Kent Meydanı’ndan önce… – Kocatepe Gazetesi

8 Şubat 2013 Cuma 02:00:00
  Şehri izlemek istersiniz bazen. Meselâ bir otomobil geçer, o otomobilin varış noktasının neresi olduğunu düşünürsünüz.
Çantası kendisinden büyük öğrencinin kendi dünyasındaki telaşını gözlemlemeyi arzu edersiniz.
Köşede duran simitçi ile simitçiden alışveriş yapan kişiler arasında hangi ortak noktaların bulunduğunu sorgularsınız.
Gençler, yaşlılar, çocuklar… Resmigeçit yapar adeta.
Şehri izlemek istersiniz bazen. Koşuşturma içindeki insanları, sakince duran heykeli, birçok olaya tanıklık eden binaları incelersiniz.
Bazen bir çiçeği, bazen bir kediyi görürsünüz.
Boş boş, telâşsızca bakmak isterseniz ağaçlara, bulutlara…
Şehri izlerken, sesler çalınır kulağınıza. Serçe sesleri ile dinlenir, araç sesleri ile yorulursunuz.
Afyonkarahisar’ı merkezden izleyebileceğimiz iki nokta var: Biri Anıtpark, biri Hükümet Konağı önü.
Ancak her iki noktada da eksiklikler göze çarpıyor.
Anıtpark önünde duran TIR’lar görüntü kirliliğine yol açıyor. Seyyar satıcıların durdukları nokta iyi, ama çevreleri çok boş. Dolayısıyla seyyar satıcılardan örneğin mısır alıp şöyle bir oturmak isteseniz, ya Anıtpark’ın havuzlarının kaşlarını; ya da iç taraflardaki bankları tercih etmek zorundasınız. Hele “Şehir sesi eşliğinde bir kitap okuyayım, birkaç satır yazayım” demeniz mümkün değil.
Zafer Müzesi’nin yan tarafındaki alan, “sakinlik” için daha müsait. Kafa dinlemek, yazı yazmak, kitap okumak için adeta biçilmiş kaftan. Yanı başınızda Valilik olduğu için “güvenlik” gibi bir derdiniz de yok.
Ancak “Hükümet Önü” olarak tarif edilen yerin caddeye bakan kısmında 4-5 bank bulunuyor. Çimen ve ağaçların arasında kalan bölümde, arkadaş grubu ya da ailenizle bir arada oturmanız zor.
Anıtpark için bir şey diyemem, ama Hükümet Konağı’nın önü biraz daha güzelleştirilmeli. Bunun için Kent Meydanı projesi beklenmemeli. Çünkü Kent Meydanı projesi, “hadi” deyince hayata geçirilecek bir proje değil. “Hadi” deyince hayata geçirilecek bir proje olmadığını, zaten yaşayarak görüyoruz.
Hükümet Konağı yıkılana kadar bile olsa, Zafer Müzesi’nin iki tarafı banklarla donatılmalı. Mümkünse parke-beton yerine tamamı çimlendirilmeli. Tabii çimlendirmek yetmez, bakımı da gerektiği şekilde yapılmalı.
Bu arada şehir ortasındaki “bilet dolum” merkezi banka ATM’leri, arka sokağa taşınmalı.
Bilet dolum merkezi ve ATM’lerden boşalacak yere Meydan’da, Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ait bina, taşınmalı.
Böylelikle Meydan’daki Kadınana suyunun verildiği çeşmeden başlayarak Telekom Binası’na kadar yeşillendirme fırsatı doğar. Yeşillendirilen bölümlerdeki bank sayısı artırılmalı, vatandaşların dinlenmesine ve şehri izlemesine fırsat verilmeli.
“Aman canım, nasıl olsa şu bina yıkılacak, öbür bina taşınacak, şu taraf şenlenecek, diğer taraf güzelleşecek” diye beklenmemeli.