Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
İrfan Ünver NASRATTINOĞLU

Gazeteci-Şair Ali Türk Keskin 110 Yaşında

Ali Türk Keskin, benim çok sevdiğim ve saygı duyduğum hemşehrimdi. Afyonkarahisar’la ilgili herhangi bir konu hakkında araştırma yaparken, başvurduğum insanların başında gelirdi. Çünkü o elindeki ve belleğindeki bilgileri paylaşmaktan zevk duyar; hele Afyonkarahisar konusuyla ilgilenen gençlere yüreğini açardı. Örneğin, 1971 yılında yayımlanan “Afyonkarahisarlı Şairler Yazarlar Hattatlar” adlı ilk kitabımı hazırlarken, onun değerli katkıları olmuştu. O kitabımda yer alan özgeçmişi ile şiirlerini, bizzat kendisinden derlemiştim.
24 Ekim 1986 tarihinde uçmağa giden bu değerli hemşehrimizi, vefatının 35. yıldönümünde bir kez daha rahmetle anıyor ve hatırlatıyorum…
Şair Ali Türk Keskin, 1913 yılında Afyonkarahisar’da doğdu. Gerek baba, gerekse anne tarafından asil bir aileye mensuptur. Ataları arasında ünlü ilim adamları ve şairler vardır.
İlköğrenimini Gedik Ahmet Paşa ve 1 Numaralı Nümune Okulunda yapan Ali Türk, orta öğrenimin İstanbul Vefa Lisesinde ve Afyonkarahisar Lisesinde yapmıştır.
Lise öğreniminden sonra Devlet Demir Yollarında görev almış, 1956 yılında Devlet Malzeme Ofisine geçmiştir. Kısa bir süre sonra memuriyetten ayrılarak Afyon’da “Sebat Gazetesi”ni çıkarmıştır. Bu arada Yeni Sabah, Vatan ve Milliyet gazetelerinin Afyon temsilciliğini de yapmıştır.
Ali Türk, 1963 yılında yeniden memuriyete dönerek, Afyon Çimento Fabrikasında görev almışsa da 1970 yılında emekliye ayrılmak zorunda kalmıştır.
İlkokul sıralarında şiir yazmaya başlayan Ali Türk Keskin’in ilk şiiri 1933 yılında İstanbul’da yayınlanan “Yeni Hayat Dergisi”nde çıkmıştır. Yaşantısı türlü mücadelelerle geçen Ali Türk, daha çok hiciv tarzındaki şiirleriyle dikkati çekmiştir. Bununla beraber, kahramanlık ve mistik şiirleri de vardır.
Yıllarca çeşitli gazetelerde “Kale Bekçisi” mahlâsıyla fıkralar yazan Ali Türk’ün, gazetede tefrika edilen “Bir su gibi içtim” adlı romanı ile, “Benim Sesim” ve “Kusura Kalma Beyim” adlı basılı iki şiir kitabı vardır.
Özellikle “Kusura kalma beyim” adlı şiiri, Afyonkarahisar sevgisini belirtmesi bakımından önem taşımaktadır. Ali Türk’ün 1957 yılında yazdığı bu şiir 14 kıt’adan oluşmakta olup, tamamı buraya alınmamıştır. Şair bu şiiri, gazetelerde yayımlanan, kimilerini rahatsız eden yazılarından dolayı başka bir şehre tayin edilmiş olmasına gösterdiği tepki yüzünden yazmış ve görevinden ayrılması pahasına, Afyonkarahisar’dan ayrılmamıştır.

KUSURA KALMA BEYİM
Aç yatar, çıplak gezer, sırtımda taş taşırım,
Başıma belâ yağsa sabreder alışırım,
Canıma kast eyleyen hasımla barışırım,
Yalnız bir şey yapamam, çıkarma hiç kafandan
Kusura kalma beyim, ben gidemem Afyon’dan.

Burada büyümüşüm, burada gelişmişim,
Burada gönül vermiş, burada sevişmişim,
Burada, çok şeyleri, bir pula değişmişim,
Görüyorsun bağlıyım, bu şehre dört bir yandan
Kusura kalma beyim, ben gidemem Afyon’dan

İşte çocukluğumun şen İmaret Avlusu,
İşte, komşumuz Ahmet ve işte yavuklusu,
Şu ağacın altında kuşa kurardık pusu,
Dedemin dedesi de geçermiş bu meydandan.
Kusura kalma beyim, ben gidemem Afyon’dan.

Âşık Altıniğne’yi, Kemâni Yamaner’i,
İki çekirdekle içtiğimiz günleri,
Nasıl terk ederim ben? O rengarenk dünleri,
Kudretimden fazla şey istemeyin insandan
Kusura kalma beyim, ben gidemem Afyon’dan.

Ali Türk Keskin’in, Afyonkarahisar sevgisini iliklerimde hissettiren bu şiiri beni çok etkilemişti. O’nunla en son, bir Zafer Haftası sırasında görüşmüştük. Sağlıklıydı, şuuru yerindeydi, Afyonkarahisar aşkı eksilmeden sürüyordu.
Afyonkarahisar aşkı dedim de…Nedir bu aşk?…
Kişi, öncelikle doğup büyüdüğü, havasıyla, suyuyla beslendiği toprağı sevmelidir. O toprak, kıraç da olsa, üzerinde ot bitmese de, insanın doğum yeriyse, kutsaldır ve sevilmelidir. İşte Ali Türk Keskin, doğduğu toprağı yürekten sevmeyi ve başkalarına da bu sevgiyi öğretmeyi bilen insandı.
Ben ömrümün büyük bir bölümünü Afyonkarahisar dışında yaşadım. Ama her zaman ve her yerde gönlümde ve yüreğimde Afyonkarahisar sevgisini yaşattım. Doğduğum kenti, evi, Çavuşbaş Mahallesini, Küçük Olucak Sokağını, Kalenin bedenlerini, mahalle arkadaşlarımı daima özledim…
Ardından yazılan yazılardan birisinde Ali Türk Keskin için, “Afyonkarahisar’ı en çok seven kişi” başlığı kullanılmıştı. Bu tanımlama çok doğruydu. Gerçekten kentimizi çok seviyordu. Kızları ve damatları ona çok daha iyi yaşama şartları hazırladıkları halde o, otel odalarında hayatını sürdürmek pahasına da olsa, Afyonkarahisar’dan ayrılmamıştı.
İnsanlar doğar, yaşar ve ölürler…Bu doğa yasasıdır, Tanrı buyruğudur. Ama öyle insanlar vardır ki, ölmüş de olsalar, hiçbir vakit unutulmayacaklardır. Ali Türk, işte bunlardan biridir. Uzun yıllar geçse de, Afyonkarahisar sevgisi söz konusu olduğunda, Ali Türk Keskin adı hatırlanacak ve onun aziz ruhu şâd’olacaktır.
***
Son yıllarında kimi zaman Ankara’da, kimi zaman Afyonkarahisar’da görüşürdük. Ankara’ya geldiğinde beni mutlaka arardı. Ankara’da ikamet eden damadı, Av. Yaşar Topçu ile beni, özellikle tanıştırmıştı. Topçu’dan çok umutluydu. Nitekim daha sonra Topçu, Demirel’in sağ kolu durumuna gelip Doğru Yol Partisi’nin genel başkan yardımcılarından biri ve Milletvekili oldu. Ankara’da mutlaka görmek istediği kişilerden birisi de, Ali Çetinkaya’nın damadı Emin Paksüt’tü. Bana, “Emin Beyde bulunan, Ali Çetinkaya’nın hatıra defterini mutlaka eline geçirmeye bak” diyordu. Emin Beyin oğlu ve Ali Çetinkaya’nın tek torunu olan, Anayasa Mahkemesi Eski Üyesi ve E.Büyükelçi Ali Osman Paksüt, bu defterlerin kitap bütünlüğünde basılmasını sağlamıştır.
Merhum Ali Türk’e Tanrı’dan bir kez daha rahmet dilerken, okuru, O’nun şu iki dörtlüğü ile başbaşa bırakıyorum:
DOKUZ KÖYDEN
Kıyafet değiştirmez, insanların huyunu,
Kuzu postu giyerek boğazlarlar koyunu,
Hesapla da hayatın enini ve boyunu
Atıverme ortaya her aklına geleni,
Dokuz köyden kovarlar doğruyu söyleyeni.

Menfaat neredeyse üşüşürler oraya,
Emektar safdilleri çıkarırlar daraya,
Parmakları doğuştan boyanmıştır karaya,
Sen koş ide peşinde sakın kırma dümeni,
Dokuz köyden kovarlar doğruyu söyleyeni.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti