Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

HAYÂ EHLİ AYNI ZAMANDA TAKVA EHLİDİR

Muharrem Günay 6 Kasım 2018 Salı 13:40:37
 

Hayâ Ehli aynı zamanda takva ehlidir. Hem haramlardan hem de şüpheli şeylerden sakınır. Yâ benî âdeme gad enzelnâ aleykum libâsen yuvârî sev’âtikum ve rîşâ(rîşâen). ve libâsut tagvâ zâlike hayr(hayrun), zâlike min âyâtillâhi leallehum yezzekkerûn(yezzekkerûne).” ( A’raf 7:  26)
“Ey Âdemoğulları! Sizlere ayıp yerlerinizi gizleyip örtecek elbise ve süslenecek şeyler (elbise) ve takva elbisesini indirdik. Bu daha hayırlıdır. İşte bu Allah’ın ayetlerindendir. Böylece onlar tezekkür ederler.” (A’raf 7: 26)
Burada “takvâ elbisesi” deyimi kullanılarak dolaylı bir üslûpla takvâ, günah duygularını örtüp kapatan, bastıran ve böylece günah işlemeyi önleyen bir koruyucu, ruhu bezeyen bir erdem şeklinde takdim edilmektedir. Yani elbise bedeni kapattığı, koruduğu ve süslediği gibi takvâ da hem ruhumuzun kötü duygularını örter hem de ruhumuzu süsler. Böyle olunca takvâ sahibi bir mü’minin kaba, katı yürekli, haşin, haksız, isyankâr, şehvet düşkünü, aç gözlü, edepsiz, hayâsız olması düşünülemez.
Hayâ duygusu ancak iman ile mümkün olur. Yani hayâ ile iman birbirinin olmazsa olmazlarıdır. Çünkü Peygamber efendimiz, “Hayâ imandan bir şubedir” buyurdular. Görüldüğü gibi hayâ, insana has doğuştan gelen fıtrî bir duygudur. Bu duygu, insanı, her istediğini yapmaktan alıkoyan en önemli özelliklerden biridir. Şu hâlde insan yaratılışında var olan hayâ, İslâm dinin özü olan iman ile beslenip gelişince insanda iffet olarak, ar ve ayıplara karşı en büyük kalkan şekline dönüşmektedir.
Hay’anın Beş Alâmeti
Bir mü’minin hayâsı yüzde, gözde, dilde, elde ve belde belirir. En küçük kusurda bile yüz kızarır. Göz harama bakmaz, dil yalan söylemez dedi kodu etmez, su-i zanda bulunmaz. El harama uzanmaz, bel ahlaksızlık ve fuhuş yapmaz.
Bir hadisi şerifte şöyle buyrulur:
“İnsanların peygamberlerden öğrene geldikleri sözlerden biri de “Utanmadıktan sonra dilediğini yap” sözüdür.(Buhari)
Bu hadisi şeriften anladığımıza göre ,hayâ sahibi olmak ilk peygamber ve ilk insan Hz. Adem’den itibaren bütün Peygamberler tarafından teşvik edilmiştir.. Çünkü Allah her peygambere hayâlı olmayı ve ümmetini hayâlı olmaya teşvik etmeyi emretmiştir.
Hz.Ali r.a. “Bir kimse hayâ elbisesini giyinse, yani hayâyı kendisine prensip edinse halk o kimsenin ayıbını göremez” buyurdular. Gerçekten de hayâ öyle onur ve şeref verici bir elbisedir ki, onu giyinenler ayıp ve eksikliklerini örtmekle birlikte herkes tarafından saygı ve ikram görürler. Hayâ elbisesini giyinmeyen kimseler ise ne kadar haysiyetli ve itibarlı olursa olsunlar kendilerinden aşağı kimselerden bile hakaret görürler. Hayâ, kadın erkek her Mü’min’de bulunması kaçınılmaz olan ahlâkî bir özellik olduğundan, insanı insan yapan değerlerden bir tanesidir ve ne güzeldir Hayâ özellikle kadınlar için çok gereklidir. Çünkü sahip oldukları yüz güzelliğini bir kat daha artırır.
Rasûlullah Efendimiz’in lisanıyla; “Hayâ kadınlarda olursa daha da güzeldir”
Hayâ sırf hayır ve hayra vesiledir. Buna karşılık hayâsızlık ve çirkin söz de şer ve şerre götürücüdür. Allah Rasulü -salât ve selam ona ve âline olsun- “Hayâ ile sükût iman ağacının iki dalı, çirkin söz ile beyan da münafıklığın iki budağıdır” buyurarak bu gerçeği dile getirmiştir.
Hayâ ehli ayıp işler işlemediği gibi ayıp ve kusur da aramaz. Hz. Ali’ye bir dostu “Bana kusurlarımı söyle” der. Hz. Ali: “Sen benim dostumsun, her hâlin bana hoş geliyor, git kusurlarını başkasına sor” diye cevap verir. Mevlâna hazretleri de “Kusurları örtmede gece gibi ol” diyerek insanların kusurlarının örtülmesinin gereğine dikkat çeker.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti