MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNÜN HALİNE GÜLER MİSİNİZ? AĞLAR MISINIZ?

Sayın valim, geldiğiniz günden bu yana halkın gönlünde bir taht kurdunuz. Eğitimciler de “Evet bir devlet adamı geldi ilimize” diyorlar. Sizden istirhamımız, eğitimi her fırsatta denetlemeniz, değerlendirmeniz. Lütfen, şu kötü gidişe bir dur diyebilmeniz..
Allah aşkınıza, Afyonkarahisar’da Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bir uğrayın, bir şey sorun. Cevap alamazsınız. Kimin ne yaptığı belli değil. Milli Eğitim Müdürü almış yanına iki öğretmen onlarla müdürcülük oynuyor.
Ne öğretmenler, ne veliler ne de paydaşları memnun değil. Memnun olan sadece kendileri. Adamlar ne kadar çok meraklılarmış ya da intikam arzusu ile tutuşmuşlar ki, okul müdürlüğüne soyundular şimdi de. Şube müdürlükleri ellerinden gidince, okul arayışında, Müdürlük arayışı içine girdiler….
İl Milli Eğitim Müdürü’ne bir şey söylemeyeceğim, çünkü üzülüyorum.
İş bilmezlikle, koltuk sevgisi birleşince neler yapıyor insanlar?
Düşünün, tüm görevlendirilen şube müdürleri kadrolarının olduğu kuruma döndü, 1 kişi hariç. Müdür Metin YALÇIN geldiğinden beri; bir tek bu şube müdürü üzerinde otorite kuramamıştır. Müdürün talimatlarını dinlemeyen, her durumda müdürü eleştiren, verdiği emirleri mazeretler nedeniyle yerine getirmeyen, bu şahsın şu anda görevlendirmesi, bakanlık talimatına rağmen devam ediyor. Peki bunun kerameti nedir? Nasıl olup da tüm şikayetlere rağmen yerine koruyabilmiştir.
İl Milli Eğitim Müdürü olmak için çok uğraştı, olmadı. Kapalı kapılar arkasında Metin Yalçın’ın ayağını kaydırmaya çok çalıştı. Olmadı.
AKP’yi iyi kullandı, oğlunu Hastane’ye yerleştirdi. Şimdi korkuyor, yalnız kalmaktan, çocuklarının iş güvencesinden nasıl bırakıp gider. Bunun için kırk takla attığını biliyoruz.
Milli Eğitim Müdürüne o yüzden acıyorum, üzülüyorum. Bütün bu darbelere bile direndi, ayakta kaldı. Ancak dertlerinin Afyonkarahisar’da eğitimin başarısı olduğundan şüpheliyiz. Yıllardır beklenen kadroyu alıverseler, rahatlayacaklar. O zaman ilimizin Milli Eğitim’i de rahat bir nefes alacaktır aslında.
Başarılı bir lisenin akıbetini değiştirip, birilerine iyi görünme adına, sadece makamda kalabilme adına toplumda derin yaralar açan ve bir liseye bile sahip çıkamayan bir müdür ister mi ki bu halk?
***
Bugün Mehmet Akif ERSOY’un bir sözü ile yazımıza son verelim:
Ne ibrettir kızarmak bilmeyen çehren. Bırak kardeşim tahsili; Git önce edep, haya öğren.
(Bir eğitimci)