Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

EVDE NAFİLE NAMAZI KILMANIN MÜSTEHAB OLMASI

Muharrem Günay 23 Şubat 2014 Pazar 02:00:00
  Abdullah ibn Ömer ‘den rivayet edilmiştir: Resûlüllah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır:
“Namazlarınızın bir kısmını evlerinizi kılın. Evlerinizi kabirlere çevirmeyin. (Buhârî, salât 52, Teheccüd 37; Müslim, Salâtul-musâfırîn 208 – 209 vb.) Zeyd b. Sabit (r.a.)’den Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Ey insanlar namazlarınızı evlerinizde kılınız. Çünkü farz namazlar müstesnâ olmak üzere namazın efdali insanın evinde kıldığı namazdır.” (Buhari ve Müslim’den, Riyazü’s – Sâlihîn, Hadis no: 1132)
Câbir (r.a.) den: Resûli Ekrem (s.a.v.) Efendimiz:
“Sizden biriniz namazını edâ ettilkten sonra namazının bir kısmını da evinde kılsın. Çünkü Allahu Teâlâ o namaz sayesinde o kimsenin evinde hayır ve bereket halk eder.” Buyurdular.” (Müslim’den, Riy3azü’s – Sâlihîn, Hadis no: 1134)
Hz. Peygamber (s.a.v)’in, nafile namazları, evde kılmaya teşvik etmesindeki hikmet; riyadan uzak ve evlere rahmet meleklerinin inmesine sebep olmasıdır. Ayrıca bu sebeple evde kadın ve çocuklara namazı öğretmek ve çocukları namaza alıştırmak gibi başka büyük faydaları da vardır. İslam âlimleri ticarethânelerde açıktan nafile namaz kılmayı ve tesbihat yapmayı da riya/gösteriş olma ihtimali açısından uygun bulmamışlardır.
FARZ – NAFİLE BÜTÜN NAMAZLARIN KILINMASININ MEKRUH OLDUĞU VAKİTLER HANGİLERİDİR?
İslâm, Allah’tan başkasına ibadet etmeyi ya da bunu çağrıştıracak bütün tutum ve davranışları yasaklar. Beli vakitlerde namaz kılmanın yasak veya mekruh olması da bu bağlamda değerlendirilmelidir. Zira güneşin tan doğuş, tam tepede ve tam batış halinde olduğu zamanlar Mecusilerin/Ateşe tapanların ibadet vakitleridir. Bu vakitlerde namaz kılmanın yasaklanması veya kısıtlanması kılınacak namazların ateşperestlerin ibadet vakitleri ile çakışmaması için istenmiştir. Böylece Müslümanlarda kimlik ve ibadet bilincinin geliştirilmesi hedeflenmiştir. Ayrıca bu vakitlerin namazın kemal anlamda edasına engel bir özelliğinin olduğu da belirtilmiştir. (Zeylâi, Tebyinu’l-Hakaik, I, 85; Nesaî, Mevâkit, 572, İbni Mâce, İkâmetü’s-Salâti ve’s-Süneni, 148; İbni Âbidin, Reddü’l- Muhtar, I, 376).
Bu Vakitler Üçtür:
1 – Güneşin doğuşundan itibaren ışınları gözleri kamaştırır hâle gelinceye kadarki sabah vakti, kerahet zamanıdır. Bu vakit, güneşin doğuşundan sonraki takriben 45-50 dakikalık bir zamandır.
2 – İkinci kerahet vakti, istiva vakti ile zeval vakti arasıdır. Yani güneşin göğün tam ortasına dikilmesi ânından Batı tarafına doğru açılmaya başladığı âna kadar geçen süredir.
3 – İkindiden sonra, güneşin sarararak göz kamaştırmaz duruma geldiği andan başlayıp güneş batıncaya kadar süren vakit de kerahet vaktidir.
Demek oluyor ki ikindi namazını güneş ışınlarının sararmakta olduğu sıralara kadar geciktirmemeli, kerahet vaktine bırakmamalıdır.
İkindi namazı kerahet vaktine kadar geciktirilmişse, namaz kazaya bırakılmaz, sünneti terk edilerek sadece farzı kılınır. Hattâ güneş batmadan evvel iftitah tekbiri alınarak ikindinin farzına durulsa, namazda iken güneş batsa, bu bile sahih olur. Namaz kazaya kalmış olmaz, vaktinde edâ edilmiş sayılır. Bu ikindi namazına has bir durumdur.
Bu üç vakitte salâvat getirmek, dua ve tesbihte bulunmak, Kur’an okumaktan daha güzeldir.

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER