Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAK İÇİN SAVAŞA HAZIR HALDE OLMAK GEREKİR

21. Yüzyılın başında dünyanın, dünya ekonomisinin ve paranın kontrolü (Siyonist-Evengelist) İslâm düşmanlarının kontrolü altındadır. Bunlar dünya ekonomisini ve ellerindeki siyasi, askeri ve ekonomik gücü kendi dinî inançları doğrultusunda kullanmaktadırlar. Bunların öncelikli hedefi Ortadoğu’da İsrail’in güvenliğini ve çıkarlarını koruma altına almak amacıyla başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı yeniden şekillendirmektir. Bu projelere karşı milli, İslâmi ve İnsâni plan ve projeler üretmek, inançlı, imanlı, bilgili kadrolar yetiştirmek, İslâm coğrafyasını cehaletten, yoksulluktan kurtarmak, tüketim toplumu olmaktan bir an önce kurtulup bilgi ve teknoloji üreten bir toplum haline getirmek, Türk ve İslâm toplumunu Kur’an ve sünnet çizgisinde bilinçlendirmek, Müslümanlar arasında birlik ve dayanışmayı gerçekleştirmek de en büyük cihat olarak. “Allah yolunda (zamana göre) nasıl cihat etmek gerekiyorsa öyle cihad edin (Hac 22/78) emrini hayata geçirmektir. Yine Müslümanlar arasından çıkan Ehlisünnet vel cemaat düşmanı fırkalara ve bozuk mezheplere karşı durmak ve Ehlisünnet akidesini savunmakta en büyük cihattır.
Yeryüzünde yaşayan bütün insanların ve devletlerin hedefi bütün problemlerin ���barışçı” yolarla çözüldüğü, açık ve gizli savaşların tamamen ortadan kalktığı, başta inanç özgürlüğü olmak üzere en temel insan haklarına uyulan ve saygı duyulan bir dünya kurmak olmalıdır. Fakat bu güne kadar bunu başarmak mümkün olmamıştır. Bu duruma ancak Allah’ın dini olan barış dini “silm’in İslâm’ın yeryüzünde hâkimiyeti ile ulaşılabilir. Yüce dinimiz barışı her zaman savaşa tercih etmekle beraber, savaşlara karşı hazırlıklı olmamızı istemiştir. (Ali İmran 3/200; Nisa 4/71) Dilimizdeki “Hazır ol cenge istiyorsan sulhu salah” atasözü de bu gerçeğe işaret etmektedir. Yüce kitabımızda da bu duruma dikkat çekilerek söyle buyrulmaktadır: “Hoşunuza gitmediği halde, size düşmanlarınızla savaşmak emredildi.” (Bakara 2/216)
Elbette İslâm’da şartlar oluştuğu zaman silahlı cihad vardır ve mü’minler üzerine farzdır. Fakat silahlı olsun, silahsız olsun manevi ve maddi cihadı zamana göre “Allah yolunda nasıl gerekiyorsa “(Hac Suresi, 22/78) sadece “İ’lâ-yı Kelimetullah” için yani Allah’ın adını yüceltmek ve O’nun rızasını kazanmak amacıyla ve bir ibadet anlayışıyla yapmak ve bu ibadetin kurallarına de en ince teferruatına kadar uymak gerekir. Evet! Cihat insan öldürme değil; İnsan kurtarma savaşının/sanatının adıdır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER