Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Saltuk DURUALP

ADAY BELİRLEME SANATI

Cumhuriyet Halk Partisi’nin kongreleri, bir pizza markasının reklamlarındaki slogana benziyor: Bol malzemeli… Kavga desen var, tansiyon desen var, sulu protesto desen var… Tüzükte ‘Tartışmasız kongre, kongre sayılmaz’ maddesi mi bulunuyor; bakmak lazım.
Hatta gelin, tüzüğe bağlı şöyle bir yönerge hayal edelim:
“Partimizin Kongreleri şu şekilde gerçekleştirilir:
• Saygı Duruşu
• İstiklal Marşı
• Tartışma Havasının Oluşturulması
• Kavga Zeminin Hazırlanması
• Tartışma ve Kavga
• Divan Seçimi
• Yönetim Kurulu Seçimi
• Kapanış”
Kavga-dövüş merasimi konusunda sadece Afyonkarahisar’dan ülkeye yansıyan görüntüleri kastetmiyorum; ülke genelinden ekranlara yansıyan görüntülerden bahsediyorum. Malum, her kesimin televizyon kanalı bulunuyor; aynı görüntülere her kesimin kendi kanalında farklı yorumlar yapılıyor.
Bu arada sadece devlet televizyonunun, o da sadece bir kanalının çektiğine dair iddia bulunuyor; ama gençlerin elindeki akıllı telefonlarda sosyal medyanın takip edildiğini de biliyoruz.
“Ne olacak bu CHP’nin hâli” diye hayıflanmayacağız elbette. Siyasetin dengelerine akıl sır ermez.
Ben sizi Büyük Taarruz’da 5.Süvari Kolordu Komutanı olarak görev yapan merhum Fahrettin Altay’ın Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan On Yıl Savaş ve Sonrası kitabına götürmek istiyorum.
Altay, 1931 yılında CHP’nin Konya’dan çıkarmak istediği çiftçi milletvekili (mebus) adayında aranan şartları şöyle sıralıyor:
• “Namzet, mebus seçildikten sonra da çiftçi kalacak; hayatını terk etmeyecek, mesleğine daima sadık kalacaktır. Mebusluğunda, tatil zamanında yine mesleğine ve mesleği iştigaline merbut kalacak; tatilinde, köyünde aynı hayat tarzını yaşayacaktır.
•Behemehal (her durumda) milliyetperver olacak, beynelminel (uluslararası) her cereyana aleyhtar bulunacak; gerek Meclis’teki hal, vaziyet, söz ve faaliyetinde ve gerek meslektaşları ile temaslarında daima bu nokta-i nazarı takip edecek.
•Cumhuriyet Halk Fırkası’na ve onun bütün prensiplerine, akidelerine, hareketlerine tam sadakat sahibi olacak ve mebusluğu müddetince bu vaziyetini muhafaza edecek, mutaassıp olmayacak.
• Meclis’teki hayatında hal ve vaziyeti ve kıyafeti esas memleketindeki gibi olacak. Meclis içtimalarına ve her yere kasketi, poturu ile gelecek; gündelik hayat ve yaşama tarzını değiştirmeyecek. Yalnız merasim günlerinde herkes gibi frak-ceket-redingot giyecek.
• Yeni harflerle az çok okuryazar olacak, bu hususta eksikliği varsa Meclis’teki hizmeti esnasında çalışıp tamamlayacak.
• Konuşurken zeki ve aklıselim sahibi olacak, çok yaşlı ve mütegallibe (hukuka uymayan, zorba) olmayacak.
• Mücadele-i Milli’de bir lekesi olmamalı, muhitinde nazar-ı dikkati calip bir kusur ve sevimsizliği bulunmamalı. Milli Mücadele’de hizmet etmeleri ve intihabatta (seçimlerde) ve diğer vesilelerde fırkamıza hizmet etmiş olması arzu olunur. Hiç olmazsa muarız (karşı koyan) bulunmamış olmalı, fırkaya kaydı yoksa derhal yaptırılmalıdır.”
Kitapta, dönemin Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Sekreterliği’nden gelen yazının Milli Savunma Bakanlığı tarafından merhum Altay’a ulaştırıldığını anlıyoruz.
Tek parti dönemindeki uygulamalar eleştirilebilir; ancak şu an var mı böyle bir aday belirleme kıstası?
Mesela “dijital okuryazarlık” şartı, her durumda milliyetperver olma şartı, konuşurken aklıselim sahibi olma şartı var mıdır adaylarda?
Varsa da bizim haberimiz var mıdır?

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti