Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ALLAH’A KULLUK GÖREVİ, SOSYAL ÇEVREMİZİN YANI SIRA, DOĞAL ÇEVREMİZE KARŞI SORUMLULUKLARI DA KAPSAMAKTADIR

Muharrem Günay 10 Mart 2018 Cumartesi 11:18:41
 

Müminler hem Allah’ın kitabında hem de kâinatta onun yaratma hikmetini ve kendilerinin var edilme sebeplerini okur, bunlar üzerine düşünür ve anlamaya çalışırlar. O’nun kudret ve kuvvetini her seferinde yeniden ve bir kez daha fark ederler. Böylece imanları kalplerinde kök salar.
Derinlemesine bakmak… Örneğin Allah’ın gökyüzünden indirdiği yağmurla ölmüş toprağı diriltmesinde, ölümden sonra dirilmenin bir delilini görmek mümkün müdür? Ana babanın evladına gösterdiği şefkat ve merhamette, Rabbimizin rahman ve rahim isimlerinin işaretini görmüyor musunuz? Kendimizi çevreleyen hayatın akışının tamamında Allah’ın koyduğu kuralların şaşmaz bir şekilde işleyişine dair verilere şahit olmuyor muyuz? Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün bir biri ardınca gelişinde, denizlerde seyreden gemilerde, yeryüzünde çeşit çeşit canlının yayılmasında, rüzgârlarda ve bulutların seyahatinde elbette düşünenler için sayısız ayet vardır.
Ayetleri koruyup geliştirmek… Allah’a saygı, O’nun ayetlerine karşı gerekli sorumlulukları yerine getirmeyi zorunlu kılar. Bu da âleme yayılmış her bir ayette Rabbimizin ne demek istediği üzerinde düşünmek, anlamına uygun tutum ve davranış geliştirmek demektir. Bu şekilde inanan kişi, doğal çevreye karşı duyarlıdır; bozulmaması ve yok olmaması için çaba harcar. Çevreye bakıp düşündüğünde her birinin kendi lisan-ı halince Allah’ı hatırlatan ayetler olduğunu bilir. Doğayı hizmetine sunulan bir emanet olarak görür ve koruyup kollamaya gayret eder.
Allah yeryüzünde fesat çıkaranları ve doğayı ve ekolojik dengeyi bozanları sevmez ve şöyle buyurur:
“İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için koşar. Allah ise bozgunculuğu sevmez.” (Bakara-2/205)
Çevre; canlı ve cansız varlıkların ahenk içinde yaşamını sürdürdüğü, insanlığın istifadesine açık, ortak kullanım alanıdır. Bu çevrede şu anda bizimle birlikte hayat süren bütün varlıkların hatta bizden sonra gelecek nesillerin hakları vardır.  O halde çevreden, tabi ortamın bozulmasına yol açmadan yeteri kadar yararlanmalıyız.
Allah,  yer ve gök arasındaki canlı ve cansız varlıkları boşuna yaratmamıştır. Yaratılmış olan her varlığın bir hikmeti ve sebebi vardır.  Bu duruma yüce kitabımızda şöyle dikkat çekilir:
“Vema halagna s-semae ve l-arda vema beynehüm a laibin Biz yeri, göğü ve arasındakileri oyun olsun diye yaratmadık.”  (Enbiya, 21 /16)
Kur an da, dağlardan, nehirlerden, bitkilerden ve diğer canlı varlıklardan bahisle, onların yaratılış hikmetine ve işlevine dikkat çekiliyor ve varlıkların Allah’ı tesbih ettikleri haber verilir.
“Yedi (kat) gök, yer ve onların içindekiler O’nu tesbih eder. O’na, hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat (siz) onların tesbihlerini anlayamazsınız. Doğrusu O, Halîm’dir (cezaya acele etmez ve) çok bağışlayıcıdır.” [bk. Hac, 22/18] (İsra,17/44)
Her varlık kendi görevini yerine getirmekle hem Allah’a itaat etmekte hem de Allah ı zikretmiş olmaktadır  Mutasavvıflar da her varlığı kul olarak görmüş ve onların zikir halinde olduklarını söylemişlerdir:
Şol cennetin ırmakları/ Akar Allah deyu deyu
Çıkmış İslam bülbüller/ Öter Allah deyu deyu

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti