Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

NAMAZDA TÂDİL-İ ERKAN (2) – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 23 Aralık 2014 Salı 02:00:00
  Peygamber efendimiz, imamdan önce başını kaldıran yahut rükûa varan kimseyi ağır bir şekilde tehdid ederek şöyle buyurmuştur: “İmamdan önce başını kaldıran bir kimsenin başını Allah’ın bir eşekbaşına yahut suretini bir eşek suretine çevirmesinden korkmaz mı?” Bu hadisi Muvatta, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd ve başkaları rivayet etmişlerdir. (Buhârt, Ezan 53; Müslim Salât 114; Ebû Dâvûd, Salât 75; Tirmizi, Cumua 56; Nesâî, İmame 38; İbn Mâce, İkame 41)
Ebû Hureyre de: “Böyle birisinin alnı şeytanın elindedir” demiştir. Resûlullah (s.a) da şöyle buyurmuştur: “Bizim yaptığımız işe uygun olmayan her bir iş merduddur.” (Buhârî, İ’tisâm 20; Müslim, Akdiye 17,18; Ebû Dâvûd, Sünne 5; İbn Mâce, Mukaddime, 2) Buna göre kendisine uymakla emrolunduğunu, ona muhalefet etmenin kendisine yasak olduğunu bildiği halde, kasten imamına muhalefet eden kimse namazını hafife almış, kendisine verilen emre muhalefet etmiş demektir. Dolayısıyla böyle bir kimsenin bu şeklide kıldığı namazının yerini bulmaması, yeterli olmaması gerekir. Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır. (İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, Buruç Yayınları: 2/43-45.)
Namazın farzlarından olan secde şöyle yapılır:
Resûlullah’ın, “alın (la beraber burun), iki el, iki diz ve iki ayakuçları olmak üzere yedi kemik üzerine secde etmekle emrolundum” (Tecrid-i Sarih) hadisi gereği secdede yedi uzvun yere değmesi gerekir. Alınla birlikte bunun da değdirilip değdirilmeyeceği konusunda tam bir görüş birliği olmamasına rağmen; hadisi rivayet eden Abdullah b. Abbas, Hz. Peygamberin alnını gösterirken burnunu da işaret ettiğini bildiriyor.
Secdede el ve ayağın kıbleye doğru olması gerekir. Yukarıdaki hadis gereği secdede burun dâhil sekiz organ yere değdirilir. Göğsü ve dirsekleri yere değdirmemek, büzülmeyip kolları açık tutmak ve düz durmak sünnettir. Sevgili Peygamberimiz bu konuda şöyle buyuruyor:
“Sizden biriniz secde ettiği vakit elerini köpeğin döşediği gibi (yere) döşemesin, uyluklarını birleştirsin” (Ebu Davud) Secdede ayaklar, parmak uçları yere değecek şekilde dik tutulur. Secde anında ayaklar yerden kaldırılmaz. Secdeye giderken önce dizlerin sonra ellerin yere koyulması gerekir. Secdeden kalkarken de elleri dizlerden önce kaldırmak gerekir. (Bu konuda yaşlılara, hasta ve özürlülere kolaylık vardır)
Ebu Hureyre ( r.a.) şöyle anlatıyor:
“Bir defa Resûlullah (sav) mescide girdi. O sırada biri de mescide girip namaz kıldı. Sonra Rasûlullaha gelip selam verdi. Resûlullah (sav) selamı aldıktan sonra:
“Dön de baştan kıl. Çünkü sen namaz kılmış olmadın, buyurdu. O kişi dönüp evvelce kıldığı gibi namazı tekrar kıldı. Sonra gelip Resûlullah’a selam verdi. Yine:
Dön yeni baştan kıl. Çünkü sen namaz kılmış olmadın, buyurdu. Bu üç kere oldu. Nihayet o kimse:
Seni gönderen Allah’a yemin olsun ki, bunun başka türlüsünü bilmiyorum, bana doğrusunu öğret, dedi. Bunun üzerine Resûlullah buyurdu ki:
Namaza durduğun vakit başlama tekbirini al. Sonra ne kadar kolayına gelirse o kadar Kur’an oku. Sonra rukuya var, mutmain oluncaya kadar dur. Sonra başını kaldırıp ayakta büsbütün doğruluncaya kadar dur. Sonra secdeye var, mutmain oluncaya kadar kal. Sonra başını kaldır, mutmain oluncaya kadar otur. Bunu namazın bütününde böylece yap.” (Buharı, Ebu Davud, Nesai)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER