Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Kemal DEMİRKIRKAN

“BURHANETTİN BEY’İN DİKKATİNE”

İnsanların gözetlenmesi ve bu sayede iktidarın pekiştirilmesi arasındaki ilişkiyi anlatan en güzel örneklerden birisi de Panopticon Hapishanesi’dir. Normalde karanlık zindanlarda, görünmez kılınan mahkûmların yerine hazırlanan projede, geniş, büyük camları olan,  gece gündüz dışarıdan sürekli ışık alan ve dışarıdan görülebilen hapishane hücreleri bir daire etrafında dizilmişlerdir. Hücrenin ortasında büyük bir kule vardır ve kuledeki gardiyan tarafından mahkûmlar tek yönlü olarak gözetlenmektedirler. Kulenin, halkanın iç cephesine bakan geniş pencereleri vardır. Böylece kuleye yerleşecek bir gözetmen kendisi görünmeden bütün hücrelerdekileri gözetim altında tutabilmektedir. Panoptikon’dakiler, ne zaman gözetlendiklerini bilmezler, bu yüzden de sürekli gözetlendiklerini sanırlar. Yani mahkûmlar bu gözetleme kulesinde birisinin bulunup bulunmadığını bilmezler. Panopticon’un mahkumlar üzerindeki etkisi de bu “görünmemezlik” ve “bilinmemezlik” durumundan ortaya çıkmaktadır. “Amaç, tutukluda iktidarın otomatik işleyişini sağlayan bilinçli ve sürekli görünülebilirlik hâli yaratmaktır.” Panopticon’daki bu görünmez ancak her şeye hakim iktidarı, toplumun en küçük birimlerine kadar her yerde görmemiz mümkündür. Hastanelerde, hapishanelerde, okullarda hatta  evlerimizde bile.
Mesela şehrin her köşesine konulan mobese kameraları, dükkânlardaki alışveriş merkezlerindeki güvenlik kameraları… Veya üniversitelerde bazı kantin çalışanlarının, simitçilerin sivil polis olduğunu bilmemiz(!)  veya onu o şekilde görmemiz de örnek olarak gösterilebilir. İnternet ve sosyal medya, toplumu gözetimciler için bilinmeden ve görünmeden izlenebilir hâle getirmiştir. Gözetim, iktidarın en büyük silahı ve yönetmekte olduğu halkı kontrol etme aracı olmuştur. Bu iktidarın her koşulda sürdürülebilmesi açısından gerekli, ancak vatandaşların hak ve özgürlükleri ve psikolojisi açısından son derece sağlıksız bir durum oluşturmaktadır. Kamuya açık hemen her alanın gözetlendiği bir çevrede yaşamak bireylerin özgürlüklerini kısıtlamakta; bu bireylerin ruhsal durumlarını bozmakta ve böyle bir ortamda yetişen bireylerin  oluşturduğu toplumun ne kadar sağlıklı gelişebileceği sorusunu gündeme getirmektedir. Toplumsal alandaki bu tür müdahaleler belki bir oranda suç işlenmesini engelleyebilir; ancak bireyleri özgürleştirmez ve toplumsal gelişimin önünü  açmaz.
Suçla ve suçlularla mücadelede kullanılan MOBESE kameraları ile belirli bir kamusal menfaat sağlanmaktadır. Ancak sırf kamusal alanı gözetliyor diye bu uygulamayı herhangi bir kanuna dayanmaksızın yürütmek ve mümkün olan hemen her yere gece görüşüne uygun, uzun menzilli kameralar kurmak kabul edilebilir değildir. Gözetleme cihazlarının nerelere kurulabileceği, çekilen görüntülerin nasıl ve ne süre saklanacağı, bu görüntüleri kimlerin izleyebileceği, görüntülerin ne kadar zaman sonra imha edileceği gibi sorular kanunla cevaplanması zorunludur. Aksi takdirde bu tür kameraların kurulması ve kayıtlarının muhafazası idari makamların takdirine bırakılmış olacaktır ki, bu da demokratik bir toplumda kabul edilebilir değildir. İçinde yaşadığımız gözetim toplumunda artık hepimizin gizliği tehdit altındadır.
Belediye Başkanımız Burhanettin Çoban’ın yukarıda ifade ettiğim sorunların yanında şu sorulara da acilen cevap vermesini bekliyorum.
• Şehrin değişik yerlerinde bulunan ve Afyonkarahisar Belediyesi web sayfasından sürekli yayın yapan kameraların görüntülerini hepimiz seyredebilirken yeni alınan uzun menzilli termal kameraların görüntülerini neden bu web sayfasında göremiyoruz? Bunların öncekilerden ne farkı var?
• Bu görüntüleri biz, siz göremiyorsak, kimler görebiliyor?
• Uzaktan kumanda ile yönlendirilebilen bu kameraları kim, ne zaman, ne amaçla  ve nerelere yönlendiriyor? Kimlere ve nerelere zoom yapılması isteniyor? Bu işte keyfiyet yok mu?
• Yapılan kayıtlar nerede ve ne kadar saklanıyor? Kimler bu kayıtları izliyor?
• Kimin nereye girip, ne zaman çıktığını izlemek belediyecilik faaliyeti midir?
• Yüz ve araç tanıma fonksiyonunun olması Belediyenin ne işine yarayacaktır?
• Bildiğimiz kadarıyla Afyon Emniyet ve asayiş güçlerinde dahi olmayan bu sistemler Belediyemizin hangi ihtiyacına cevap verecektir?
• Bu kameraların kötü niyetli kişilerce kullanılmayacağının garantisi var mı?
Son Söz;Yerel yönetimler bireylerin özgürlüklerini sonuna kadar kullanabilmelerine olanak sağladıkları, kişi hak ve özgürlüklerine saygı duydukları sürece demokrasimize katkı sağlarlar.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER