Yerine göre konuşmak Peygamber Efendimiz’in sünnetidir. Bu konuda Sevgili Peygamberimiz eşi Hafsa validemize şu nasihatte bulunur:
“Yâ Hafsa! Çok konuşmaktan sakın. Söylenen şey zikrullâh olmadıkça kalbi öldürür. Fakat Allâh’ı çokça zikret. İşte bu, kalbi diriltir.” (Ali el-Müttakî, no: 1896)
“…Hayırlı şeyler konuşmak, sükûttan daha iyidir; sükût da kötü şeyler konuşmaktan daha iyidir.” (Hâkim, III, 343; Beyhâkî, Şuab, 256/4993)
Dolayısıyla nerede, ne zaman ve ne kadar konuşacağını iyi ayarlamak gerekir. Şeyh Sâdî-i Şîrâzî ne güzel söyler:
“İki şey akıl hafifliğini gösterir: Söyleyecek yerde susmak, susacak yerde söylemek.”
Ayrıca muhâtabın durumuna göre ses tonunu da nâzik bir şekilde ayarlamak îcâb eder. Çok yüksek ve bed bir sesle, kaba-saba konuşup kulak tırmalamak da,
Kur’ân-ı Kerîm’in men ettiği konuşmalardandır.
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman, 19)
Nitekim bâzı sahâbîlerin, Peygamber Efendimiz’in huzûrunda yüksek sesle konuşmaları üzerine şu ilâhî ihtar gelmiştir:
“Ey îmân edenler! Seslerinizi Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin! Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’le yüksek sesle konuşmayın; yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir.” (el-Hucurât, 1-2)
Bu da büyüklerin ve hürmete şâyan kimselerin huzûrunda edeben sesi kısmak gerektiğini ifâde etmektedir.
Ayrıca dili; dedikodu, gıybet, iftirâ, sû-i zan gibi çirkinliklerle de kirletmemek îcâb eder. Bunlar, kalpteki fesâdı gösteren dilin âfetleridir.
Muharrem Günay
SESLERİN EN ÇİRKİNİ MERKEPLERİN SESİDİR
YAZARLAR
TÜMÜ