Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

HUTBENİN MEKRUHLARI

Hutbenin sünnetlerini terketmek mekruhtur. Ayrıca, hutbe okunurken konuşmak ve konuşan birini konuşmaması için uyarmak tahrîmen mekruhtur. Hatta hatip ile cemaatin dinî meselelerde soru-cevap şeklindeki konuşması dahi Hz. Peygamber’den bu yönde bazı uygulamalar rivayet edilmekle birlikte cami disiplinini bozacağı gerekçesiyle hoş karşılanmamıştır. Hutbe dinleyenlerin sağa sola bakmaları, selâm verip almaları da mekruhtur. Hatta Hz. Peygamber’in adı anıldığı zaman ya sessiz kalmalı ya da içinden salâtü selâm etmelidir. Hutbe esnasında namaz kılmak dahi mekruhtur.
Cuma vakti hatip hutbedeyken mescide giren kimse Hanefî ve Mâlikîler’e göre tahiyyetü’l-mescid ve cumanın ilk sünnetinin kılamaz. Şâfıîler’e ve Hanbelîler’e göre ise uzatmamak ve iki rek’atı geçmemek şartıyla bu durumda tahiyyetü’l-mescid kılınır. Ebû Hureyre’den rivâyet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Cuma günü imam hutbe irad ederken yanındakine “sus!” dediğin takdirde cumanın sevabını kaybetmiş olursun.” (Buhârî, Müslim, Ahmed…).
Cuma veya bayram günleri, hatibin hutbe okumak için minbere çıkmasından sonra mescide giren kişi, Mâlikî ve Hanefîlere göre bu namazı (tahiyyet’ül-mescid namazını) kılmaz. Şafiî ve Hanbelîlerin buna ilişkin görüşleri aşağıya alınmıştır.
Şafi ve Hanbelîler dediler ki: Kişi mescide girdiğinde İmâm minbere çıkmışsa bu durumda oturmadan önce iki hafif rek’atle tahiyyet’ül-mescid namazını kılması sünnet olur. Bundan fazlasını yapmamalıdır. Kılmaksızın oturursa, kalkıp da tahiyyet’ül-mescid namazını kılması gerekmez. (Abdurrahman Ceziri, Dört Mezhebe Göre İslâm Fıkhı, 1.cilt/332)
• Hatibin Duasına El Kaldırıp Âmin Denilmesi:
Şafilerce hatibin hutbede duayı açıktan yapması hutbenin şartlarındandır. Her halde bunu nazarı itibara alarak son zamanlarda Diyanet İşleri Başkanlığı müftülüklere tamim göndererek duanın açıktan yapılmasını istemiştir. Ancak cemaatın ellerini kaldırarak duaya lisanlarıyla açıktan âmin demeleri tahrimen mekruhtur.
Necmeddin el Bakkali’den naklen deniliyor ki; “Hatip duaya başladığı zaman ne ellerini kaldırmaları ne de dilleriyle açıktan âmin demeleri caiz olmaz. Yaparlarsa günahkâr olurlar. Hulvani bunu yapan kimseye ulemanın hatırlatmasının vacip olduğuna kail olmuştur. Berika’nın kenarında Recep Efendi de şöyle nakleder; Şemsü’l eimme der ki; “Bunu ancak cahiller yapar, bilenlerin onları uyarmaları vaciptir. Aksi halde günahta onlar da ortak olmuş olurlar.” (Berika, 4/533; İbni Abidin)
Zira Peygamberimiz (as) bir hadislerinde; “Hatip hutbeye çıktığında lâ salâte velâ kelâm ‘Namaz kılınmaz, söz söylenmez’” buyurmuşlardır.
Ancak imamın duasına ve Efendimizin adının anılmasına kalben âmin ve salâvat getirilebilir. Yoksa açıktan dil ile âmin denilmesi ve salâvat getirilmesi caiz değildir. (Diy. İlmihalleri, İbni Abidin, N. İslâm, C.Yıldırım, Zuheyli, Ö.N.Bilmen ve diğerleri)
Namazda haram olan her şey hutbede de haram olmakla hutbe esnasında emri maruf cinsinden bile olsa konuşulmaz, konuşana sus bile denmez. Yeme içme olmaz, sadece yönünü kıbleye çevirerekhutbe dinlenir. Sağa sola dahi bakılması uygun değildir.
Hutbe namaz gibi olmadığı için hutbenin dinlenmesi matlup olduğundan dinleyen kişinin rahat edebileceği şekilde ister bağdaş kurarak, ister diz çökerek oturmasında sakınca yoktur. Ancak namazdaki gibi oturması daha güzeldir.
Hatip hutbede iken camiye giren kişinin namaza durması mekruhtur. Kişi namazda iken, hatip minbere çıkacak olursa namazı fazla uzatmadan tamamlar. Eğer ikinci rekât bitmeden imam hutbeye çıktıysa iki rekâtta selam verir, üçüncü rekâta kalktıysa artık dört rekâtı tamamlar.
Cuma namazına imam selam vermeden önce yetişen kimse cumaya yetişmiş olur. Bu kişi imamın selamından sonra namazını kendisi tamamlar. Bu Hanefilere göredir. Onlardan imam Muhammed, Şafi ve Malikiye göre bir rekâtına olsun yetişemezse kalkar namazını dörde tamamlar. (Nimeti İslâm; Diy. İlmihali, 1/300) (Ahmet Selman, Üç Aylar İlmihali)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER