TOPLUMSAL EMPATİ – VERGİ ve BİZLER

15 Haziran 2010 Salı 03:00:00
  Devlet geleneğine sıkı sıkıya bağlı olan dünyada tek bir millet vardır: o da Türk milleti… Büyük ve şerefli bir şanlı tarihi ile zengin bir kültürü olan Türk milleti…
Fakat aynı zamanda millet geleneği olan bir bürokrasi de vardı bir zamanlar!
Ama, maalesef günümüzde elzem bir biçimde ihtiyacımız olan “toplumsal empati’’’den ve“sos-yolojik düşünme’’’den yoksun bir bürokrasi anlayışı…
Sorarım sizlere! Aynı durumlar için farklı vergi dairelerinde farklı uygulamalara, hiç mi hiç karşılaşmadınız?
Ülkelerin en önemli gelir kaynağı toplumun tüm kesimlerine yayılmış olması gereken vergilerdir. Ve bu vergiler ödeme gücü ilkesine göre alınır.
Peki! Bu ilkeyi en iyi bir şekilde uygulayanlar ve de uygulatanlar bizler yani Mali Müşavirler değil miyiz? Bizler değil miyiz ki; esnafa “vergi vermeleri gerektiğini”, bizler değil miyiz ki “ sen muhasebeci misin, yoksa maliyeci mi” sorusuna muhatap olan?
Esnafın vergi ödeme gücü olmamasına rağmen, hesap özetinde belirtilen zararlara rağmen matrah artırımı yapılarak vergiler tahakkuk etti-rilir.
Bütün bunları inkâr etmek gerçeklere yüzleşmekten korkmak demektir.
Milletimize devlet geleneğini hatırlatan, esnafta devletimiz lehine bir “empati” oluşturma gayreti içerisinde olan bizler değil miyiz? …Bir taraftan iğneyle kuyu kazmaya çalışırken diğer taraftan da esnafla-devlet arasında sıkışıp kalan da elbette ki biz mali müşavirleriz. El emeğimizle çalışan ancak emeğimizin karşılığını yeterince ve zamanında alamayan da yine bizleriz.
Ve yaptığımız tüm bu çabalara rağmen bize ödül olarak takdir edilen(?) “çelik-çomak” oyunları mı olacak?
Bizler devletle-millet arasında köprü vazifesi gören, esnafın, sanayicinin sorunlarını- gerçekten- bilen ve çözüm üretmeye çalışan tek serbest meslek erbabı değil miyiz? …
Hal böyle iken; buna rağmen, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren vergi kanunları, onların uygulamasını açıklayan tebliğler ve yönetmenliklerin hazırlık aşamasında, ne zaman bize soruldu ve ne zaman bizim fikirlerimiz dikkate alındı? Doğrusu, bunu çok merak ediyorum…
Şunu gayet net ve açık bir şekilde ifade etmek istiyorum…
Bizler, göbeğimizi kaşıyarak, alın teri dökmeden hayat standardımızı haksız bir şekilde yükseltmek arzusunda ve idealinde hiç değiliz… Ancak ve ancak, bizler; sıkıntılarımızla boğuşmakla harcadığımız zamanımızı, çelik çomak oyunu halinde getirilen mevzuatları takip ederek geçirdiğimiz en kıymetli zamanımızı; kafamızı kaşıyarak ve bütün beyin hücrelerimizi harekete geçirerek milletimizin dertlerine çareler bulmak, çözümler getirmek istiyoruz. Ama…
Ama… bu durum, ancak ve ancak; gerek TÜRMOB ve gerekse ülke genelindeki meslek odalarının etkili ve yürekli bir yönetim anlayışı ile gerçekleşecektir.
Meslek itibarının yükselmesi ve özellikle tahsilât probleminin çözülmesi için acilen neler gerekiyorsa yapılmalıdır.
Saygılarımla.
* NOT: Son üç haftaki yazılardan dolayı memnuniyetlerini dile getirerek destek ve teşviklerini bildiren bütün dostlarıma teşekkür ediyorum.