Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kocatepe Gazetesi
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

EĞİTİMDE ÖNCELİK NEDİR? KİM KİMDEN DAHA GÜÇLÜ?

Kocatepe Gazetesi 13 Ağustos 2013 Salı 03:00:00
  Bir ülkede, bir ailede, bir işyerinde, bir sınıfta, bir kentte, kasabada, okulda, partide, mecliste, üniversitede kim kimden daha önemli?
Ya da kendinizi ele alın, sizi siz yapan değerlerin ve vücudunuzdaki organların en önemlisi hangisi?
Baş ve beyin mi önemli yoksa ayaklar mı?
Sağ eliniz mi yoksa sol eliniz mi? Gözünüz mü, kulağınız mı, kalbiniz mi, ciğerleriniz mi?..
Bu konuda binlerce örnek verebiliriz. Çünkü, hayatımızda yer alan her şey çok önemli!..
Ayak takımı diye en alttakileri hep küçümseriz. Oysa onlarsız bir hayatın ne anlamı olabilir ki? Tıpkı yeterince çalıştırmadığımız beynimiz gibi…
Televizyonlarda, canlı yayınlarda, sadece programı sunanları görürüz. Oysa arka tarafta, en az 40, 50 kişilik ekipler var. Ve bunlardan birisi görevini yerine getirmediğinde, o canlı yayın, bir anda cansız yayına dönüşebilir yani bir anda bitebilir.
Ama herkesin çok önemli olduğunu, ancak iş işten geçtikten sonra anlarız…
Geçenlerde bir televizyon programında, demokrasilerde en güçlü makamın hangisi olduğu tartışıldı.
Halk diyen de oldu, TBMM, yargı, medya, Başbakan, iktidar, liderler, asker, gizli güçler diyenler de.
Oysa, demokrasilerde iktidar kadar muhalefet de çok önemli ama onu aklına getiren bile olmadı. Bir ülkede, muhalefet, basın, üniversite ne kadar güçlüyse, demokrasi o kadar güçlüdür diyen hiç çıkmadı.
Peki bu soruyu size de soralım:
Demokrasilerde en güçlü makam, kişi, kurum ya da kurumlar hangisi?
Ve bunu çevrenize de sorun.
Eminim ki her kafadan farklı bir ses çıkacaktır.
Peki bu iyiye mi yoksa kötüye mi alamet?
Bunun yorumunu da size bırakıyorum!..
***
Sınıfta patronun kim olduğu konusunda şüphe yok. Not defteri kimin elindeyse patron o. Yani öğretmenin patronluğu tartışılmaz.
Peki bu böyle mi olmalı?
Öğrencinin mutlu ve verimli olmadığı bir sınıfta öğretmenin patronluğu ne işe yarar?..
Bu da üzerinde fazlasıyla tartışılması gereken konulardan birisi ama sıkıysa bir dile getirin…
***
Gelelim asıl soruya, evde patron kim?
Baba mı, anne mi, diğer aile büyükleri mi yoksa çocuklar mı?
Eğer çocuklarsa, büyük çocuklar mı yoksa küçük çocuklar mı? Alın size içinden çıkılmaz bir durum daha! Her evde durum eminim ki çok farkı ve eminim ki cevaplar da birbiriyle taban tabana zıt.
***
Oysa bu sorunun tek cevabı olmalıydı o da saygı, sevgi ve hoşgörü. O olduktan sonra zaten gerisi geliyor. Ama bu gücü, kim olursak olalım hep kendi elimizde tutmak istiyoruz, hem de bazen otoriteyle, bazen istismar ederek, bazen de şirinlikle.
Pek çoğunuzun cevabı eminim ki, çocuklar yönünde olmuştur. Çünkü özellikle bu dönemde evin tek hakimi onlar.
Yemek onların ağız tadına göre pişiyor, televizyon seyredilirken kanallar onların isteğine göre seçiliyor, tatile giderken birinci öncelik yine onların tercihleri.
Babaların pabucu, çoktan dama atıldı. Annelerin ise çocukların yanında esamesi okunmuyor.
Yani ev içi demokrasi ile ülkemizdeki demokratik gelenekler arasında hiçbir fark yok. Gücü eline geçiren, patronluğunu ilan ediyor…
***
Ne olursa olsun öncelik eğitim olmalı;
Lafı yine dönüp dolaştırıp eğitime getireceğiz. Çünkü, hangi konuda olursa olsun, bir eksikliğimiz ya da aşırılığa kaçan yönlerimiz varsa, bunun nedeni kesinlikle ve kesinlikle eğitim eksikliğinden ya da yanlış eğitim sisteminden kaynaklanıyor…

Afyonkarahisar’ da binlerce öğrencimiz var. Eğer ilde bazı değerleri öne çıkartmak istiyorsak, önce onlardan başlamamız gerekir.

Eğer onlara sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, toleransı, üretkenliği, temizliği, paylaşmayı ve en önemlisi de demokrasiyi öğretebilirsek gerisi kendiliğinden gelecektir.

Peki bunu ne kadar yapabiliyoruz?
Çok iyi olduğumuzu, kimse söyleyemez.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde, sendikada yanlış anlayış bırakılmalı, insanlar ötekileştirilmemeli, başarı için, eğitim için herkese kucak açılmalı, ideolojik yaklaşımlardan çok, gösterdiği başarıya göre değerlendirme yapılmalı, kısaca temsil ettiğin zümrenin saygınlığını, itibarını zedelememeli… Demokrasi bilincini yaygınlaştırmalı, yoksa; bir okulda, üniversitede, kurumda, bunu yaşadığınız kentte, ülkede yaygınlaştıramazsınız, içselleştiremezsiniz.

Bugün için Afyonkarahisar’da olmayan da zaten bu!
Peki değiştirilemez mi?
Elbette değişir.
Yeter ki istensin.

Neyi istediğimizi, neyi istemediğimizi bilmediğimiz sürece ve en önemlisi de bunlar için kafa yormadıkça, özlemini duyduğumuz noktalara gelmemiz mümkün değil!..
(Bir eğitimci)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER