Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

ANCAK MÜŞRİKLER ZEKÂT VERMEZ (4)

Yüce dinimiz İslâmiyet toplumun, yakından uzağa doğru kendi bireylerinin hayat ve refahını bir ibadet aşk ve şuuru içinde temin etmesini “farz kılarak” bu vazifeyi İslâm’ın şartı haline getirmiştir. Şunu da unutmayalım ki, Müslüman bir toplumda, bir Müslüman açlık ve sefaletten dolayı ölürse, onun ölümünden başta idareciler ve bütün Müslümanlar sorumlu olmakla beraber, öncelikle zekâtını vermeyen veya zekât borcunu tam ödemeyen bütün zengin Müslümanlar sorumlu olur. Böyle bir durumda yukarıda zikredilen kesimlerin tamama katil sayılır.
İslâmiyet, birikimin ve paranın toplumun menfaati ölçüsünde üretimde kullanılmasını ve sermaye piyasasının canlanmasını öngörür. Çalışmayan para ve servet zekâtla törpülenerek belirli bir noktaya kadar küçültülür, zekatla sermaye piyasası canlanmış olur. İşin özü zekat, parayı işletmeyi teşvik eder. Aksi halde işletilmeyen altın, gümüş ve nakit zekatla yontularak piyasaya aktarılmış olur.
Kur’an-ı Kerim’de. Zekât, 28’i namazla birlikte olmak üzere 32 yerde zekât emri bulunmaktadır. Ayrıca çeşitli ayetlerde geçen “infâk” emri zekâtı da kapsamaktadır. Zekât verme emrinin “egimissalate ve êtüzzekat biçiminde namazla birlikte emredilmesi önemi açısından ayrıca dikkate değerdir.
Yüce Allah, “Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızktan Allah yolunda harcarlar.” (Bakara/3) Dedikten sonra yine Bakara suresi 110 ve 261. ayetlerde şöyle buyrulmaktadır: “Namazı gereği gibi kılın. Zekâtı verin ve hayır işlerden nefisleriniz için önden her ne gönderirseniz, Allah katında onun sevabını bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görücü ve karşılığını vericidir.” (Bakara/110)
“Mallarını Allah yolunda harcayanların hâli, yedi başak bitiren ve her başakta yüz dâne bulunan bir tek tohumun hali gibidir. Allah her kime dilerse ona kat kat verir.” (Bakara 261) “…Yazıklar olsun o müşriklere ki, onlar zekat vermezler ve ahireti de inkar ederler” (Fussilet suresi 6-7)
Yine sevgili peygamberimiz bir gün etrafındaki ashabına: “Altı konuda bana söz verin, ben de sizin cennete girmenize kefil olayım” Buyurduklarında; Eshap: “Ey Allah’ın Resulü onlar nelerdir? Dediler.
Resulü Ekrem Efendimiz: “Namaz, zekât ve emanete riayet, nefsi zinadan, mideyi haramdan, dili kötü sözlerden korumaktır” cevabını verdiler. (Feyz’ül Kadir C: 2 Sayfa: 95 (Et-tergib ve’t terhib C:1, sayfa: 246)
Zekât: bir nevi Allah’a ödünç vermedir. Verilen bu sadakanın karşılığını Allah kat kat verecektir. Nitekim bir Ayeti Kerimede şöyle buyrulmaktadır;
“Eğer Allah’a güzel bir borç verirseniz Allah onu size kat, kat öder ve sizi bağışlar. Allah şükrün karşılığını verendir, Halim’dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir)” (Tegabun: 67/17)
Kâinatın Efendisi Sevgili Peygamberimiz ise, zekât konusunda şöyle buyuruyor: “Mallarınızı zekatla koruyun. Hastalıklarınızı sadaka ile tedavi edin. Bela dalgalarına dua ve tazarru -Allah’a yalvarma ve yakarma- ile karşı koyun.”
Kur’an-I Kerim’de Kurtuluşa Erecek Müminlerin Özellikleri Sayılırken;
“Onlar ki, zekâtı öderler” (Müminun,22/4) “Kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda harcarlar.” (Bakara,2/3) denilmektedir.
Zekât, Allah’ın buyruğuna uymanın açık bir işareti ve fiili bir şahididir. “Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolanda harcayın” (Bakara,2/267)
“Herhangi birinize ölüm gelip de “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam! Demeden önce, size verdiğimiz rızktan harcayın” (Münafikun,63/10) anlamındaki ayetler bu gerçeği belirtmektedir.
Zekât, Allah’ın rızasını kazanmanın, dünya ve ahiret mutluluğunu elde etmenin yoludur. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerimde; Allah yolunda yapılan her iyi ve güzel davranışın karşılığını vereceğini belirterek şöyle buyurmaktadır.
“Allah müminlerden canlarını ve mallarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır.” (Tövbe,9/111) Zekât, Allah’ın verdiği nimetlere şükrün ifadesidir.
“Ey iman edenler! İnfakı gerek kazandıklarınızın gerek sizin için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden yapın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olamayacağınız fenasını vermeye yeltenmeyin. Biliniz ki, Allah sadakalarınıza muhtaç değildir ve hamde layık olandır.” (Bakara/267)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER