Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

AKÜ KAN KAYBEDİYOR

Üniversitelerimizin dünyadaki ve ülkemizdeki sıralamasını yapan URAP tarafından yapılan araştırmayı okuyup kendimce önemli kısımlarını twitter’de paylaştığım “AKÜ kan kaybediyor. En iyi Üniversiteler arasında 50.sırada. Doluluk Oranında 74. sırada. Genel Kontenjanda Doluluk oranı: % 74”  paylaşımı sonrası AKÜ Rektörü sayın Mustafa Solak, büyük bir nezaket göstererek beni aradı. Paylaşımda yaptığım eleştirilere cevap verdi. Öncelikle sevgili hocama bu örnek davranışı nedeniyle teşekkür etmek istiyorum. Sayın Rektör, istatistiğin öyle görünmesine rağmen aslında durumun farklı olduğunu iddia etti. Mustafa Solak doluluk oranının aslında yüksek olduğunu, ancak bazı alanlarda hiç öğrenci kaydedemedikleri için ortalamanın düştüğünü ifade etti. Solak Hoca, ilimizin maden ve jeotermal sular açısından son derece zengin kaynaklara sahip olmasına rağmen, Maden ve Jeoloji mühendisliği bölümlerine öğrenci başvurusu olmadığından yakındı, ve bunu bir türlü anlayamadığını da söyledi.
URAP, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Enformatik Enstitüsü bünyesinde yükseköğretim kurumlarını akademik başarıları doğrultusunda değerlendirebilmek ve bilimsel metotlar geliştirmek amacıyla kurulmuş bir kuruluş. Her yıl ülkemizdeki üniversitelerin bilimsel çalışmalarını dünya üniversiteleri ile karşılaştırarak bilimde, araştırmada AR-GE’de nerede olduğumuzu araştıran, önerilen sunan bir kuruluş. Bu yılki araştırma sonuçları ışığında ilimizin tek üniversitesi olan Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin yerini değerlendirme fırsatımız oldu.
Üniversitemizin kuruluşundan bu yana kat ettiği yolu hiç küçümsemeyelim. 2001-2005 yılları arasında Şan Özalp Hocanın rektörlüğü döneminde Tıp Fakültesinde akademisyen olarak görev yapmış birisi olarak bu gelişimi bizzat yaşayan, en iyi fark edenlerden biriyim. Küçük, şehrin değişik yerlerine dağılmış, birçok tıbbi aletin, teknolojik cihazların eksik olduğu bir hastane yapısından gelinen nokta elbette memnuniyet verici. Yerleşik bir kampüs, eklenen yeni fakülteler, sosyal donatılar vs. AKÜ elbette büyüyor. Soru şu: Yeterli mi? Büyümemiz diğer üniversitelere göre nasıl? Sadece mekansal büyüme yeterli mi? Eğitmenler etkili değil mi?
Üniversitelerin bulundukları bölgenin ekonomisine, sosyo-kültürel yaşamına, idaresine, ideolojik yönelimlerine kadar doğrudan ve dolaylı etkileri vardır. Bu açıdan baktığımızda eğitim öğretim faaliyetleri yanında şehrin gelişimi açısından da üniversitemize sahip çıkmanın önemi büyük.Eksikleri varsa biz eleştireceğiz, yöneticiler düzeltecek. Böylece hep birlikte daha iyiyi bulacağız. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, hepimiz bu şehrin ve içindeki kurumların kalkınması için çaba gösteriyoruz. Hepimiz Afyonkarahisar’ımızın geleceğini düşünüyoruz. Daha iyiye ulaşmak için önce objektif olarak şu an nerede olduğumuz bilmemiz gerekir.
Şu anda AKÜ’nün 17042 önlisans, 24613 lisans, 3464 Yüksek Lisans, 310 Doktora öğrencisi olmak üzere toplam öğrenci sayısı 45429.
Üniversitemizde Öğretim üyesi başına 36 öğrenci düşüyor. Öğrenci sayısının nüfus içindeki oranı 6,2. Bu oran Karabük’te 20,9, Isparta’da 19,58, Eskişehir’de 12,61. Doluluk oranı:%76.
URAP Araştırmasına göre AKÜ dünya sıralamasında 1648, ülke sıralamasında 50. sırada yer alıyor.
41 Bilim alanında yapılan araştırmada, Tıp alanında İstanbul Üniversitesi ülkemizde birinci, dünyada 277 sırada yer alırken onu Hacettepe Ü, Ankara Üniversitesi, Ege ve Marmara Üniversiteleri takip ediyor.
Mühendislik alanında ülkemizde İstanbul Üniversitesi, ODTÜ, Hacettepe ilk üçe girerken AKÜ ilk 1000 üniversite arasında yok.
41 bilim alanın arasında ODTÜ 16, İstanbul Teknik Üniversitesi 13, Hacettepe 7 kez ilk 3 te yer alırken AKÜ hiçbir bilim alanında ilk üçe girememiş.
Daha da ilginci, üniversitelerimizin hiçbiri Arkeoloji, Dil-İletişim ve Kültür Bilimleri, Ekonomi, Gazetecilik, Güzel Sanatlar, Hukuk ve Yasal çalışmalar, İstatistik, İşletme, Psikoloji, Sinema-Dijital, Medya, Şehir Bölge Planlaması, Sosyoloji, Tarım, Tarih, Ticaret-Yönetim-Turizm-Hizmet Sektörü alanlarında dünyada dereceye girememiş durumda. Lütfen son listeyi bir kez daha okuyun. Sonra gündelik hayatta yaşadığımız sorunları, tartışmalarımızı göz önüne getirin. Üniversitelerimizin bilim üretemediği alanlarda ne kadar sorun yaşadığımızı fark ettiniz mi?
Üniversite eğitimi sadece okul, sadece teknoloji demek değil ki. Eğitimin en önemli unsuru öğretim üyeleri, akademisyenler.
Uzun yıllardan beri cemaatçi örgütlenmenin üniversiteyi sardığını, yönetim kademelerine sirayet ettiğini, himmet paraları toplandığını defaatle ifade ettik. İşte bu yapılanmaya müsaade edenler, içinde yer alanlar AKÜ’ne ve bizlere en büyük kötülüğü yapanlardır. 15 Temmuz sonrası mahkeme kararı ile görevden uzaklaştırılan öğretim üyelerinin yanı sıra, subjektif kriterlere dayanarak KHK ile uzaklaştırılan birçok öğretim üyesinin de olduğunu hepimiz biliyoruz. Bazı fakültelerde öğretim üyesi eksikliği hat safhada. Şu anki yönetimin yaptığı gibi “O zaman hemen yenisini alalım” diyebileceğiniz bir şey değil. Öğretim üyesi şıp şak yetişmiyor. Bir dönem FETÖ’cü öğretim üyelerine kapıların ardına kadar açıldığına gerçek bilim adamlarına ise kadrolarının ısrarla verilmeyerek başka üniversitelere gitmeleri için çaba sarfedildiğini hepimiz hatırlıyoruz. Her halikarda zararı dersler boş geçen öğrenciler ve bizler çekiyoruz.
Son Söz; Gelişim için Mülakat değil, Liyakat önemlidir.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER