(Dünden Devamı)
Türk adının kutsal ve mübarek sayılan değerlerle birlikte anılması aynı zamanda Türk adının da kutsal ve mübarek bir ad olduğunu ve bu şekilde kabul edildiğini gösterir ve “Tanrı onlara Türk adını verdi” diyen Kaşgarlı Mahmud’un görüşlerini kuvvetlendirir.
Türk Sözcüğü Öztürkçe ve Birleşik Bir Sözcük müdür?
Türk sözcüğünün kök ve türemiş bir sözcük olmayıp birleşik ve öztürkçe bir sözlük olduğu hemen hemen herkes tarafından kabul edilmektedir. Türkçe de iki ayrı sözcüğün birleşerek oluşturduğu, yeni bir kavramı belirten sözcüğe bileşik sözcük denir. Türk sözcüğündeki birinci sözcük insan türü, topluluk anlamına gelen “tür” ve ikinci sözcük ise ünlü düşmesine uğramış olan “ök“ tür. Örneğin Tatarca da Türk sözcüğü “ Türük “ biçiminde yer alıyor ve bugünde böyle kullanılıyor. Türkçe lehçeler içinde en eskisi olarak bilinen Yakut Türkçesinde Türk sözcüğü “ Türök “ biçiminde söyleniyor. Bu durumda Türk sözcüğü ; “Tür – ük“ ya da “ Tür – ök “ biçiminde olmalıdır. Ök-Ök sözcüğü ve kavramı Prototürkçe/Ön Türkçenin en eski sözcük ve kavramlarindan birisi olupTanrı’dan gelen, Tanrıya ve Tanrının güvencesine dayanan, insan manalarına gelir.
Bu durumda Tür-ök, Tür-ük sözcüklerinin birleşmesinden oluşan ve birleşik bir sözcük olan Türk sözcüğü, Tanrı’dan gelen, Tanrının güvencesinde, Tanrıya dayanan, inanan insan topluluğu manasına gelir. Yaşayan Türkçemizde de öksüz, ökü olmayan, yani anası, babası, dayanacağı, güveneceği kimsesi olmayan insan demektir.
Ziya GÖKALP ise, Türk adını “Türeli-Töreli“ (kanun-yasa-nizam sahibi) diye açıklamıştır. W. Bartold’un düşüncesi de buna yakındır. (İ. Kafesoğlu T.D.E.K. s:106)
Töre-Türe, Türk milletinin yüz yıllar boyunca sosyal hayatını düzenleyen herkesçe uyulması mecbur olan kurallardı. Gök Tanrı dini diye bildiğimiz ve Hanif-Muvahhid karekterli –Tek Tanrılı- eski Türk dininin adının “Töre” olduğuna dair iddialar da mevcuttur. Söz gelişi Said Başer:
“Töre büyük bir ihtimalle eski Türk dininin adıdır.” (S.Başer, S: 38) Yusuf Has Hacip’ de “Kutadgu Bilig“ (Kut kazanma bilgisi) adlı eserinde bu görüşü kuvvetlendirmektedir. O’na göre: “Tanrı kadirdir, adildir, gerçek töreyi koyan O’dur.” ( Beyit: 3192 ) Bir başka bir beyitte ise: “Eğer (törenin uygulanmasında kusur edersen ) Tanrı’dan affını dile!” denilmektedir. Eski Türk dininin adını “Töre“ olarak kabul eder ve Ziya Gökalp’ın belirttiği gibi, Türk adını “Töreli, nizamlı” şeklinde kabul edip bu görüşlerin hepsini birleştirirsek o zaman Türk adının manası: “Güçlü, kuvvetli, kudretli, töreli, dinli, imanlı, Allah’tan gelen, Allah’ın güvencesinde, Allah‘a dayanan, Allah’ın gönderdiği dine ve kurallara uyan millet” manalarına gelir. Bu görüş aynı zamanda “Tanrı onlara Türk adını verdi” diyen Kaşgarlı Mahmud’un görüşüyle de örtüşür. (Son)