Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Eyüp İMİR

BÜYÜK ZAFER

Bu yıl 101. yılını kutladığımız Büyük Taarruz Türk Ulusu için çok kutlu bir bayramdır. Taarruz’un ikinci günü olan 27 Ağustos 1922 günü ilimiz Afyonkarahisar düşman işgalinden kurtulduktan sonra Kocatepe’den Afyonkarahisar’a gelen Mustafa Kemal, Fevzi ve İsmet Paşalar Afyonkarahisar Belediye binasında karargâh oluşturdular. Burada durumu değerlendirerek Yunan birliklerinin Dumlupınar’da cephe oluşturmasını önlemek için planlar yaptılar. 29 Ağustos gecesi karargaha gelen raporları gören Mustafa Kemal hemen yatağından fırladı. Bu haritaya göre düşman kuvvetleri sarılmak üzereydi. Mustafa Kemal ve Fevzi Paşalar, İsmet Paşa’yı karargâhta bırakarak savaş alanına hareket ettiler. Çal köyünün yakınlarında patlayan top sesleri işitiliyordu. Durumu dürbünle takip etmekle yetinmeyen Mustafa Kemal Paşa ateş alanına gitme ihtiyacında olduğunu açıklayınca hep birlikte otomobillere atlanıp mermiler arasında ilerlenmeye başlandı. Gözlemlere göre Yunan birliklerini tamamen kuşatmak süngü hücumlarıyla kesin sonuca varmak artık elzemdi. Mustafa Kemal Zafertepe’den savaşı kendisi yönetti. Kuşatma çemberi daralıyordu. Hava karardığında askerler sırtlara doğru hücuma geçtiler. Artık karşılarında bir ordu kalmamıştı. Beş gün ardı arkası kesilmeden devam eden savaş sona ermek üzereydi. 30 Ağustos gününün bu saatlerini Mustafa Kemal Paşa şöyle anlatıyordu. “Güneş batıya yaklaştıkça ateşli, kanlı ve ölümlü bir kıyametin kopmak üzere olduğu bütün ruhlarda hissediliyordu. Bir an sonra cihanda büyük bir yıkılış olacaktı. Ve beklediğimiz kurtuluş güneşinin doğabilmesi için de bu yıkılış meydana gelmeliydi. Hakikaten göğün karardığı anda Türk süngüleri düşman dolu sırtlara hücum ettiler. Artık karşımda bir ordu, bir kuvvet kalmamıştı. Kendilerinin dediği gibi, korku ve titreme içinde şekilsiz bir kitle, karmaşık ve kalabalık halinde firar için delik arıyordu.”
Nitekim beklenen güneş doğduğunda Yunan Birlikleri tamamen darmadağın olmuştu. Dumlupınar’daki meydan muharebesinde imha edilmeyen birlikler ağır silah ve araç gereçlerini bırakarak Kızıltaş vadisinden kaçmaya başlamıştı. Artık Batı Anadolu’da düşmandan söz etmek mümkün değildi. 31 Ağustos günü Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalar, Çal köyünde yıkık bir evin avlusunda buluşup kırık kağnı arabalarının döşemelerine ilişerek bundan sonraki durum hakkında fikir yürüttüler. Bursa istikametine çekilen Yunan birliklerini imha ederek İzmir’e yürümeye karar verdiler. Mustafa Kemal zaferden sonra şu değerlendirmeyi yapmıştır. “Mahkûm olmak istemeyen bir milleti esareti altına almak isteyen despotlar artık bu dünya yüzünde kalmamıştır.” Türk Milleti son mücadelelerinde bilhassa burada kazandığı zaferle gösterdiği azim ve irade ile malum olan hakikati bir daha tarihi sinesine çelik kalemle kazımış bulunuyor. Efendiler, “Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Muharebesi ve onun son bölümü olan 30 Ağustos Muharebesi Türk tarihinin en mühim bir dönüm noktasını teşkil eder. Milli tarihimiz çok büyük ve çok parlak zaferlerle doludur. Fakat Türk Milletinin burada kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu ve bütün tarihe yalnız bizim tarihimize değil, cihan tarihine yeni cereyan vermekte kesin tesirli bir meydan muharebesi hatırlamıyorum.”
DUMLUPINAR MARŞI

Dumlupınar geldik sana.
Yüz sürmeye toprağına.
Dumlupınar, Dumlupınar.
Ne de şirin bağların var.
***
Ey gelincik nedir tasan?
Sevgilinden ırak mısın?
Şehitlerin al kanından.
Yaratılmış bayrak mısın?
***
Dumlupınar suyun kevser.
Armağanın büyük zafer.
Dumlupınar, Dumlupınar.
Herkes bugün seni arar.
***
İnan olsun bilsin cihan.
Vurulamaz bize zincir.
Olur mu hiç hür yaşayan.
Beş bin yıllık bir Türk esir?
İzzet Ulvi

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti