20 Kasım 2013 Çarşamba 02:00:00
Afyonkarahisar’da eğitim sisteminin halini, gençlerin isyankarlığını ve Milli Eğitimi yönetenlerin vurdumduymazlığını, aşağıdaki satırlardan daha iyi hiçbir şey anlatamazdı. Umarım, herkes, çuvaldızı önce kendisine batırır!..
“AĞAÇ YAŞ İKEN EĞİLİR” atasözünü unutmamak gerekir.
“Üreten değil tüketen insan yetiştiriyoruz. Alın terinin, emeğin kıymetini değil, nasıl daha kolay ve daha çok kazanırım düşüncesini geliştiriyoruz. Öğrenciye hak etmediği notu vermek, bir üst sınıfta başarılı olamayacak öğrenciye sınıf geçirtmek.
Afyonkarahisar 64. sırada diye, öğrencilerin notlarını şişirmek, LYS’de okul puanlarının etkisini artırmak için, öğrencilere naylon notlar vermek. Ne derece doğrudur?
Ondan sonra, bankalar neden hortumlandı? İnsanlar haksız yere neden sömürülüyor? Neden emekçinin hakkı verilmiyor? İşçi memur neden enflasyona karşı eziliyor? Neden hırsızlıklar arttı? Neden ırz namus yerlerde sürünüyor? diye neden yakınıyoruz sanırsınız.
Ben söyleyeyim: Öğrenciyi salak yerine koyamazsınız. O bilmiyor mu hak ettiğinden fazla not aldığını? O bilmiyor mu hak etmediği halde sınıf geçtiğini? O bilmiyor mu öğretmeninin haksız yere fazladan, naylon, balon adına ne derseniz deyin, not verildiğini. Ya çalışan öğrencilere bunun cevabını nasıl vereceksin?
Milli Eğitim Müdürü oturmuş, öğrencilerin notlarının şişirilmesini, naylon başarıya ihtiyaçları olduğunu savunadursun. Bunun vebalini nasıl vereceğiz?
Afyonkarahisar’ın üreten insan yetiştirilmesine ihtiyacı var. Afyon’un insanı Kale gibidir. Doğruya sırt verir, eğriyi eteklerine bile kabul etmez.
Size önerim şu; Okulu okul yönetimlerine bırakın, denetleyin, ama ötekileştirmeyin, öğrencilerin eğitimini, öğretmenlere bırakın, Öğretmenleri şaşırtmayın, Talim Terbiye’nin kararlarına mı uyacaklar, sizlerin icazetlerine mi?
Okullarda disiplin kalmadı, önce kılık kıyafet dediniz, ama yönetmelikleri hiçe saydınız. İşine geldiğinde yönetmelik, genelge diyorsun, işine gelmediğinde her şey yönetmelik, genelge değildir diyorsun.
İstikrarlı olmalı insan, birileri böyle istiyor diye değil, Kanun, Yönetmelik ne gerektiriyorsa o yoldan gitmeli. Hak, hukuk, Adalet bunu gerektirir. İstikrar budur. Sen kimsin de kendini yasama yerine koyuyorsun demezler mi?
Ülkemizin, İlimizin, okullarımızın, tüketen değil üreten insan yetiştirmesi gerekmez mi?
Üreten insana hak ettiği değer verildiğinde, üreten insan hak ettiği saygıyı, takdiri gördüğünde, çalışmalarının karşılığını aldığında, araştırma yapması için gereken şartlar sağlandığında…
Keşke size yazdıklarımı, bu sistemin düzelmesini sağlayabilecek kişiler de okuyup, sizin kadar bu yazılardan rahatsız olabilselerdi.
Eminim ki okuyacaklardır. Çevrelerinde, umarım hala, onları ve ülkelerini seven birileri vardır ve onlar, onlara doğrunun ne olduğunu anlatacaktır!.. (Bir eğitimci)
Afyonkarahisar’da eğitim sisteminin halini, gençlerin isyankarlığını ve Milli Eğitimi yönetenlerin vurdumduymazlığını, aşağıdaki satırlardan daha iyi hiçbir şey anlatamazdı. Umarım, herkes, çuvaldızı önce kendisine batırır!..
“AĞAÇ YAŞ İKEN EĞİLİR” atasözünü unutmamak gerekir.
“Üreten değil tüketen insan yetiştiriyoruz. Alın terinin, emeğin kıymetini değil, nasıl daha kolay ve daha çok kazanırım düşüncesini geliştiriyoruz. Öğrenciye hak etmediği notu vermek, bir üst sınıfta başarılı olamayacak öğrenciye sınıf geçirtmek.
Afyonkarahisar 64. sırada diye, öğrencilerin notlarını şişirmek, LYS’de okul puanlarının etkisini artırmak için, öğrencilere naylon notlar vermek. Ne derece doğrudur?
Ondan sonra, bankalar neden hortumlandı? İnsanlar haksız yere neden sömürülüyor? Neden emekçinin hakkı verilmiyor? İşçi memur neden enflasyona karşı eziliyor? Neden hırsızlıklar arttı? Neden ırz namus yerlerde sürünüyor? diye neden yakınıyoruz sanırsınız.
Ben söyleyeyim: Öğrenciyi salak yerine koyamazsınız. O bilmiyor mu hak ettiğinden fazla not aldığını? O bilmiyor mu hak etmediği halde sınıf geçtiğini? O bilmiyor mu öğretmeninin haksız yere fazladan, naylon, balon adına ne derseniz deyin, not verildiğini. Ya çalışan öğrencilere bunun cevabını nasıl vereceksin?
Milli Eğitim Müdürü oturmuş, öğrencilerin notlarının şişirilmesini, naylon başarıya ihtiyaçları olduğunu savunadursun. Bunun vebalini nasıl vereceğiz?
Afyonkarahisar’ın üreten insan yetiştirilmesine ihtiyacı var. Afyon’un insanı Kale gibidir. Doğruya sırt verir, eğriyi eteklerine bile kabul etmez.
Size önerim şu; Okulu okul yönetimlerine bırakın, denetleyin, ama ötekileştirmeyin, öğrencilerin eğitimini, öğretmenlere bırakın, Öğretmenleri şaşırtmayın, Talim Terbiye’nin kararlarına mı uyacaklar, sizlerin icazetlerine mi?
Okullarda disiplin kalmadı, önce kılık kıyafet dediniz, ama yönetmelikleri hiçe saydınız. İşine geldiğinde yönetmelik, genelge diyorsun, işine gelmediğinde her şey yönetmelik, genelge değildir diyorsun.
İstikrarlı olmalı insan, birileri böyle istiyor diye değil, Kanun, Yönetmelik ne gerektiriyorsa o yoldan gitmeli. Hak, hukuk, Adalet bunu gerektirir. İstikrar budur. Sen kimsin de kendini yasama yerine koyuyorsun demezler mi?
Ülkemizin, İlimizin, okullarımızın, tüketen değil üreten insan yetiştirmesi gerekmez mi?
Üreten insana hak ettiği değer verildiğinde, üreten insan hak ettiği saygıyı, takdiri gördüğünde, çalışmalarının karşılığını aldığında, araştırma yapması için gereken şartlar sağlandığında…
Keşke size yazdıklarımı, bu sistemin düzelmesini sağlayabilecek kişiler de okuyup, sizin kadar bu yazılardan rahatsız olabilselerdi.
Eminim ki okuyacaklardır. Çevrelerinde, umarım hala, onları ve ülkelerini seven birileri vardır ve onlar, onlara doğrunun ne olduğunu anlatacaktır!.. (Bir eğitimci)