Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

KUR ’AN’I ANLAYARAK OKUMAK – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 15 Nisan 2016 Cuma 14:25:39
 

İslam dininin temel kaynağı olan Kur’an-ı Kerim ; Hz Muhammed  (s.a.s)’ e her şeyi açıklamak üzere indirilen (Nahl : 16/89) , en ilkel  insandan en yüksek  ilim ve fikir adamına , en fakirinden en zenginine , amirinden memuruna , işçisinden patronuna … kadar herkesi ilgilendiren  ilkeleri ve kuralları kapsayan bir kitaptır.
Bir şeyin, bir metnin, bir mesajın Kur’an olabilmesi için okunması gerekmektedir. Okunmayan şeye Kur’an denmez. Bir kitap ki eğer okunmuyorsa, okunmak için değilse ona Kur’an denmeyecektir. Elimizdeki şu kitabı okumanın dışında nerede ve nasıl kullanırsak kullanalım, buna Kur’an denmeyecektir. Okumak ise duyularla algılanan bir mesajın, kişiye onu amele sevk etmek üzere bir şeyler söylemesi, görevler yüklemesi anlamına gelmektedir. Önceki derslerimizde de ifade ettiğimiz gibi okuma işi, dört âzânın eylemidir. Göz, dil, akıl ve kalp. Gözle görülür, dille telaffuz edilir, akıl okunanı tercüme eder, kalp te ona göre tavır alır. Göz görmüş, dil telaffuz etmiş ama akıl onu tercüme etmemiş, kalp de buna göre bir tavır almamışsa, buna okuma denmeyecektir. Meselâ bir odanın kapısında: “Buraya girmeyin” diye bir yazı var da siz onu gördüğünüz, okuduğunuz halde oraya girmeye kalkmışsanız, bu mesaj size bir şey dememiş ve siz onu okumamışsınız demektir.
“Kad câekum basâiru min rabbikum fe men ebsara fe li nefsih(nefsihi) ve men amiye fe aleyhâ, ve mâ ene aleykum bi hafîz(hafîzin).” “Doğrusu size rabbinizden apaçık basiretler gelmiştir; kim (onlarla) görürse kendi lehine ve kim de körlük ederse kendi aley-hinedir. ben sizin bekçiniz değilim” (En’âm 104)
“ve men a’rada an zikrî feinne lehû meîşeten danken venahşüruhû yevmel gıyâmeti e’mâ (tâhâ 124) (Her kim de benim zikrimden (Kur’ân’dan) yüz çevirirse, (bilsin ki) ona dar bir geçim vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.” ”gâle rabî lime haşertenî e’mâ  ve gad künte besîran. (Tâhâ 125) – (O zaman Kur’ândan yüz çeviren kimse) “Rabbim! beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben gören bir kimseydim” der.) “gâle kezâlike etetke êyêtünâ  fenesîtehê. ve kezâlikel yevme tünsâ* Allah: “Böyledir, sana âyetlerimiz gelmişti de onları sen unutmuştun, bugün de öylece unutulursun” der. (TÂHÂ 126)
“ve kezâlike neczî men esrefe velem yü’min biêyêti rabbî. vele azâbülâhireti eşeddü ve ebgâ* tâhâ 127- İşte haddi aşanları, Rabbinin âyetlerine inanmayanları biz böyle cezalandırırız. Ve muhakkak ki ahiret azabı (dünya azabından) daha şiddetli ve daha devamlıdır.
“el haggu min rabbike felâ tekûnenne minel mümterîn ( e )” (Bakara, 147) (Gerçek (hak) Rabbinden (gelen)dir. Şu halde sakın kuşkuya kapılanlardan olma.)
“Ve innehu le zikrun leke ve li kavmik(kavmike), ve sevfe tus’elûn(tus’elûne).”
Muhakkak ki O (Kur’ân), senin için ve senin kavmin için mutlaka bir zikirdir (öğüttür). Ve siz, (Kur’ân’dan) sorumlu olacaksınız. (ZUHRÛF43/44)
Kim, Rahmân’ın Zikri’ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur. (ZUHRUF suresi 36. ayet)
Hz. Peygamber bir gün Hz. Muaz’ın elinden tutup bir süre yürüdükten sonra kendisine birçok tavsiyede bulunmuştu.
Bu tavsiyelerden birisi de “Kur’ân’ı anlamaya çalışması” (Münzirî, et-Terğîb ve’t-terhîb, VI, 148.)  gerektiği idi.
Hz. Ali (Kerremallâhu vechehe)’den rivâyetle:
Rasûlü Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) efendimiz:
“Kendisinde idrak ve anlayış bulunmayan ibadette hayır olmadığı gibi, düşünmeksizin yapılan Kur’ân okumada hayır yoktur.” (Tedebbürsüz kuran okumada hayır yoktur) (Gazâlî, İhyâ, I, 81) diyerek kutsal kitabımızı anlayarak okumanın dünya ve ahiret hayırlarını getireceği müjdesini vermektedir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER