Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy

Gururlandıran, duygulandıran bir hikâye – Kocatepe Gazetesi

Murat Arısoy 29 Ağustos 2014 Cuma 03:00:00
  İstiklal Harbimiz, zorluklarla, sıkıntılarla dolu. Ama zorlukların aşıldığını, fedakârlıkların kahramanlıklara dönüştüğünü görmek mümkün.
Belki kapsamlı bir çalışma yapılsa, neler neler duyar ve görürüz. Her okuduğumuz ve dinlediğimiz hikâye, bizi Türk Milleti’ne bir kez daha hayran bırakır.
Göz yaşartan hayranlıkta, annemiz, babamız, komşumuz destan kahramanı olur. Göğsümüz kabarır.
Geçenlerde böyle bir destansı bir öyküyü dinledim.
Anlatının farklı kısımları ya da rivayetleri olabilir.
Ben, benim duyduğumu aktarıyorum:
Olay Kocatepe sırtlarında geçiyor.
Bir kadın yeni doğum yapmıştır. Belki de yıllardır beklediği yavrusuna, tam da İstiklal Harbi döneminde kavuşmuştur.
Fakat o sırada cephenin de sağlam tutulması gerekir.
Düşmana karşı Türk askeri taarruza geçtiğinde aslan yürekli kadın, yavrusuyla ilgilenmek yerine farklı bir yol seçer kendine.
Gözünden sakındığı çocuğu iki ağaç arasına koyar, Allah’a emanet eder.
Cepheye koşar vatansever anne.
Su taşır, ekmek taşır.
Kora kor bir mücadelenin ardından Türk askeri zafer kazanmıştır.
Gelir bakar, iki ağaç arasına…
Çocuğu bıraktığı yerdedir.
“Ey” derler, “Hanım, sen deli misin? Çocuk bırakılıp da savaşa mı gidilir hiç?”
Cevap manidardır:
-Çocuk, ölür; sonra başka çocuk doğar. Ama vatan bir kez elden giderse kimse yaşayamaz…

ŞEYH EMİN
EFENDİ’NİN CESARETİ

Sandıklılı Şeyh Hasan Hamdi Efendi’nin oğlu Şeyh Emin Efendi, Allah’ın “Celal” sıfatını temsil edermiş. Bir şey, dediği gibi olmazsa hiddetlenir ve sinirini belli edermiş. Yurdu işgal eden düşman kuvvetleri, Sandıklı’yı da birkaç kez işgal etmeye çalışmış. Kısa süreli işgaller sırasında Şeyh Emin Efendi’nin ilçedeki Yunan komutanın yüzüne karşı “Zalim, vahşi Yunan! Ordu kazanınca sizi göreceğiz!” diye bağırdığı söylenir. Şeyh Emin Efendi’nin evine Türk Bayrağı asarak işgalcilere meydan okuduğu da rivayet edilir. Nakşibendi Şeyhi olan Emin Efendi, İstiklal Harbi sürecinde, Köprülü Köyü-Balmahmut Köyü civarında Mehmet Akif Ersoy’la da görüşür.

CEMAL HOCA’NIN
OKUTTUĞU AYET

Hacı Cemal Eğretli, Afyonkarahisar’ın manevi ufkunda önemli bir yer edinmiş alim. Merhum Cemal Eğretli, Kur’an-ı Kerim ve sünnetten taviz vermez kişiliğiyle tanınırmış. Cemal Hoca, Afyonkarahisar’ın kurtuluşu sırasında manevi bir görevi yerine getirmiş. Büyük ağabeyim Ömer Arısoy’un, Cemal Hoca’nın oğlu Kazım Eğretli’yle 1997 yılında yaptığı mülakattan aktardığı şu bilgiler dikkat çekici:
“Hacı Cemal Eğretli Hocaefendi, Kurtuluş Savaşı sürecinde ve özellikle,26 Ağustos 1922’de, Necm Sûresi’nin,secde âyetinden hemen önceki kısmı olan, 58’inci âyetini “لَيْسَ لَهَا مِن دُونِ اللَّهِ كَاشِفَةٌ =Leyse lehâ min dûnillâhi kâşifeh(kâşifetun)” âyetini, bol bol okumuş ve çevresindekilere de, Büyük Zafer’in kazanılması için, okutturmuştur.”

SİNANPAŞA’DA
GAZİ TOP

Afyonkarahisar Valisi Hakan Yusuf Güner’in Sinanpaşa ziyaretinde gördüğüm top arabası dikkatimi çekti. Sinanpaşa Kaymakamlığı önündeki top arabasının 27 Ağustos 1922’de kullanıldığı yazılmış, ve arabaya “Gazi Top” unvanı verilmiş.

BİR ÖĞRETMENİN HİSSİ

Adı Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın kurucuları arasında da geçen Tahir Hayrettin, Afyon Lisesi’nde öğretmenlik yaptığı sırada, bir öğrencisine not bırakır. Öğretmenliğin, bir gencin hayatında ne kadar önemli rol oynadığını ispat eden “27 Haziran 1933” tarihli notu paylaşmak isterim:
“Kurtuluş inkılabımız ilerliyor, olgunlaşıyor. Türk topraklarının yarınki görünüşü, Türk milletinin yarınki yaşayışı, sarsılmaz temellerin üstündedir. Buna inanacaksın. Ve senin tutumun, yalnız bu görünüş ve yaşayış için olsun.
Yeni dünyada yeni bir Türk kültürü, yeni bir Türk medeniyeti yaratmak davasını, bu iman ve bu tutumla elbette başaracaksın.”

HAKİMİYET-İ MİLLİYE’DE BÜYÜK TAARRUZ

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’nin 1920’lerdeki “resmi yayın organı” sayılabilecek Hakimiyet-i Milliye’de Büyük Taarruz ve Taarruz’dan sonra kazanılan zaferler, ayrıntılarıyla anlatılmış. Bunu, Polis Akademisi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Müjdeci’nin araştırmasından öğreniyoruz.
Gelin birlikte okuyalım:
“Hakimiyet-i Milliye gazetesinde Büyük Taarruz ile ilgili ilk haber 27 Ağustos 1922’de ‘Dün Sabahtan İtibaren Bütün Cephelerde Kahraman Ordumuz Cani Düşmanla Çarpışmaya Başladı’ başlığı ile birinci sayfada çıkmıştır. Gazetenin 28 Ağustos 1922 tarihli nüshasında resmi bir tebliğin olmadığı ancak alınan bilgilere göre bilhassa Seyitgazi ve Afyon mıntıkasında şiddetli mücadelelerin yaşandığı belirtilerek şu ifade yer verilmiştir: ‘Dünkü muharebat hakkında resmi malumat mevcut olmamakla beraber kahraman ordumuzun düşmanla pek büyük bir hevahiş ile pek muvaffakiyetli bir surette çarpışmakta olduğu istihbar edilmiştir. Muharebe bilhassa Afyon mıntıkasında kesb-i şiddet etmiş ve askerlerimiz pek büyük yararlıklar göstermişler ve muvaffakiyetler elde etmişlerdir.’”

TÜRK ASKERİ NASIL KARŞILANDI?

27 Ağustos 1922’de Türk askeri Afyonkarahisar’a girdiğinde gözyaşları ile karşılanmış. Mehmetçik’in geçtiği güzergâhta sıralanan Karahisarlılar, ellerinde tuttukları lokumları askerlere yedirmiş, onlara su içirmiş. Askerler de halkın teveccühüyle teşvik olunmuş, gazi ya da şehit olmak için durmaksızın yürümüş.

DERLEME ÇALIŞMASI DENEMESİ

Afyonkarahisar’ın Büyük Taarruz ve İstiklal Harbimiz’le ilgili tüm verilerini bir araya toplasak ne kadar iyi bir hizmet gerçekleştirmiş oluruz. Daha önce böyle bir girişim yapılmış. Afyonkarahisar’daki tarih araştırmalarında şimdiden iz bırakan Hasan Özpunar, Gazeteniz Kocatepe’de bir köşe yazısında bu girişimi yazmıştı. 1982 yılında, Afyonkarahisar Yurtiçi Bölge Komutanı Tümgeneral Mahmut Boğuşlu, şehir merkezinde, köy ve beldelerde öğretmen ve imamlar vasıtasıyla İstiklal Harbi öykülerini kayda aldırmış.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti