Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

SEFER/ YOLCULUK – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 10 Ekim 2014 Cuma 03:00:00
  İslam dini kolaylığı esas alan bir din olduğundan misafir (yolcu) olanlar hakkında Namazın kısaltılması yani dörtlü farzların iki kılınması, Ayaklardaki mestlere mesh etme müddetinin üç güne kadar uzatılması, Cuma ve Bayram namazlarıyla mükellef olmamaları, gibi bir takım kolaylıklar getirmiştir. Namazın yolculukta, misafirlikte ve savaşta kılınırken kolaylaştırılması ile ilgili olarak Nisa suresinde şöyle buyrulur:
“Yeryüzünde sefere çıktığınız vakit kâfirlerin size saldırmasından korkarsanız, namazı kısaltmanızdan ötürü size bir günah yoktur.” (Nisa: 101)
Namazın dört rekâtlılarını iki kılmak Şafilere göre ruhsat ise de Hanefilere göre azimettir. Yani dört kılmak tahrimen (harama yakın) mekruhtur. Şayet yanılarak dört kılarsa sehiv secdesi gerekir. Zira iki rekâtta verilecek selamı geciktirmiştir.
Misafir kişi imam olup dört kıldırırsa arkasındaki mukim olan cemaatin namazları fasit olur. Zira misafirin üçüncü ve dördüncü rekâtları nafiledir. Arkasındakilerin her dört rekâtı farzdır. Farz kılanın nafile kılana iktidası (uyması) sahih değildir.
Yine misafirin Ramazan orucunu yemesi ve Cuma namazını kılmaması ruhsat ise de oruç tutması, cumayı kılması azimet ve efdaldir. (Nimeti İslam) (Ahmet Selman Üç Aylar İlmihali)
Seferiliğin tahakkuk etmesi için orta surattaki yolculuğa itibar edilip deve yolculuğu, yaya yolculuğu ve denizde de mutedil rüzgârda yelkenli bir kayıkla üç günlük mesafedir. Her gün için altı saatlik yürüyüş hesabı ile 18 (on sekiz) saatlik bir mesafe kabul edilmiştir ki; saatte 5 km yol kat edildiğine göre 18×5=90 km’lik mesafe sefer mesafesi sayılmıştır.
Böyle bir mesafe ve daha fazlasına ne ile gidilirse gidilsin kişi seferi sayılır. Motorlu vasıtalarla bu mesafeye gidilse hüküm değişmez. Zira motorlu vasıtalar dünya çapında yolculuk yapılacak araç sayılamaz. Bunlarsız yolculuk yapılan memleketleri de hesaba katmak lazım. Nasıl ki namaz vakitlerinin tayin ve tespiti güneşe göredir. Bu ölçü yeryüzünün tamamına yakın yerleşim yerleri için değişmez ölçüdür, elimizdeki saat esas ölçü olamaz. Zira saat durmuş, düşürülmüş olabilir. Aynı zamanda binilen vasıtalar ne kadar süratli ve rahat olsa dahi “kapı arkası gurbettir” atasözü yerinde söylenmiş bir sözdür ki insan bulunduğu evinden ayrılırken aile efradına karşı olan tutumu ile şehir dışına başka beldeye gideceği tutumu aynı değildir. Hanımına dönünceye kadar belli tembihleri vardır, daha yola çıkmadan yolculuğun manevi meşakkati, ayrılık ateşi kendini göstermeye başlar ve yolculuk hali ne olur ne olmaz diye belki de vedalaşılır. Dolayısıyla bu zamanda seferilik mi olur? Gibi şüphe ve tereddütlere mahal yoktur. Hz. Allah (cc) geleceğin kolaylıklarından bu günkü yolculukların gereksizliğinden habibi Hz. Muhammed Mustafa’sını (sas) bilgilendirmez miydi? Hem de Müslümanlar dini görevlerini yerine getirirken o konularda derin bilgileri olan âlimlerin bilgi ve yorumları ışığında hareket etmekle memurdur. Yoksa kendi kafa ve düşüncelerimize göre hareket edemeyiz.
Sahabeden bir zat Hz. Ömer (ra)’e şöyle demiştir; “Biz neden namazları kısaltarak kılıyoruz, hâlbuki güven içindeyiz” deyince Hz. Ömer (ra) cevaben; “Ben de aynı durumu Hz. Peygamber Efendimize sordum ve bana dedi ki; ‘Allah’ın size verdiği bir bağıştır. Allah’ın sadakasını (hediyesini) kabul edin’ buyurdu.” (Müslim’den Zuhayli)
Peygamberimiz (as) hac, umre ve savaş için yaptığı seferlerde namazları kısaltarak kıldığı haberleri tevatür derecesindedir. Hz. Peygambere bu yolda arkadaşlık etmiş olan Hz. Ebu Bekir, Ömer ve Osman da böyle yaparlardı.
İlim adamları yolculuğa çıkan kimsenin namazlarını kısaltacağı hususunda ittifak etmişlerdir. Sefer ister hac, umre, hicret, cihad gibi vacip bir yolculuk olsun, ister kardeşlerini, hastaları, ana babayı, Mescid-i Nebi, Mescid-i Aksa’yı ziyaret gibi müstehap olsun ister dolaşıp hava almak, gezmek ve ticaret gibi mubah bir yolculuk olsun fark etmez. (Zuhayli, 2/413 )
Seferi kimse vakti müsait ise, sünnetleri tam olarak kılar. Durumu müsait değilse terk edebilir. (N.İslam)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti