Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

BENİM NAMAZIM ALEMLERİN RABBİ ALLAH İÇİNDİR

Muharrem Günay 22 Aralık 2013 Pazar 02:00:00
  Namaz kılacak olanın önce niyyet etmesi gerekir. Niyetin ardından Kâbe’ye dönmesi ve kendi¬ni Allahü Teâlâ’nın huzurunda bilmesı ve Allahü Teâlâ’nın Şuarâ sûresi, iki yüz on sekiz ve iki yüz on dokuzuncu âyetlerinde: “Gece teheccüde kalkınca ve farz namazı kılarken, kıyam, rükû’ ve secde vaktinde seni gören Rabbine tevekkül et” ve hadîs-i şerifte: “Allahü Teâlâ’ya O’nu görür gibi ibâ¬det eyle, zira sen O’nu görmüyorsan, O seni görüyor” ma’nâlarına uyarak kendinin Allahü Teâlâ’nın huzurunda olduğuna ve herhalde kendini Al¬lahü Teâlâ’nın gördüğüne inanması, şübhe etmemesi, farz namazlarını edâ veya kazaya niyet etmesi (İmam Suyuti, Camiu’s-sağiri: 1/746) ; “Ben Hakk’a yönelen biri olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndür¬düm. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim. Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamım da, ölümüm de Âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur.” Diye düşünerek namaza başlaması lâzımdır.
Kur’an-ı kerim de Yüce Rabbimiz;
“Namazı kılın”(Bakara:43), emriyle namazın kıyamı; “Onlar namazlarına devam eden kimselerdir.” (Mearic:23); (Müminun: 9) ayetleriyle devamı; “Onlar namazlarını titizlikle koruyan kimselerdir”(Mearic: 34), âyetiyle namazın korunmasını; Meryem suresi 59. Ayetiyle zâyi edilmemesi; “Namazı igâme ederler.” (Bakara: 3,) , “Gereği gibi kılarlar” (Enfal:3), Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler”(Mü’minun:2) ayetleri ile huşuu ve igâme edilmesi ; “Şüphesiz ki namaz müminler üzerine belli vakitlerde farz kılınmıştır”(Nisa:103) ayetiyle belirli vakitlerde kılınması; “Rükû edenlerle beraber rükû edin” (Bakara:43) ayetiyle cemaatle kılınması emir ve tavsiye edilmektedir.
Kur’an-ı kerim’de birçok ayette namazdan sonra “Egimissalate ve êtüzzekat” sözleri ile namazla birlikte zekât ve yardımlaşma emredilmiştir
Maun suresine ise mealen:
“Dini (o hesap gününü) yalanlayanı gördün mü? İşte, yetimi itip kakan, Yoksulun yiyeceği ile ilgilenmeyen/yoksula yedirmeyi teşvik etmeyen de odur. Vay haline! (Şöyle) namaz kılanların ki onlar, namazlarından (onun öneminden, gayesinden ve vaktinin geçtiğinden) gafildirler. Hem de onlar, gösterişçidirler. (İyi tanınmak veya çıkar sağlamak için namaz kılarlar.) Onlar, zekâtı veya yardım ve yardımlaşma için) en basit şeyleri bile esirgerler/engel olurlar.” (Maun/1-7) [bk. 2/264; 4/38, 142] buyrularak, yetimi, yoksulu yedirip doyurmayanlar, zekât ve sadakalarını vermeyenler, namazda verdikleri sözlere uymayan ve namazın ruhuna göre yaşantılarını düzenlemeyenler, namazda gaflet içerisinde olmakla suçlanmış ve “Yazıklar olsun o namaz kılanlara” hitabının muhatabı olmuşlardır. Bu bakımdan namazda “iyyâ kena’budü ve iyyâkenesteîn” ayetini okumakla “Yalnız Allah’a kulluk edeceğine ve Allah’tan yardım dileyeceğine” söz veren müslümanın bu sözüne sadık kalması, namazda gösterişten, riyadan uzak durması, malının zekâtını vermesi, yetimi ve yoksulu koruması ve dosdoğru bir kimse olması gerekir. Nitekim bu duygu ve düşünceler bir başka ayette şöyle dile getirilir:
“(Ey ibadet edenler!) İyi ve erdemli olmak (yalnızca) yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. (önceki Hıristiyanlar doğuya, Medine ve civarındakiler ise kuzeybatıya düşen Beyt-i Makids’e yüzlerini dönerek, Müslümanlarda önce Kudüs’teki Beyt-i makdis’e dönerek ibadet ediyorlardı. Burada gerek böyle gerekse namazda selam verirken yüzü doğu ve batıya dönerek selam vermek ve namaz kılmak kastedilmektedir.) Fakat iyi ve erdemli (muttaki) kişi; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitab’a (Kur’an’a) ve peygamberlere inanıp malı(nı), sevgisine rağmen (Allah rızası için) akrabaya, yetimlere, yoksullara ve yolda/sokakta kalmışlara, dilenenlere ve boyunduruk altında bulunanlara (kurtulmaları için) veren, namazı ikame eden/dosdoğru kılan (ve dosdoğru olan), zekâtı veren, ahitleştiği zaman sözlerini yerine getiren, sıkıntıda, hastalıkta ve savaşın şiddetlendiği anda sabredendir. İşte (imanlarında, yaptığı iyilik ve taatta) doğru olanlar onlardır. Ve takvaya erenler de onlardır.” (Bakara: 177)
Yukarıda meali verilen Bakara suresi 52. Ayette” İyi ve erdemli insan olmak için sadece namaz kılmak yeterli değildir” denildikten sonra İyi ve erdemli bir insanda bulunması gereken özellikler bir bir sıralanmıştır:
“İyi Ve Erdemli (Muttaki) Kişi”
1-Allah’a,
2-Âhiret gününe,
3-Meleklere,
4-Kitab’a (Kur’an’a),
5-Peygamberlere inanan.
6- Malı(nı), sevgisine rağmen (Allah rızası için) akrabaya, yetimlere, yoksullara ve yolda/sokakta kalmışlara, dilenenlere ve boyunduruk altında bulunanlara (kurtulmaları için) veren,
7-Namazı ikame eden/hakkıyla, dosdoğru kılan ve dosdoğru olan,
8-Zekâtı veren,
9- Verdiği sözde duran.
10-Sıkıntıda, hastalıkta ve savaşın şiddetlendiği anda sabredendir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti