiriz; “Allah’ım, beni vehmin zulmetinden çıkar” diye sığınıyoruz. Çıkmak istediğimiz zulmet nedir, bilmezsek o bize soyut kalır. Ama artık “A” Takdim Formu “BEN”i, örtücü ilahı, vehmin zulmetini fark ettik, biliyoruz, o bize somut. Ona “La ilahe (örtücü ilah yok) illa Allah” dedik.
“La ilahe” derken, “örtücü ilahlar yok” derken insan onu bizzat kendine söyler. “La ilahe illallah” derken eğer öteye beriye bakıyorsanız, bu doğru değildir, doğruya gelirkenki ilk idraktır. Onu kendinize söylemeniz lazım! La ilahe; sen örtücü ilah değilsin, illa Allah! Sen örtücü ilah değilsin, sendeki örtücü ilahlık yok, o Lâ! İlla Allah! Eğer Kelime-i Tevhid’i böyle anlarsak ve secdede bunu yaparsak, salât secdesinde değil, sonra secdeye gidip yaparsak ve deli gibi yaparsak göreceğiniz şeyi şimdi söyleyeyim. Deneyin… Secdede “La ilahe illallah” zikri yaparken örtücü ilahı nefesinizle “La ilahe” deyip atıyor, “İllallaaah” düşüncesini tüm hücrelerinize çekiyorsunuz. Bunu yaparken kendinizi, yani Kendini Hissetme Duygusunu alnınızda yoğunlaştırdınız. Alındaki bu “yoğunlaşma yeri” iki kaşınızın biraz üstüdür ve başlangıçta çok önemlidir. Fiziksel olmayan iki önemli çakra var: Birisi burası, birisi de başın üstü. Diğer beş tanesi vücudunuzdaki fiziksel çakralardır. Alnınızda olan ve başınızın üst kısmında olan fiziksel değildir ve alnınızdaki başlangıçta çok önemlidir. Evet, “La ilahe İllallah” derken Kendini Hissetme Duygusu’nu alnınızda yoğunlaştırdınız. Bunu yaparken, tüm enerjiyi, tüm vücudunuzdaki konsantrasyonu oraya çekerseniz akıl beyne yerleşir, kayıp gittiği yerlerden toplanır beyne gelir, yani aklınız başınıza gelir. Eğer bunu özellikle salât dışındaki secdede ve öteye beriye değil de kendinize okuyarak yaparsanız… “La ilahe; örtücü ilah değilim, illa Allah. Örtücü ilahlık iddiam yok, illa Allah” manasıyla zikrederseniz, “La ilahe illallah, La ilahe illallah…” derken bir zaman sonra kalktığınızda bakarsınız ki alnınızdan bir ışık, bir nur çıkıyor, iki kaşınızın ortasında kuvvetli bir projektörün yandığını görürsünüz. Bunu gördüğünüz zaman şunu anlayın: Demek ki sizdeki iddia ve yabancı görüntü bu ışığı örtüyormuş.
“A” NEFSİN ŞERRİDİR, “B” NEFSİN HAKİKATİNE UYGUN SEYRİN OLDUĞU YERDİR
Hz. Ebubekr es Sıddîk (radıyallahuanh) özellikle Salât-ı Vitr’in son rekâtında öyle bir uzun dururmuş ki kafasını kaldırdığında gece karanlığında çıkan ışıktan yerdeki saman çöpleri ayırt edilirmiş. Örtücü ilahı yok ettiğiniz zaman sizden o ışık, o nur çıkar. O ışığı hem örtücü ilahlık hem de vehim örtüyor. Yani sadece “A” değil, “B” takdimi de onu örtüyor.  Her iki takdimi kıyaslamaya devam edelim:
“A” Takdim Formu “BEN”e vehmin zulmeti, “B” Takdim Formu “BEN”e ise vehim diyoruz. “A” Takdim Formu “BEN” nefse zulümdür, nefse zulmetmektir. Bir kişi kendisini hayata “A” Takdim Formu “BEN”le takdim ediyorsa nefsine zulmediyor demektir. Bu hale nefsin şerri denir; nefsin suistimal edilmesi nefsin şerrini oluşturur. Dikkat edelim, nefs şer değildir. “Allah’ım beni nefsimin şerriyle göz açıp kapayıncaya kadar bırakma” sığınışında kaçınılan nefs değildir, nefsin şerridir. Siz “Allah’ım, beni “A” Takdim Formu “BEN”e, örtücü ilahlık haline gözümü açıp kapayıncaya kadar bile bırakma” diyorsunuz. “A” nefsin şerridir, “B” nefsin hakikatine uygun seyrin olduğu yerdir. Haniyf olduktan sonra nefsin hakikatine uygun seyr-i suluk “B” Takdim Formu”dur. O nefsin hakikatine uygun haldir. Zilzal Suresi’nin 7. ve 8. Ayetlerini hatırlayın. Zerre kadar hayr yapsanız o, zerre kadar şer yapsanız o karşınıza çıkacak. Bu ayetlere “A” Takdim Formu gözüyle bakan, işleri kendi kafasına göre hayırlı ve şerli diye tarif eder ve onları yapar ya da yapmaz. Öyle bir şey değil! İzaZülzilet’te bahsedilen şer örtücü ilahlıktır, duniHi algı ve zannlarıdır, EsfeleSafiliyn idraktır; şer odur. Zerre kadar örtücü ilahlık yapmışsanız (zerre kadar Allah’a eş koşmuşsanız) karşınıza çıkar, zerre kadar İllallah demişseniz de karşınıza çıkar.
HADDİ AŞMAK ÖRTÜCÜ İLAH OLMAKTIR,
HADDİ AŞAN ÖRTÜCÜ İLAH OLMUŞ DEMEKTİR
“A” Takdim Formu “BEN” asi olduğu için ona “A” dedik; asinin “A”sı. Ayetler “haddi aşmayın” der ama o haddi aşandır. Peki, ne yaparak haddi aşmayacağız? Ayet, kendinize göre bir tarifle “haddi aşmamayı” kast etmiyor. Haddi aşmak örtücü ilah olmaktır, haddi aşan örtücü ilah olmuş demektir, haddi aşmak budur. Bu yüzden “haddi aşmak” istemediğimiz bir şeydir, ondan Allah’a sığınırız. Fatiha’da “ğayrilmağdubi aleyhim ve laddaalliiyn: Allah’ım, bizi nankörler ve sapanlardan yapma” deyişimiz de “Allah’ım, bizi haddi aşanlardan yapma, bizi örtücü ilah yapma” demektir. “A” haddi aşandır, “B” doğru yol üzeredir, Yasin Suresi’ndeki “alâ sıratı müstakiym”dedir: “O Rasul doğru yol üzeredir.”
“A” Takdim Formu “BEN” bâtıldır. Bâtıl, örtücü ilahlıktır; Hakk, İhlâs Hayat Döngüsü’dür, “B” Takdim Formu “BEN”dir.
“A” Takdim Formu “BEN”in tüm amelleri, tüm yaşantısı muhtariyetini korumak ve yükseltmek içindir; kendini yüceltmek ve korumak için namaz kılar. Yaptığı iş namazsa? Tüm amelleri öyledir.
“B” Takdim Formu “BEN”in yaptığı işin adı salih ameldir. “A” Takdim Formu”nun yaptığı ameldir, o boşa gider. Sistemde kimin ameli geçerlidir, kim hüsranda değildir? Salih amel yapanlar! Salih amel yapanlar “B” Takdim Formu “BEN” olanlardır. Çünkü onlar nasıl inanacaklarını ve nasıl amel yapacaklarını “Muhammedün Rasulullah”dan öğrenirler. “La ilahe illallah” manasını açıklayan, heva ve hevesiyle hareket etmeyen Efendimiz (SAV), bize “La ilahe illallah” diyenin nasıl yaşayacağını hayatıyla göstermiştir. Bu yüzden “Efendimiz ne yapmışsa, onlar benim amellerimdir” diyerek, salih amele talib olduğumuzu ilan ediyoruz.
EVRENDE BİR TANE ÇİRKİN VARDIR,
O DA ÖRTÜCÜ İLAHTIR
“A” Takdim Formu “BEN” tanrılığı ve tanrılar için iş yapar, “Allah için yapıyorum” dese bile. Oysa “B” Takdim Formu “BEN”in işleri Allah rızası içindir, bu yüzden adı salih ameldir.
“A” Takdim Formu “BEN” çirkindir. Bir çirkin vardır, odur. “A” Takdim Formu “BEN”de olanların, kendilerine göre yaptıkları güzel-çirkin tanımlamaları tanrısal tasniflerdir. Evrende bir tane çirkin vardır, o da örtücü ilahtır. Onu siz “dünya güzeli” seçebilirsiniz, dünyada tanrılar ona oy verip onu güzel seçmiş olabilir ama örtücü ilahsa kesinlikle çirkindir, evrende o çirkindir. Evren örtücü ilahı, Allah’a eş koşanı çirkin görür, çirkin diye ona der. Güzel kimdir? “B” Takdim Formu”dur. O Hakk’tır ve Güzel’dir.
“A” Takdim Formu “BEN”in örtücü ilahlık kapsamında olan yaşantısında tanrısal düzenlemelere gösterilen hürmete saygı ve edep denir. Oysa “gerçek edep” “B” Takdim Formu “BEN”in halidir. O yaşantı Edep Hali’dir, Allah Ahlakı’dır, Kur’an Ahlakı’dır. Peki, diğeri? O”edep dışı” haldir.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER