İnsanoğlunu huzura ulaştıracak tek şey kanaattir. Hür olmak ise olmazsa olmazımızdır. İkisi birbirine bağlı. Kanaat hürriyeti getirir.
Kanaat ederseniz 15 liraya, yani bir simitle doyar, kanaat etmezseniz gece yarılarına kadar bir masada tıkınır, 2.000-3.000 lira harcar ama yine de doymazsınız.
İnsanın başına ne gelirse ya yediğinden, ya dediğinden derler. İnsanoğlu bir türlü doymak bilmiyor.İmtihan dünyası ya. Kimi fakirlik, kimi zenginlikle. Kimi hastalıkla, kimi sağlıkla. Kimi ailesiyle, kimi dostlarıyla. Kimi makamıyla, kimi işiyle, kimi adaletiyle, kul hakkıyla. Sınavı geçebilene ne mutlu.
Ancak kimse kusurlu değil. Herkes kendine göre haklı. Ne yazık ki bu doyumsuzluk güven ortamını uçurdu. Acımasızlık, kul hakkına girmek, adam kayırmak, kavgaya yatkınlık hepsi kanaatsizliktendir.
Kanaat yoksa hiçbir şey yetmez. Hırsa kapılırsanız hayatı kendinize zehir edersiniz. Kendi hürriyetinize kendiniz bomba koymuş olursunuz. Hırs ayrı, gayret ayrıdır. Hırs kötü, gayret iyidir. Bazı şeyleri elinizin tersiyle itivermek huzur getirir.
Dünya fani, hayat kısa. Ölüm kapıda. Kavganın galibi yoktur. Didişmekten medet ummak cehalettendir. Hani adama sormuşlar; Zenginliği mi seviyorsun, günahları ve kötülükleri mi? Adam zenginliği demiş. “Ama öbür dünyaya sevdiğinle değil, sevmediklerinle gideceksin.”
Götürdüğün bembeyaz bir bez parçası. Hani Özdemir Asaf diyor ya;
“Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu. Birinciliği beyaza verdiler.”
Değerli dostlarım; Huzuru bulmanın yolu sakin ve gösterişsiz olmak mı sizce de? Sana lazım olanın dışındakilere “bu bana lazım değil” deyip sırt çevirmek.
Bunu yapabilen dünyada eyvallahsız ve hür oluyor. Bilginize.