Gel beraber kumpas kuralım – Kocatepe Gazetesi

6 Ocak 2014 Pazartesi 02:00:00
  “Milli orduya kumpas kuruldu” cümlesi üzerinde çok duruldu. Bu cümle “cepheyi genişletmek” ve “kendini sağlama almak” arzusu taşıdığı gibi, bir tertibin ipucunu vermesi bakımından da önemliydi.
Bununla birlikte, kumpas sadece milli orduya mı kuruldu? Ya da milli orduya kumpas kurulurken “çetelerden arınıyoruz” diyen kimdi?
Gelin hatırlayalım, kimlere kumpas kuruldu?
Evet milli orduya kumpas kuruldu. Orgeneral rütbesinden er rütbesine kadar herkes “darbecilik”le suçlandı.
Parti genel başkanları, rektörler, bilimadamları, din adamları, yazarlar, işadamları, gazeteciler, milletvekilleri, oda başkanları, istihbarat elemanları… “Darbeci” örgütün üyesi olmakla suçlandı.
Hem de, elle tutulur bir delil olmadan…
“Bu olayda bir sıkıntı var” demek yerine “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” cümleleri manşetlere taşındı. Bugün yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasıyla ilgili haber yapan Taraf Gazetesi, “darbe operasyonları”nda da başroldeydi. Hatta arama kayıtları, arama belgeleri daha okunmadan, ne olduğu belirsiz mamül belgeler haberleştirilip kamuoyuna açıklanıyordu.
***
Deniz Baykal’a kumpas kuruldu. Hesapta Deniz Baykal yerine daha etkisiz bir kişi CHP’ye Genel Başkan olacaktı. Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Başkanlık’a seçildi.
***
MHP’ye kumpas kuruldu. Kumpasın ardından partinin kurmay kadrosunun çoğunluğu istifa etti. 2011 seçimlerinde “merkez sağ” oylar MHP’ye yönelmeye başlamıştı ki “Acaba” soru işaretleri kafalarda oluştu. İskenderpaşa Dergâhı, MHP’ye açık destek verdi, MHP, Meclis’e girdi.
***
Fenerbahçe ve Beşiktaş’a kumpas kuruldu. Sanki 18 takımlı ligde sadece 2 futbol takımı kendi aralarında şike yapacakmış gibi olumsuz her türlü tanım Fenerbahçe ve Beşiktaş’a yapıştırılmak istendi. 2 takım, bu işin içindeyse en az 2 takım yöneticilerinin de ceza alması gerekiyordu. Ama “kumpas” bir noktaya gelip bitti.
***
Cübbeli Ahmet Hoca’ya kumpas kuruldu. Hoca, “Dinlerarası diyalog diye bir şey olmaz”, “Eski mücahitler müteahhit oldu” diyordu ki, hapse atıldı. Hoş, Hoca yine vaazlarında sözünü sakınmıyor, ama kumpas kuranın elinde kalıyordu.
***
Aslında daha da ilginci şuydu: Adına “kumpas” deyin, “operasyon” deyin, “yönlendirme” deyin, “gerçeklerin açığa çıkması” deyin… Adı her neyse Şubat Soğuğu, Kollama, Nizama Adanmış Ruhlar gibi dizilerle, günler öncesinden kamuoyuyla paylaşılmıştı. O zaman neden kimse “ses” çıkarmamıştı?