Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

KİM RESUL’E İTAAT EDERSE ALLAH’A İTAAT ETMİŞ OLUR

Muharrem Günay 8 Kasım 2013 Cuma 02:00:00
  “Kim Resul’e itaat ederse, muhakkak ki Allah’a itaat etmiş olur.” (4/Nisa, 80), “Biz bütün peygamberleri ancak Allah’ın izni (emri) doğrultusunda kendilerine itaat edilsin diye gönderdik.” (4 /Nisa/64)
“Her kim de kendisine doğru yol (İslam) belli olduktan sonra, Resûle karşı tavır koyar (emirlerini beğenmez) ve (Rasûlü örnek alan) müminlerin yolundan başkasına uyarsa, onu döndüğü (ve seçtiği o sapık) yolda bırakırız. Sonra kendisini Cehenneme atarız. O ne kötü bir giriş yeridir. ” (Nisa/115)
Peygamberin sünnetini terk ederek, başka yollara sapanların âhiretteki durumları Kur’an’da şöyle anlatılır: “O gün o (her inkârcı) zalim, ellerini ısırıp: “Keşke ben, peygamberle beraber kurtuluş yolunu tutsaydım” diyecek. (bak. 33/Ahzab/66-67) Yazıklar olsun bana! Keşke falanı dost edinmeseydim; Andolsun ki, bana o, (Kur’an) gelmişken, beni zikirden (Allah’ı anmaktan ve Kur’an’dan) o saptırdı. Zaten şeytan, (darlıkta) insanı yalnız ve yardımcısız bırakandır.” (25/Furkan 26-29) “O gün, onların yüzleri ateşte evrilip çevrilirken; “Ah! Keşke biz, Allah’a itaat etseydik, Peygamber’e de itaat etseydik” diyecekler. Ve diyecekler ki: “Ey Rabbimiz! Doğrusu biz, efendilerimize ve büyüklerimize (onların isteklerine, hevalarına ve çağırdıklarına) uyduk, (onlar) da bizi (hak) yoldan saptırdı.” (33/Ahzab/66-67) (karş. 2/Bakara/165-167)
“İnsanlardan bazıları Allah’tan başkasını Allah’a denk tanrılar edinir de onları Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah’a olan sevgileri ise (onlarınkinden) çok daha fazladır. Keşke zalimler azabı gördükleri zaman (anlayacakları gibi) bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azabının çok şiddetli olduğunu önceden anlayabilselerdi. İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır. (Kötülere) uyanlar söyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün olsaydı da, simdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, islerini, pişmanlık ve üzüntü kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar. (2/Bakara/ 165-167) ( Bk. 7A’raf/36-39; 16/Nahl/27; 28/Kasas/62-66; 33/Ahzab/66-68; 34/Sebe/22; 37/Saffat/22-35; 38/Sâd/55-61)
Ebu Râfî (r.a) ‘den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
“Benim emrettiğim veya nehyettiğim bir konu kendisine iletildiğinde sakın sizden birinizi, koltuğuna yaslanmış olarak, “biz onu bunu bilmeyiz. Allah’ın kitabında ne görürsek ona uyarız, o kadar” derken bulmayayım.” (Ebu Davud, Sünnet 5; Tirmizi, İlim 10; İbn Mace, Mukaddime 2 (Tirmizi “bu hadis hasen bir hadistir” demektedir.)
Üç Ayeti Kerime Hükümce Birbirlerine Bağlı Oldukları Üç Şeyle Nâzil Olmuşlardır
Yüce kitabımızda “Bana ve anana babana şükret. Dönüş ancak bana’dır dedik” (Lokman:14) buyrulmuştur. Bu ayet hakkında İbni Abbas şöyle demiştir:
Üç ayeti kerime hükümce birbirlerine bağlı oldukları üç şeyle nâzil olmuşlardır. (indirilmişlerdir) Birinin hükmü (gereği) yerine getirilmedikçe diğeri ifa olunsa yerine getirilse dahi kabul edilmez. Bunlar:
1- Allah’ın : “Allah’a itaat edin, Peygambere itaat edin” (Nisa suresi:59) mübarek emridir. Kim Allah’a itaat edip Resulullaha itaat etmezse onun bu itaatini Allah kabul etmez.
2- Kur’an’ın “Namazı dosdoğru/gereği gibi kılın, zekâtı verin” (Bakara suresi: 110) hükmüdür ki, namazını kılıp zekatını vermeyen kimselerin namazı kabul edilmez.
3- Cenâb-ı Hak’kın “Bana ve anana, babana şükret” (lokman suresi: 14) fermanıdır. Kim ki Allah’a şükredip (Kulluk edip) de ana ve babasına teşekkür etmez (saygıda kusur eder) se Allah’a karşı yaptığı şükür (kulluk) şâyan-ı kabul değildir. (Tirmizi, İbni Hibban, Hakim, İslam Şeraitinde Büyük Günahlar, İmam Zehebi, çeviren Sıdkı Gülle)
Hüküm koyma yetkisi Allah’a ve Resulüne ait olduğu halde, Allah’a rağmen kendi hayatını ve emaneti altında olanların hayatını kendi istek ve arzularına veya başkalarının istek ve arzularına göre tanzim etmeye yeltenen ve düzenleyen insan, kendi hev��sını ilah edinmiş olur. Hâlbuki Kur’an ve sünnet yoluyla hakkında hüküm konulmuş bir meselede bizim seçim hakkımız yoktur. Bu konuya Ahzab suresinde ve Nisa suresinde dikkat çekilir:

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER