Her devletin bir politikası ve felsefesi vardır. Türk devlet felsefesi, içeride güçlü, kalkınmış, dışarıda sözünü dinletecek bir Türkiye olmaktır. Yozlaşmış, yabancı sistemlerle bunun kurulabilmesi mümkün değildir.
Güçlü ve büyük olan her millet diğerleri üzerinde hakimiyet kurmak istemektedir. Beynelmilel ideolojiler, emperyalizme aracılık etmektedir.
Türkiye’de yabancı kaynaklı ideolojiler ve milli olmak üzere iki tip ideoloji vardır.
Kapitalist, marksist, nazist-faşist menşeli bütün ideolojiler yabancı kaynaklıdır ve bize zararlıdır.
Türk devlet felsefesi, milli ideoloji içinde, MİLLİ BÜTÜNLEŞME VE MİLLİ DEMOKRASİ ülküsüne dayanır. Demokrasi, millet egemenliği demektir.
Millet; Köylü, işçi, esnaf, memur, işveren ve serbest çalışanlar olmak üzere altı sosyal dilimden oluşur. Egemenliğin sadece işverene veya işçiye ait olduğu sistem demokratik değildir. Bir ülkenin demokratik olabilmesi için, siyasi, kültürel ve ekonomik kararlara milletin bütün kesimleri katılmalıdır.
Demokrasi hürriyete dayanır. Başkasının baskı ve etkisi altında olan insan hür değildir. Demokrasi ve hürriyet, siyasi ve iktisadi diye ikiye ayrılır.
Gerçek siyasi demokrasinin şartları vardır. Parlementonun oluşmasında milletin her kesimininin tercihleri yer almalıdır. Milletin istediği vekiller seçtirilmelidir. Köylü milletvekilleri, işçi, esnaf, memur ve serbest meslek mensubu milletvekillerinin bulunması gerekir ki gerçek siyasi demokrasi olsun.
Böylece demokrasi, sınıfçılıktan ayıklanmış, hakim sınıfların sömürüsünden uzaklaşılmış olur.
Siyasi demokrasinin tabana yayılmaması yani seçilenlerin taban kesimin de temsilcileri olmamasından birçok kesim rahatsızdır.
Bu sese kulak verilmelidir.
YAZARLAR
TÜMÜ