en iyi bahis siteleri
DOLAR 19,0325 0.13%
EURO 20,5137 0.76%
ALTIN 1.186,74-1,88
BITCOIN 5386030,74%
Afyonkarahisar

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

EVET VEBA’LISIN

ABONE OL
16 Kasım 2018 14:10
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Diyanet İşleri Başkanlığı, dinin devlet işlerine karıştırılmaması, din hizmetlerinin politikanın dışında ve üstünde tutulması düşüncesiyle 3 Mart 1924 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş, başkanlığına Kurtuluş Savaşında büyük hizmetler vermiş, idarî tecrübesi olan ve uzun zaman Ankara Müftülüğü görevinde bulunan Börekçizade Mehmet Rıfat Efendi getirilmiştir. Ayrıca bu makama verilen önemi belirtmesi açısından dönemin Diyanet işleri başkanına en yüksek devlet memuru maaşı bağlandığını hatırlatmakta fayda var.
10 Kasım’da Atamıza olan bağlılığımızı bir kez da milletçe haykırdık. İslam inancının dogmalarla, simsarlarla değil bilerek, anlayarak yaşanması gerektiğine inanan ulu önderin ölüm yıldönümünde en çok üç isim konuşuldu. Sabah gazetesindeki 10 Kasım yazısında genelev merakını ortaya koyan Engin Ardıç, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e olan öfkesini her fırsatta hakaretlerle ortaya koyan Kadir Mısıroğlu ve 10 Kasım’a sayılı saat kala resmi plakalı araçla ve resmi kıyafetle ziyaret bu adam ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş.
Atatürk’e hakaretleri ile bilinen ülke gündemini de meşgul eden sözde tarihçi Kadir Mısıroğlu neden bu kadar önemli. Kim bu adam. İstanbul Milli Türk Talebe Birliği’nde harf inkılabı ile ilgili bir konferansta söylediği sözler sebebiyle 7 yıl hapis cezası almış, Refah Partisi kadrolarında kendisine yer bulmuş, son yıllarda popüler hale gelen ve dolup taşan Cumartesi sohbetleri ile meşhur olmuş bir meczup. Hakkında yurt için toplanan paralar ve hac organizasyonu adı altında toplanan paralarla servet edindiği yolunda çok ciddi iddialar ortaya atılmış birisi. Dili sivri, dili keskin, özellikle milletin sinir uçlarına dokunan bir militan. Neler söylemiş, neler: Bir kâfiri (Mustafa Kemal Atatürk’ü kast ediyor) beğendin mi namaz kılsan da kâfir olursun”, “10 Kasım’da saat 09.05’te kenefe (tuvalete) gidin” , “Beni tefe koyarlar ama keşke Yunan galip gelseydi”, “Mustafa Kemal’in verdiği zararı, Yunan yapmazdı”, “Van münit sözü, İstiklal harbinden daha mühimdir” diyen bir meczup. Bu meczubun yaptıkları, söyledikleri ortadayken hastanede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Meclis başkanı İsmail Kahraman tarafından ziyaret edildi. Kaçaksaraya kabul edildi. Son olarak da Diyanet işleri başkanı 10 kasım öncesi evinde ziyaret etti. Öylesine densiz, öylesine rahat ki bu rahatlığı nereden bulduğu belli.
Ziyaretin ardından Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “9 Kasım tarihinde, saat 14.30’da ve tamamen insani duygularla yapılmış bir hasta ziyaretidir” denilse de Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kuran, ilahiyat fakültelerini ve imam hatip liselerini açan Atatürk’e karşı 10 Kasımda yapılanları tasvip etmek mümkün değildir. Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıl dönümü öncesinde gerçekleşen bu ziyaret, aslındaTürkiye’nin getirildiği noktanın özetidir. Bu asla sadece basit bir hasta ziyareti değildir.
Bakın aynı Püsküllü 10 Kasım 2018 günü verdiği vaazda ne diyor; “Şimdi de Reisi Cumhur ziyaretime geliyor. Hele hele diyanet illeri başkanı Şeyhülislam geliyor ziyaretime. Şu şeyhülislamın beni ziyarete gelmesi var ya, tarihi bir hadisedir. Ben vebalıydım. Kemal ilah. O’na karşı laf söyleyen bir adamı nasıl ziyaret edersin”
Bu ziyaretin ardından uzun zamandan beri ilk kez zamanında, bu kadar doğru ve dozu giderek artan tepkiler ortaya çıkıyor. Ne kadar tepki gösterilse azdır. Bütün bu yaşananlardan sonra Diyanet İşleri Başkanı görevinde kalamaz. Kalmamalıdır.
Son Söz; Demokrasi istediğiniz zaman ineceğiniz bir tramvay değildir.

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.