Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

DİN TACİRLİĞİ

Gerek Müslümanlar arasında gerekse Hıristiyanlar ve Yahudiler arasında dinin ve dince kutsal sayılan değerlerin dünyevi çıkarlar uğruna alet ve istismar edildiği çok görülmüştür.
Dinden maddi çıkar sağlamakta dini istismarında önemli bir yer tutmaktadır. Halbuki İslam’da asıl olan gösterişten, riyadan uzak bir şekilde “İHLAS” ile, dini yaşamak ve yapılan her iş ve ibadette Allah’ın rızasını gözetmektir.
Başkaları görüp beğensin, beni takdir etsin diye yapılan ibadet, münafıklığın ilk belirtisidir. Aynı zamanda İslam’ı içinden yıkmaya yönelik düşünce ve niyetin; Müslümanları aldatmanın alameti sayılır. Bunun için İslam Fakihleri ve Ahlakçıları ticaretle uğraşan Müslümanların kendi dükkânlarında, iş yerlerinde tesbih çekmesini, nafile namaz kılmasını dahi uygun görmemişlerdir. Zira bu gibi davranışlar müşteri çekmeye, onu aldatmaya yöneliktir.
Ebu Hureyre Sevgili Peygamberimizden şu hadisi naklediyor: “Kıyamete yakın bir takım topluluklar türeyecek, bunlar dini vasıta kılarak dünyayı yiyecek, dini midesine alet edecek. Sözleri şekerden tatlıdır. Fakat kalplerinde birer canavar gizlenmiştir. Adalet-i ilahiyenin tecelli edeceği gün Allah(cc) onlara şöyle hitap edecektir: “Siz benimle mi gurura kapıldınız, yoksa bana karşı mı cüretkar davrandınız.” (Tirmizi)
Kişinin görünüşüne, şekline, şemalına bakıp da aldanmamak gerekir, hatta kişinin namazı ve abdesti de bizi aldatmamalıdır. Önemli olan insanın davranışları ve ihlasıdır. Nitekim bu konuda da Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
“Allah sizin suvarlarınıza yani şekillerinize-görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize bakar..” ( Ahmet, Müslim ve İbni Mace, İhyâu ‘ Ulum’d- Din cilt 4/sayfa:625)
Devlet Malı Yiyenlerin Cenaze Namazı Kılınır mı?
Hz. Peygamberimizin ‘Beytül Mal’dan yani devlet malından yiyenlerin, aşıranların cenaze namazını kılmadığı bilinmektedir. Dinimizde bu suça “GULUL SUÇU“ denmektedir.
Gulul (kamu malı talanı) suçunun cehenneme götüreceğini gösteren Kur’an ve sünnet dayanaklı bilgiler, Buhari başta olmak üzere (bk Buhari, meğazi, Hayber bahsi)
Hemen tüm hadis ve siyer (Peygamberimizin hayatını anlatan eser türü) kaynaklarda yer alır. Fıkıh kaynaklarının çoğunda da bu bilgiler vardır. Bu bilgiler, BÜYÜK GÜNAHLAR (el- Kebâir) konusunu işleyen eserlerde de yer almaktadır. (örneğin, İbn Hacer el- Heytemi’nin ‘ez Zevacir’inde ).
Ünlü Muhaddis-Fakih İbn Hemmam (ölm. 211/ 826 ) o dev eseri el-Musannef’te bize bildiriyor ki, Hz. Peygamber, kamu malından iki dirhemlik bir miktarı çalan Eşça’lı sahabesinin cenaze namazını kılmamıştır. ( Ebû Dâvûd, Cihâd 133; îbn Mâce, Cîhad 34; Muvatta, Cihad 25: Müs-ned, IV, 114, V, 192.) (El-Camiu li Ahkâmi’l-Kur’an/İmam Kurtibi, Ali İmran suresi 161 ayetin tefsiri) Hz.Peygamber, kamu malı çalmış, kamu hakkında tasallutta bulunmuş olanların cenaze namazını kılmamıştır. ( Zâdü’l- Mead, Beyrut 1981 baskısı, 1/515, 3/107-108 ) olayı, İbnü’l Kayyım’ın sözcükleriyle verelim de kaynak sıkıntısı (!) çekenlerin ufku açılsın.
“Bir harp sonrasında Hz.Peygamber’e: “Filanca, falanca şehit oldu” diye tekmil verdiler. O, bunların birisi için şöyle dedi: ‘ Hayır! İşte o dediğiniz kişi şehit olmamıştır. Ben onu cehennem içinde görüyorum. Sebebi de, kamu malından (Beytü’l mal’dan devlet malından) çaldığı bir giysidir. Hz. Peygamber bunun ardından Hattab oğlu Ömer’i çağırarak şu talimatı verdi: ‘ Git, ey Hattab oğlu, git de insanlara şunu duyur: Cennete yalnız ve yalnız müminler girecektir.” (Müslim, İman; İbn. Hanbel, Müsned, 1/30, 47) “Hayber seferi sırasında ölen birinden söz ettiklerinde Hz. Peygamber şöyle buyurdu: ’Arkadaşınızın cenaze namazını siz kılın’ Bu sözü duyan sahabelerin yüzü renkten renge girdi. Bunu gören Hz.Peygamber dedi ki: ‘O arkadaşınız, kamu mallarından bir miktar aşırmıştı. Sebep işte budur.’ Bunun üzerine, sahabeler, ölen adamın eşyasını karıştırıp baktılar, bir de ne görsünler, Yahudilerden ganimet olarak ele geçmiş bir deri pabucu aşırmış” (İbn. Hanbel, Müsned, 2/213, Ebu Davud, hadis no: 2712; Hâkim,2/127 )
Başka bir rivayete göre bir adam Hayber’de ok atıyordu. Bu adam öldüğü zaman ashab, “Ne mutlu, şehid oldu!” dediler. Hz. Peygamber (s.a.s) ise: “Hayır. Muhammed’in canı elinde olan (Allah’a) yemin ederim ki, onun taksim edilmeden Önce ganimetlerden (gizlice) almış olduğu o kadife, özerinde bir ateş gibi yanacaktır” (Buhâri, Megazî. 38; Müslim, İman, 183 (1/108); Ebu Davud, 3/68.) buyurmuştur. Şimdi soruyorum, yukarıdaki bilgilere göre yüzün üzerinde yolsuzluk dosyası olanların ve dokunulmazlık zırhının arkasına saklananların cenaze namazı kılınır mı kılınmaz mı?

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti