Nöbetçi Eczaneler
2 Kasım 2013 Cumartesi 02:00:00 Selamün Aleyküm değerli okurlarım.
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Ülkemizde güzel gelişmelerin olduğu, bazılarını bu gelişmelerin kaygılandırdığı, hızlı değişimlerin yaşandığı bu günlerde Meclis’e başörtü serbestliği geldi, bu ülkenin kurucusu Atatürkümüzün fotoğraflarını, yazılarını incelediğimiz zaman bunun için çok geç kalındığını bile düşünüyordum. O her daim özgürlükten yanaydı. Meclis’te ya da kamu kurumlarında baş örtüsü bazıları için öcü, irtica, devletin bekasına tehlike!!! Bazılarına göre şeriat gelecek herkes kapanmaya zorlanacak, o zaman bu başörtüsünün suçu olmaz ki yönetimin dikta rejiminden kaynaklanan bir davranış olur, bu davranışta baş örtüsünün suçu ne sorarlar adama. Böyle bir sistem bile getirilecek olsa inkılap zamanlarındaki gibi kimsenin devrime uymuyorsun diye asılacağını sanmıyorum, hatırlatırım özgürlük getirdik dedikleri zamanlarda getirilen inkilaplara uymayanlar ipe gönderilmişti, korkmayın idam kalktı, hem de sizin gibi düşünenlerin zamanında kaldırıldı, bu sebepledir ki dilediğiniz yerinizi açabilir dilediğiniz yerinizi örtebilirsiniz.
Devleti kurtaran kadınların örtüsü nasıl oluyor da devletin bekası için tehlike arz ediyor anlamış değilim. Ömründe hiç baş örtüsü takmamış insanların baş örtüsü şöyle olursa irtica olur böyle olursa irtica olmaz diye baş örtüsünün şekillerine göre alarm verenleri de zaten hiç samimi bulmadım. Kur’an-ı Kerim’i bir kere açıp okumamışları da Kuran’da baş örtüsüyle alakalı bir şey geçmiyor ve yahut Kur’an-ı kerim’de baş örtüsü boynuna kadar dökülecek diye yazıyor diyenleri de hiç samimi bulmadığım gibi destekli atmaya davet ediyorum ve bir kere olsun açıp Nur Suresi’ni okumalarını tavsiye ediyorum. Amma öyle ansiklopedik bir kaynak okur gibi değil içten ve samimiyetle. Kur-an’ı Kerim’in bir çok suresinde örtünme yani setr ile ilgili ayetler var sadece Nur Suresi’ne bakarak yorumlamayın, okursanız çarşaf giyen başını örten kadınları anlarsınız.
Ana muhalefet partimizin mecliste baş örtüsü serbestliğiyle ilgili tavrını da çelişkili buluyorum, madem baş örtüsü ülkemiz için bir tehlikeydi, üniversitelerde ikna odaları kurduracak kadar önemliydi, bugün neden baş örtüsüne saygılıyız diyorsunuz. Siyasete malzeme yaptırmayacağız diyorsunuz, aslında sadece bugüne bakarak değerlendirirsek güzel söylüyorsunuz fakat bir adım geçmişinize bakınca yine kendinizle çelişiyorsunuz. Eğer ben herhangi bir hareketin, sembolün ülkemiz için tehdit olduğunu görüyorsam sebep ne olursa olsun geri adım atmam. Madem bundan birkaç zaman öncesi bu başörtüsü ülkenin bekası için bir tehdit idi şimdi neden susma kararı aldınız, eğer değildi susulabiliyorsa 90 yıldır niye kan kusturdunuz. Bir serbest oldu bir yasak, müslüman kadınlar kendi ülkesinde kendi okullarında sürgün idi, neden 28 Şubat vakaları yaşandı sorarım.
İşte her zaman olduğunuz gibi yine kendinizle çelişiyorsunuz. Bir kere olsun kendinizle çelişmeyin samimi olun, vallahi hayatımda bir kere size oy vereceğim, yemin ederim ve çevremi de vermeleri için teşvik edeceğim.
Artık şunu biliyorum ki Türkiye Cumhuriyeti kadınına, erkeğine daha geniş manada Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına bundan önceki zamanlarda yaşattığınız dayatmaları, yoklukla sıkıp, baskıyla kabul ettirmeleri yaşatamayacaksınız. Artık insanımız özgürlüğü tattı, refah seviyesinin yüksek olmasının zevkini tattı. Bu milleti belli başlı sembolleri, belli başlı görüşleri şişirip köpürterek yönlendiremezsiniz. Bunu yapan ister hükümet olsun ister muhalefet olsun isterse kim olursa olsun. Onu yücelten değerlerinin inancı, özü, ekonomisi olduğunu anladı, bunların haricinde bir menfaat gütmeyecektir. Sanmıyorum ki; vatan millet sakarya, din elden gidiyor veyahut laiklik elden gidiyor yaygaralarıyla bir koyun sürüsü gibi peşinize takamayacaksınız.
Vakit ayırdığınız için teşekkür ediyorum saygılar, bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…
