Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

HAC VE UMRE’Yİ ANLAMAK – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 17 Mart 2013 Pazar 02:00:00
  İslam dininin beş esasından birisi de hac ibadetidir. Ayet-i kerimede haccın farziyyeti şöyle anlatılmaktadır: “Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbed), Mekke’deki (Kâbe)’dir. Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki Allah bütün âlemlerden müstağnîdir.” (Âl-i İmrân, 3/96-97.)
Bu yolculukta Cenab-ı Allah’ın rızasına erme asıl gayedir. Müslümanlar lebbeyklerle, ihramlara sarınırlar. Peygamber Efendimiz’in: “Allah’ım hac yapmak istiyorum, bunu bana kolay kıl ve benden kabul eyle.” Duasını yaparak her türlü meşakkate göğüs germek üzere Allah’tan yardım dilerler. İhramını giyen Müslüman’ın aklına ilk olarak ölünce giyeceği kefen gelir. Böylece ölümü ve yeniden dirilimeyi fiilen hem yaşamış ve hem de öğrenmiş olur. Kâbe’ye varıp tavafa başlayan mümin, makam, mevki, mal ve yakınlarının her şeyin geride kaldığının, insanların eşit olduğunun ve üstünlüğün ancak ve ancak takvada olduğunun idrakine varır.
Tavaftan sonra Allah’ın koyduğu nişanlardan olan Safa ile Merve’de sa’y ederken Hz. Hacer annemizin çocuğu İsmail’e su aramak üzere mücadelesini hatırlar, sonra şükürle Hz. İsmail’in hatırası olan, zemzemi kana kana içer. Arafat’ta tövbeleri kabul edilen Hz. Havva annemiz ve Hz. Âdem babamızın sevinçlerini paylaşır ve kendi duasının kabulü için de Allaha yalvarır
Müzdelife’de taşları toplayıp Mina’da şeytanı taşlarken şeytanın yolundan gidenleri ve tüm kötülükleri ve kötü düşünceleri taşlar ve onlardan uzak durup Cenab-ı Allah’ın yolundan gideceğine söz verir. Kesilen kurban, yapılan ziyaret tavafı ve sa’ydan sonra tıraş olup ihramdan çıkan hacılar, asıl mücadelenin bundan sonra başlayacağının bilincindedirler. Allah’ın evine, Peygamberimizin ravzasına varmanın mutluluğu, daha o mübarek topraklardan ayrılmadan başlayan özlemleriyle yurtlarına geri dönerler.
Peygamber Efendimiz: “Kim Allah için hacceder, çirkin söz ve günahlardan sakınırsa, annesinden doğduğu gün gibi günahlarından arınmış olarak döner.” Buyurmaktadır.
UMRE VE ÖNEMİ
Umre; belirli bir zamana bağlı olmaksızın ihrama girip Kebeyi tavaf etmek, Safa ile Merve arasında Say yapıp tıraş olduktan sonra ihramdan çıkılarak yapılan bir ibadettir. Yüce Rabbimiz bir ayette: “Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın.”[-Bakara, 2/196.] buyurmaktadır. Sevgili Peygamberimiz(s.a.s.)’de: “Umre, daha sonraki umreye kadar ikisi arasında işlenen günahlar için kefarettir. Allah katında makbul haccın karşılığı ise ancak cennettir.” buyurmuştur.
Umre çok önemli bir ibadettir. Bu yüzden âlimler umreye ‘Küçük Hac” demişlerdir. Umrenin belli bir zaman yoktur, her zaman yapılabilir. Ramazan ayında yapılması ise mendup ve daha faziletlidir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur :“Ramazan ayında yapılan umre bir hacca denktir.”
İmkânı olan Müslüman bir kimsenin, ömründe bir defa umre yapması sünneti müekkededir. Umreyi kendi adımıza yapabileceğimiz gibi yaşayıp da umreye güç yetiremeyen veya vefat etmiş olan anne ve babamız içinde yapabiliriz. Sevgili Peygamberimizin ve ashabının yaşadığı mekânları görmek, O’nun ve ashabın kabirlerini ziyaret etmek, namaz kıldıkları mescitte namaz kılmak, her müslümanın özlemidir, sevdasıdır.
Bir Hadis: “Kim beni vefatımdan sonra ziyaret ederse, o beni hayatımda ziyaret etmiş gibidir.”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER