Nöbetçi Eczaneler
5 Ağustos 2013 Pazartesi 03:00:00 Bunlar öğretmenlik yaparken, okul müdürlerine karşı bir ön yargı mı beslediler, kendileri defalarca girdikleri okul müdürlüğü sınavını kazanamadıklarından dolayı mı? Yoksa birilerinden talimat alarak mı bunları yapıyorlar? Anlamış değilim, ama biliyorum ki sizler anlıyorsunuz…
Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Şube müdürlerinin usulsüz, hiçbir yönetmeliğe ya da mevzuata dayanmayan uygulamalarına uymayan ya da bunu hatırlatan Okul müdürleri başta olmak üzere, öğretmenler üzerinde asılsız ihbar ve şikayetler düzenleyerek, baskı kurmaya devam ediyor.
Yanlış duymadınız bunlar gerçek…
Sendika yönetimleri de her okulun içinden seçilen temsilcilerle; haftada bir yapılan toplantılarda okul hakkında bilgi almaktan çok, o okul yöneticisi ya da öğretmen hakkında nasıl bir baskı kurulabilir politikaları geliştirmekte ve bunu Milli Eğitim’de bulunan Şube müdürlerine servis yapmakta. Yani düzen bu şekilde kurulmuş…
Bir ilköğretim okulu hakkında dönüştürmeyle ilgili karar alıyorsunuz. O okul müdürünün haberi yok. Okul müdürü velilerine Milli Eğitim Müdürü’nün bizzat kendisinden aldığı bilgilerle; hem okul personelini bilgilendiriyor, hem de velilerini. Bir de bakıyor ki; İl Milli Eğitim Şube Müdürü kendisine bir evrak uzatıyor. “Biz komisyon kurduk bir karar aldık. Siz de vardınız, bunu imzalayın” Okul müdürü “kendisinin olmadığı bir komisyonda alınan böyle bir kararı imzalayamam” deyince hemen dışlama ve ilgili okul müdürü üzerinde baskı kurma çalışmaları başlıyor.
Soruyorum size, bu nedir? Patagonya Cumhuriyeti’nde mi yaşıyoruz? Çıksın biri cevap versin Allah aşkına…
DSP zamanında yapılan büyük bir yanlış ve zulüm vardı…
Siz de mi aynı zulüm içersindesiniz?
Asılsız şikâyet, ya da beğenmedikleri donanımlı okul müdürleri hakkında başlattıkları ötekileştirme hareketlerine biri dur demeyecek mi?
Şu mübarek Ramazan ayında, hiç mi Allah’tan korkmazsınız? Hiç mi vicdanınız sızlamaz?
Bir İlköğretim Okul müdürü yasa ve yönetmelik hükümlerini uyguluyor diye; sık sık okuluna gidip baskı kurmalar, tehditler, asılsız şikâyetlerle huzursuz etmeler… Olmuyor beyler, olmuyor, öğretmen kimliği taşıyan biri, bir makama geldim diye zulüm etme hakkını kendinde görmemeli…
Sayın valim; bu şikayet konuları araştırılsa iyi olmaz mı? Şikâyet edeni, kamu yararı var diye değerlendiriyorsunuz da, asıl şikâyetlerde kamu yararı sizce yara almıyor mu?
Sayın Valim, siz bari eğitim kurumlarındaki bu huzurluğu araştırın…
Yazık, olan yavrularımıza olacak, okullarda huzuru sağlamadan nasıl bir başarı bekliyorsunuz?
