Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ELLİ VAKİT NAMAZ – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 13 Haziran 2013 Perşembe 03:00:00
  Alah, (CC) bu makamda Peygamberimize vahyettiğini vahyediyor ve bu arada Peygamberimizin ümmetine bir gün, bir gecede ( kılınmak üzere ) elli vakit namaz farz kılıyor. Peygamber Efendimiz (SAV) oradan inerken Musa ile karşılaşıyor, Musa: “ Ya Muhamed! Rabbin sana ne gibi ahitte bulundu? “ diye soruyor. O da: “ Bir gün bir gecede elli vakit namaz…” diye cevap veriyor. Bunun üzerine Musa: “ Ümmetin buna güç yetiremez. Dön de Rabbinden hafifletilmesini iste!” diyor. Peygamber (AS) Cebrail’e dönüp işaretini bekliyor. O da: “ Evet dilersen Rabbına yüksel “ diyor. Peygamber (AS) bulunduğu yerde. “ Ya Rabbi bunu hafiflet. Çünkü ümmetim buna güç yetiremez” diyor. Allah (CC) on vakit kaldırıyor… Derken gide gele bu namazı beş vakte düşürüyor. Musa yine: “ Ya Muhammed! Vallahi bundan daha az bir namazı İsrail oğullarına teklif ettim, gevşeklik ve zaaf göstererek terk ettiler. Oysa senin ümmetin beden, kalp, göz ve kulak bakımından daha kudretli değildirler. Rabbına dön de bunun hafifletilmesini iste” diyor. Peygamberimiz yine Cibril’e dönüp işaret bekliyor. Cibril bunu uygun karşılıyor ve Peygamberimiz tekrar durumu Rabbına arz ediyor: “ Ya Rabbi! Ümmetimin bedenleri, kalpleri,gözleri ve kulakları daha kuvvetli değildirler. Beş ( vakit ) namız hafiflet “ diye istekte bulunuyor. Bunun üzerine
Beş Vakte Elli Vakit Sevabı
Cenâb-ı Hak:
– Ya Muhammed! Diye sesleniyor. O da:
– Buyur Rabbım! Emrine hazır bekliyorum, diyor. Allah:
-Artık söz benim yanımda değişmez. Bu, Ümmü’l Kitap’ta farz kılındığı gibidir. Her iyilik on misliyle karşılık görür. Namaz Ümmü’l Kitap’ta elli (vakit) dir ve beş ( vakit ) namaz olarak sana farz kılınmıştır.
Peygamber (AS), Musa’ya (AS) döndüğünde, Mua (AS) soruyor:
– Ne yaptın, ya Muhammed? O da:
– Rabbım hafifletti: “ Her iyilik on misliyle karşılık görür “ buyurdu. Diye cevap
Veriyor. Musa (AS) ona:
– Ben bu konuda daha azıyla İsrail oğulları’nı denedim, yapamadılar, terk ettiler. Sen
Rabbına dön de hafifletilmesini dile, diyerek öneride bulunuyor. Peygamberimiz (AS) ona şöyle diyor:
– Ya Musa And olsun ki, Rabbımdan utandım. Artık bu hususta istekte bulunamam. Musa (AS):
– Öyle ise, Allah’ın ismiyle yeryüzüne in! Diyor. Peygamberimiz de (AS) o halden sıyrılıp kendisine gelince, kendini Mescidü’l Haram’da buluyor.” (Buhari / Kitabü’t-Tevhid: Enes b Malik (RA)den nakil, Celal Yıldırım, “ İmin Işığında Asrın Kur’an Tefsiri “ cilt:7, İsra Suresi’nin tefsirinden alınmıştır.)
Hicretten bir buçuk yıl önce Recep Ayının 27. gecesi gerçekleşen bu olağanüstü olay halk arasında duyulunca Kureyşliler Peygamberimizi yalanladılar. Peygamberimizi soru yağmuruna tuttular, özellikle Mescid-i Aksa ile ilgili sorular sordular.
Peygamber Efendimiz bu konu ile ilgili olarak şöyle söylemiştir:
“ Beytü’l- Makdis’e gecenin az bir bölümünde yolculuk yaptığımı duyan Kureyş Kabilesi beni yalanladılar. Bunun üzerine Hicir’de ayağa kalktım. Allah, Beytü’l- Makdis’i getirip önüme koydu. Ona bakarak oradaki alametleri bir bir onlara haber verdim.”(Beyhaki: Saad b. Müseyyeb’den)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER