Bu sözüm size Ayhan Bey

Sayın Karaman Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Ayhan Erenoğlu;
Bu yazacaklarımı size söylüyorum.
Çünkü beni, bizi sizin anlayacağınızı biliyorum.
Ayhan Bey;
Siz, Afyonkarahisar’dan gittiniz, Karaman’da rahatınız yerinde. Siyaset, iktidarıyla muhalefetiyle yanınızda.
Yerel basın, başarının paylaşılması ve artırılması konusunda size yardımcı.
Eh, öyle Afyonkarahisar’daki gibi 17 ilçeyle de uğraşmıyorsunuz.
Değerli hekimlerden Orhan Fesçekoğlu’nu da yanınıza aldınız; uyumlu bir şekilde çalışıyorsunuz.
Siz gittiniz, Afyon’da neler mi değişti?
Anlatayım Ayhan Bey.
Bir kere Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği’nin faaliyetleri, artık eskisi gibi basında yer almıyor. Çünkü “Bizim reklama ihtiyacımız yok. Biz zaten hastaneyi yönetmekle mükellefiz” gibi memur zihniyeti çalışılmaya başlandı.
Meselâ dün…
Devlet Hastanesi’nde canlı ameliyat yapılacağına ilişkin Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’nin internet duyurusunu gördük ve Hastane’ye gittik. Hastanenin konferans salonu, o ameliyatın gösterileceği belirtilen saatte kilitli. “İlgililer”i aradık; meğer yönetim “Basına haber vermeyin, biz bu haberi servis edelim” demiş.
Tabii ki bu yönetimin kendi takdiridir; fakat böylesine farklı bir olayı yerel ve ulusal basında duyurmak ve vatandaşların sağlık kurumlarına olan güvenini artırmak daha olumlu sonuç verecek bir tutumdur.
Sayın Genel Sekreterim;
Basın kuruluşlarının Hastane ve Kurum ile ilgili olumlu konuları bile “Aman yazmayın” diye engellenmesine anlam veremiyoruz.
Fakat sineye çekebiliriz bunu.  
Sonuçta her yiğidin yoğurt yiyişi farklı.
Peki ya genel işleyişe ne demeli?
Bir ultrason ister doktor, sıra alırsınız; ne zamana mı?
Şansınız yaver giderse 1 ay.
Ki bu iyimser bir tarih.
MR’a ihtiyacınız olur. Yine en yakın verilen tarih 1 ay.
MR demişken, o yeni alet arızalandı, haberiniz oldu mu?
Hem de ne arıza!
Astarı, yüzünden pahalıya gelecekti neredeyse…
Devam edelim…
Mamografiye 6 ay sonra tarih verildiğini duyuyoruz meselâ.
Kadınların kemik erimelerinin olup olmadığını anlamanın yöntemlerinden biriymiş D vitamini ölçümü.
Ölçüm yapılmıyormuş artık.
Para gidiyormuş.
Personelin kayıtsızlığını ise nasıl anlatmalı bilmem.
Sizin döneminizde “Buyurun beyefendi, sıra sizin hanımefendi” gibi hitaplara çok alışmış olmalıyız ki “Dayı senin sıran değil”, “Amca, ne işin var burada” gibi seslenişler, bize garip geliyor.
Personel ile yöneticiler, birbirinden bağımsız mıdır Ayhan Bey?
Zira aynı kayıtsızlığa birçok kez şahit oldum.
Size veya sizinle birlikte çalışan yöneticilere vatandaşın şikayetçi olduğu bir konuyu ilettiğimizde, en fazla iki gün içinde “Durum şudur, vatandaş haklıdır”, ya da “Durum şöyle gelişmiş, hekimimiz haklıdır” diye bilgilendirme yapardınız.
Şimdi ise şahit olduğumuz konuları aktarsak bile “Bakalım, inceleyelim” cevabından başka bir şey olmuyor elimizde.
Zübeyde Hanım Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi taşınmadan önce, gözümüzün önünde, hastane ortasına çöp dökülüyor; acilde bekleyenler kuyruk oluşturuyor; gözlemimizi aktarıyoruz, “İnceleyelim” cevabını alıyoruz.
Oysa inceleme makamı ile gereğini yapma makamı farklı değil midir Ayhan Bey?
Sayın Genel Sekreterim;
Sözü açmışken birkaç meseleyi daha sizinle paylaşıp yazıya son vereceğim.
Meselâ Ağız ve Diş Sağlığı Merkezimiz vardı, hatırlarsınız. Sizin emekleriniz büyük, o merkezin taşınmasında. Şimdi o merkezde, yardımcı personel sıkıntısı çekiliyor. Hemşirelerin bir kısmı başka yerlerde görevlendirildi. Üvey evlat gibi kaldı ortada o merkez.
Sonra, Zübeyde Hanım Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi… Siz ısrarla “İsim konusunda bir sorunumuz yok. Yeni yaptığımız hastane ‘Zübeyde Hanım B Bloğu’ olarak adlandırılabilir” demiştiniz ya.
Devlette devamlılık esas değilmiş meğer. Sizin bu olumlu yaklaşımınız, yeni yönetimle unutuldu gitti; ya da unutturuldu. Zübeyde Hanım ismi, hastaneden “taşınma” vesilesiyle kaldırıldı.
Affedersiniz ama; bir vurgu daha yapmak isterim:
Siz, basın mensuplarına Devlet Hastanesi’nin tuvaletlerini gezdirirdiniz. Ben buna o zamanlar pek anlam veremezdim. “Ayhan Bey, ne yapmaya çalışıyor” derdim kendi kendime.
Oysa hastanelerin temizliği tuvalet temizliği ile eşdeğermiş; bugün anlıyorum.
Keşke yolunuz düşse de bir uğrasanız Afyonkarahisar’a.
Filistinli kardeşlerimizin ağırlandığı, Türkiye’deki örnek hastanelerden biri, şu anda hangi durumda?
Siz “yönetici” gözüyle bakarsınız ve işlerin yolunda gittiğini söylersiniz bana.
Belki ben çok evhamlıyım.
Ayhan Bey, saygılar sunarım.