Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

BİLMEMEK AYIP DEĞİL ÖĞRENMEMEK AYIPTIR

Yüce dinimiz bilmemeyi değil, öğrenmemeyi ayıp olarak kabul eder. Diğer yandan bazı âlimler ilmi gizlemeye yol açacağı endişesiyle, Kur’an okuma karşılığında para almanın caiz olmadığını söylemişlerdir Onlara göre ayet, hükümleri açığa vurmayı, yaymayı ve öğretmeyi emrediyor Bir kimse edası kendisine gerekli olan bir amel için ücret almaz Namaz kıldığı için ücrete hak kazanamaması gibi Çünkü namaz, Allah’a yaklaşmak için yapılan bir ibadettir Bu yüzden namazı öğretmek karşılığında alınacak ücret caiz olmaz
Ancak, daha sonra gelen âlimler, ücret veya maaş alınmadığı takdirde dini görev ve çalışmaların ihmal edileceğini, dini tebliğin yaygınlaşamayacağını, ilmin giderek yok olacağını düşündüler ve dinî ilimlerin eğitim öğretim ve tebliğinde görev yapanların, bu hizmetleri karşılığında ücret alabileceklerine dair fetva verdiler Yani din ilimlerini öğretmek karşılığında ücret alınmasına onay verdiler.
İslam’da İlim Amel İle Birliktedir
İslâm’da ilim ile amel birliktedir. Yani, müminler doğru, iyi, güzel bildikleri şeyleri yapmak, bunun aksine yanlış, kötü ve çirkin bildikleri şeyleri yapmamakla mükelleftirler. Dinimize göre bir Müslüman iyi bildiği işi yapmalı ve yaptığı işi bilmelidir. Yüce dinimize göre,”Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır.” Bu bakımdan bir mümin ihtiyacı olduğu halde bilmediği bir konu varsa, sorup öğrenmelidir.
İmam Şa’bî (r.a.)’a bir mesele sordular da “Bilmiyorum” dedi. “Bilmiyorum, demekten hiç hayâ etmez misin?” denilince şöyle buyurdu:
“Niçin hayâ edeyim ki melekler (mealen) ‘Sübhansın yâ Rab, bizim için senin bize bildirdiğinden başka ilim ne mümkün.’ (Bakara suresi, ayet 32) dedikleri vakit hayâ etmemişlerdi. Hz. Peygamberden ‘Yeryüzünün neresi en hayırlı, neresi en şerli yeridir?’ diye sorulduğunda, buna ‘Bilmiyorum’ diye cevap verdi. Cebrail gelince Hz. Peygamber aynı suali Cebrail’e tevcih etti. Cebrail de ‘Bilmiyorum’ şeklinde cevap verdi. Allah Teâlâ, Cebrail’e ‘Yeryüzünün en hayırlı yerinin mescidler ve en kötü yerinin de çarşılar’ olduğunu bildirinceye kadar durum aydınlanmadı. (Ahmed b. Hanbel, Ebu Ya’lâ, Bezzar vc Hâkim)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER