Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

NAMAZDA ALLAH İLE KUL ARASINDAKİ YETMİŞ BİN PERDE AÇILIR

Muharrem Günay 27 Mart 2019 Çarşamba 13:06:41
 

Namaz kılan kimsenin iki yerde çok uyanık olması gerekir, bunlardan birincisi;
“ İyyake na’büdü (Ancak sana ibadet ederiz) ve iyyake nesteîn (ancak senden yardım dileriz)” ayeti kerimesini okurken muhatabımızın Hz Allah olduğunu düşünmemiz gerekir zira burada kul ile Allah arasındaki 70 bin perdenin kalkacağını, ikinci olarak da tahiyyat duasında “Esselamü aleykü eyyühennebiyyü” (Selam senin üzerine olsun ey nebi!)” Derken Peygamberimiz s.a.v ‘e selam verdiğimizi düşünmemiz gerektiğini zira burada da kul ile Allah c.c arasındaki yedi bin perdenin kalkacağının evliyaullahtan birisi haber vermiştir.
Peygamber Efendimizin buyurdukları gibi:
“Namazda durup, arzusu, yüzü ve kalbi Allahu Teâlâ ile olan, namazının sonunda anasından doğmuş gibi olur.” Yani bütün günahlardan temizlenir.
“Sağımda Cennet, Solumda Cehennem Arkamda Ölüm Meleği”
Tenbihü’l – Gâfilin isimli meşhur eserde (bak. Sh:195) ve bazı kitaplarda zikredildiğine göre, bir kere Hatemi Zahid Hazretleri, Âsım ibn-i Yusuf Hazretlerinin yanına girdiğinde Âsım (kuddise sirruhu) ona:
“Ey Hatem! Namaz kılmayı güzel becerebiliyor musun?” Diye sordu. O da “Evet” dedi. Bunun üzerine Âsım (kuddise sirruhu) “Peki nasıl kılıyorsun?” Dedi. Buyurdu ki: “Namaz vakti yanaşınca, abdestimi sünnet vechi üzere tazeliyorum sonra, namaz kılacağım yere gelip dikiliyorum ta ki her uzvum yerleşiyor, Kâbe’yi iki kaşımın arasında, Makam- ı İbrahim’i göğsümün hizasında, Allah-u Teâlâ’yı mekândan münezzeh (pak ve uzak) olduğu hâlde başımda hazır, kalbimdeki her şeyi bilir olduğu halde görüyorum. Sanki ayağım Sırat Köprüsü’nün üzerinde cennet sağımda, cehennem solumda, ölüm meleğini de arkamda hissediyorum ve kılacağım namazın, son namazım olduğunu zannediyorum sonra, ihsan ile (Allah’ı görür gibi) iftitah (başlama) tekbirini alıyorum, düşüne düşüne okuyorum, tevâzü ile rukua eğiliyorum, tazarrû ile (Allah’a yalvararak) secdeye kapanıyorum. Sonra tamamıyla oturuyor, ümitle teşehhütte bulunuyor, (tahiyyat okuyor) sünnet üzere selam veriyorum. Sonra da o namazı ihlâsa teslim ediyor, korkuyla ümit arasında kalkıyorum ve bu hâl üzere sabra devam ediyorum.”
Bunu duyan Âsım (Kuddise sirruhu) Hazretleri “Ey Hatem! Senin namazın böyle mi? O da: “Evet, otuz senedir böyle kılıyorum.” Deyince, Âsım (Kuddise sirruhu) Hazretleri ağlayarak: “Ben daha bu zamana kadar hiç böyle bir namaz kılmadım.” Dedi. (Mahmut Ustaosmanoğlu, Ruhu’l Furkan, cilt: 1; Bakara suresi sayfa: 135; Ramazanoğlu Mahmud Sami, Bakara Suresi Tefsiri, sayfa:22)
Hukema’dan bir zat şöyle der: “Namazda huzur meselesinde insanlar iki sınıftır. Bunlardan biri seçkinler tabakasıdır. Bunlar, namaza hürmetle girerler, kesin inanç ve vakarla dururlar, tazimle eda ederler. Kabul olunup olunmadığı hususunda korku ve endişe ile namazdan çıkarlar. Diğeri de avam tabakasıdır ki; bunlar da namaza gafletle gelirler, cehaletle namaz dururlar, vesveselerle eda ederler. Sonra da emniyet ve huzur içinde namazdan çıkıp giderler.”  (Gafletten Kurtuluş Ebu’l Leys Semerkandî; Tercüme: Yaman Arıkan)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER