Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

BİRBİRİNDEN AYRILMAYAN İKİ İBADET NAMAZ VE ZEKAT-2

Muharrem Günay 31 Ocak 2017 Salı 12:10:01
 

(Dünden Devamı)
“Bir melik (devlet başkanı) inkâr ve küfürle ayakta kalır, fakat adaletsizlikle ayakta kalamaz” (El Siyasetname)
İnsanla toplum ve maddeyle manâ arasında denge kurmak isteyen peygamberlerin mücadeleleri de iktidar sahipleri tarafından bir iktidar mücadelesi olarak görülmüştür. Zaten,
Hz. Musa örneğinde görüldüğü gibi, iktidar ve servet sahibi kişiler genellikle hak ve adalet mücadelesi verenleri kendilerine rakip, iktidarlarına ve servetlerine ise düşman kabul etmişlerdir. İktidar ve servet sahiplerinin hakka karşı mücadelelerinin en önemli nedeni budur. İnsanlık tarihi bu yönüyle, bir bakıma bir iktidar mücadelesinden ibarettir. Bu mücadeleyi Hz. Peygamberimiz ve ona inanan insanlarla Mekkeli müşrikler arasında da görmek mümkündür. Mekkeli müşriklerde faize, köleliğe ve sömürüye dayanan düzenlerinin değişmesini istemiyorlardı, İslam dinine düşman olmalarının en önemli sebeplerinden biriside buydu.
 Kur’an’a göre cehennemlik olanlara soruluyor: “Sizi şu cehenneme sürükleyip-iten nedir?” Onlar: “Biz namaz kılanlardan değildik” dediler. “Yoksula yedirmezdik.” (Müddessir suresi, 42-44)
Bir başka ayette ise: (zebanilere şöyle denir): “Onu yakalayın da bağlayın. Sonra cehenneme atın onu. Sonra da boyu yetmiş arşın zincir içerisinde onu oraya sokun. Çünkü o, büyük Allah’a inanmıyordu. Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu. Bu sebeple bugün burada onun candan bir dostu yoktur “(Hakka suresi 69: 30-35) denilmektedir.
Bu ayetlerde insanın cehennemlik olmasının sebebi anlatılırken; dini yalanlamalarının yanında yoksulu yedirmemeleri de önemli bir sebep olarak gösterilmiştir. Aynı konuya Maun ve Fecr surelerinde de dikkat çekilir.
“Dini yalanlayanı gördün mü? İşte yetimi itip-kakan; Yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur.”(Ma’un suresi: 1-3) “Yoksula yedirmek için birbirinizi teşvik etmiyorsunuz.” (Fecr suresi: 18)
Yüce Allah, namaz kılan ve zekâtını veren kulları için ebedi mutluluk yurdu olan cennetler hazırladığını beyan ederek, şöyle buyurmaktadır:
“İnanıp yararlı işler işleyenlerin, namaz kılıp zekât verenlerin Rabb’ leri katında ecirleri vardır. Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.”(Bakara: 277)
Âyet ve hadislerde iyi ve erdemli olmak için sadece namaz kılmanın yeterli olmadığına dikkat çekilerek, iyi ve erdemli olmak istiyorsanız, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda ve sokakta kalmış kimsesizlere yardım edin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin buyrulmaktadır:
“(Ey ibadet edenler!) İyi ve erdemli olmak (yalnızca) yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. (Önceki Hıristiyanlar doğuya, Medine ve civarındakiler ise kuzeybatıya düşen Beyt-i Makids’e yüzlerini dönerek, Müslümanlarda önce Beyt-i Makdis’e dönerek ibadet ediyorlardı. Burada gerek böyle gerekse namazda selam verirken yüzü doğu ve batıya dönerek selam vermek ve namaz kılmak kastedilmektedir.) Fakat iyi ve erdemli (muttaki) kişi; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitab’a (Kur’an’a) ve peygamberlere inanıp malı(nı), sevgisine rağmen (Allah rızası için) akrabaya, yetimlere, yoksullara ve yolda/sokakta kalmışlara, dilenenlere ve boyunduruk altında bulunanlara (kurtulmaları için) veren, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, ahitleştiği zaman sözlerini yerine getiren, sıkıntıda, hastalıkta ve savaşın şiddetlendiği anda sabredendir. İşte (imanlarında, yaptığı iyilik ve tatta) doğru olanlar onlardır. Ve takvaya erenler de onlardır.” (Bakara: 177)
Aman, zekâtla namazın arasını ayırmayalım. Kim ki bu ayrımı yaparsa Allah ve resûlüne karşı savaş açmıştır. Hz. Ebu Bekir zekât vermek istemeyenlere savaş açmış ve şöyle buyur muştur: Allah’a yemin ederim ki namazla zekâtın arasını ayıranla savaşacağım. Ben sağ iken din eksiltilsin mi?  Mesud (ra) şöyle demektedir: “Namaz ve zekâtla emir olundunuz. Kim (namaz kılar fakat) zekât vermezse onun namazı yoktur.” İbn Zeyd’de şöyle diyor: “Yüce Allah namazı ve zekatı farz kıldı ve bu ikisinin arasının ayrılmasından yüz çevirdi. Zekâtı vermeyenin namazını kabul etmekten yüz çevirdi.” “Eğer tevbe ederler, namazı dosdoğru kılarlar ve zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah şüphesiz çok bağışlayandır, çok merhametlidir.” (Tevbe, 5)    (Son)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti