Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Şenkaya
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

ARMUT PİŞ, AĞZIMA DÜŞ – Kocatepe Gazetesi

Mehmet Şenkaya 3 Ekim 2014 Cuma 03:00:00
  Atalarımız ne güzel anlatmış: Hazırın hanığı, pişmişin konuğu, “Kazanmayınca kazan kaynamaz.” “Ver yeyem, ört yatem” “Yazın gölge hoş, kışın çuval boş.” “Hazıra hazne dayanmaz.” “Emeksiz yemek olmaz”
“Dalap senden, vermek benden ya kulum” Rabbimiz yarattığı kulunu aç, açık bırakmaz. Yeter ki kişi istesin ve arasın. Gayret göstersin, çaba sarf etsin. Onun rızkı nasibi ne ise er geç halk eder.
Hisar ardında şimdi Pazar kurulan rampada Ulu Küllük, Hıdırlık Erdal Akar Parkı olan yer (taş kesen) de at, eşek, katır sırtında çöp bidonları ile taşınan (küllük) tabir edilen Şehrin çöplüğü vardı.
Bir gün buralardan satmak üzere topladığım küflü tenekeleri evin avlusundaki esvap taşı altında biriktirdim. Tenekeleri fark ederek: “Nolucek de bunları tıktın” diye tepki gösteren anamın kızarak bunları çöpe fırlattığında, çektiğim emeklerin boşa gittiğine üzüldüğümü; hiç unutmam.
Naylon poşetler çıkmadan önce şeker, pirinç, mercimek gibi gıdalar kese kâğıdı ile taşınırdı. Temiz kâğıt bulduğumda biriktirirdim. Sırası gelince bunları keser, su ile kardığım unu (hamuru) tutkal olarak kullanır, kese kâğıdı yapardım. Bunu bakkala götürür, ya satar parasını alır ya da canımın çektiği yiyecekle değişirdim.
Ramazanın sıcağa geldiği mevsimde. Şimdiki “Gıda Kontrol laboratuarı” karşısındaki Gazoz haneden Kullukçuların Koca Bıyıklı Ahmeta’dan aldığım 2–3 Kasa gazozu Ot Pazar Camii önüne kor, Teravihten çıkan cemaate “Gazoz içen soğuk gazoz! (testereyi açacak olarak kullanarak patlatır) ; “Harareti söndürür, kelebeği öldürür! Otuziki dişine kemane çaldırır!” nidasıyla zevk alarak satardım.
Bahçeli Kahve önü hareketliydi. Burayı mekân edip yazın akşamdan hazırladığım malzemeleri: Mangal bir kolumda, Mısır çuvalı sırtımda, meşe kömüründe kavurduğum mısırları kurduğum tezgâhla “Çat! Dedi, Pat! dedi. Ustam beni baylara, bayanlara sat! Dedi” bağrışıyla müşteri toplamağa çalışırdım.
Kışın Toptancı Hali (Belediye Şehir Çarşısında) Hancıoğlu, Sakallı, Şahinler gibi Toptancı Kabzımallardan sandıkla aldığım Portakalları sepete koyar geceleri tane tane satarak bitirir harçlığımı çıkarırdım. Engel yok. İnadına çalışmak. Benim için hayat böyle güzeldi.
İlkokulda yazı dersinde öğretmenimiz: “Yamalı giymek ayıp değil, yırtık giymek ayıptır.” sloganını yazdırırdı. Anlaşılıyor ki o zaman Türkiye’sinde umumi bir yokluk vardı.
Ayakta durmasını öğrensin, asalak yaşamasın, ekmeğini eline alsın, başkasına muhtaç olmasın babından aynı çalışmayı çocuklarıma da yaptırdım.
Sabah erkenden fırından simit alma, pazarda limonata satma. O zaman Kalecikli bir vatandaş Bekçi olarak işe girmiş, bundan üstündekilerle götürü olarak aldığım 3 tekerlekli araba ile mahalle mahalle dolaşarak hazır tekstil ürünleri: Eşofman, Çorap, İç çamaşırı, Eldiven, Eşarp vs. ticareti. Okul dışında boş geçen günleri çocuklarım böyle değerlendirdi.
Arılar çiçeklere varıyor, bin bir çiçekten polen topluyor. Geliyor peteğine bal yapıyor. Karıncalar çalışıyor, kar yağmura kalmadan kışlık yiyeceğini hazırlıyor. Kuşlar uçuyor, o daldan bu dala, dağlarda ovalarda azığını arıyor. Rızkını temin ediyor. Kediler, köpekler, vahşi hayvanlar hayatta kalma pahasına tehlikelere göğüs gererek bir şekilde yaşamını idameye çalışıyor. Arayan nasibini buluyor.
Sabahın köründe elinde eldiven; konteynerlerde çöp karıştıran insanlar görüyorum. Namusuyla çalışmak ayıp değil. Düşünebiliyor musunuz? 10 Yaşındaki bir çocuk simit satarak harçlığını çıkarıyor, evine ekmek taşıyor. Üniversite bitiren genç utanıyor. İş beğenmiyor. İş yok diyor. Eve aç dönüyor.
İhtiyaçlar sonsuz. “Nerede hareket orada bereket.”. Her ne işte olursan ol. Gücün yettiğince çalış çabala istediğini elde etmeğe çalış. “Hayat ne bir bayram, ne de bir yas günüdür. Hayat iş günüdür. İnsan dünyaya ağlayarak gelir, inleyerek gider. Gülerek çalışmalıdır.”
CUMANIZ VE KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER