Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

İMAM PEYGEMBERİMİZİN TEMSİLCİSİDİR – Kocatepe Gazetesi

Muharrem Günay 17 Haziran 2014 Salı 03:00:00
  Cemaatle kılınan namazda kendisine uyulan şahsa “imam“ denir. İmametin başlıca şartları: İslam, buluğ, akıl, erkek olmak, Kur’an okuyabilmek ve özürsüz olmaktır. Bu şartlara sahip olmayanlar imam olamazlar.
Cemaat arasında imamete en yararlı olan, sünneti en iyi bilen (fıkıh bilgisi olan) kimsedir. Bunda eşit olsalar, okuyuşu daha güzel olandır. Bunda da eşit olsalar takvası daha çok olandır. (Haramdan daha çok kaçınandır) Bu üç vasıfta da eşit olsalar yaşça büyük olandır. Bunda da eşit olsalar ahlakça en üstün olandır. ( yumuşak huylu ve daha çok hayâ sahibi olanıdır.) Bunda da eşit olsalar, yüzce, sonra soyca, sonra sesçe, sonra elbise bakımından temizlikçe güzel olandır. Bunda da eşit olsalar kurra çekilir. (Ömer Nasuhi Bilmen, sayfa: 147)
Bununla beraber cemaat arasında ev sahibi ve o yerin görevli imamı varsa, bunlar tercih olunur.
Başkasının evinde imam olacak kimsenin ev sahibinden izin alması gerekir. Tek başına namaz kılmak için yine ev sahibinden izin istemek daha faziletlidir.
Resûlullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“İmam sorumlu ve bütün cemaatin vekilidir. Namazını tam ve güzel kıldırırsa, hem kendisine, hem de cemaate büyük sevaplar vardır. Şayet bozuk olarak kıldırırsa, bunun vebali cemaate değil, sadece kendisinedir.” (İbnİ Mace. İmam Suyuti, Camiu’s-sağir: 1/704)
İmam Peygamber efendimizin temsilcisidir, bu gerçeği hem cemaat hem de imam unutmamalı ve ona göre davranmalıdır.
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
“Bir kimse, ilmiyle amel eden bir âlim arkasında namaz kılsa tıpkı peygamber arkasında namaz kılmış gibidir.” (İmadü’l İslâm/ İslâmın Temel Kitabı, sayfa: 130,çeviren: Mehmet Rahmi)
İmam ilmi ile amel etmeli ve ameli salih olmalı, sünnete titizlikle uymalı, cemaata örnek olmalı, kendini geliştirmek için gayret göstermelidir. Ayrıca İmamın, cemaatin durumu ile ilgilenmesi cemaata gelmeyenlerin gelmeyiş sebeblerını araştırması ve cemaatın sabah ve yatsı namazı için camiye gelmesini teşvik etmelidir.
Fâsıkın (açıkça haram işleyenin) ve bid’at sahibi olanın (din işlerinde dinde olmayan şeyleri karıştıranın) imameti tahrimen (harama yakın) mekruhtur. Çünkü fâsık din işlerinde saygılı bulunmaz. İmam Muhammed ile İmam Malik’e göre, bunlara uymak esasen caiz değildir. Bidad sahibine “Mübtedi” denir ki, inancı sünnet ve cemaat ehlinin inancına aykırı olan kimse demektir. Bid’ad sahibine uymanın kerahatle caiz olması, inancı küfre varmadığı takdirdedir. Eğer inancı küfrü gerektiriyorsa ona uymak bütün Hanefilerce de caiz olmaz. Şefaatı, kabir azabını ve hafaza meleklerini inkâr etmek gibi…(Ö.Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali “İmamlık ve Cemaat” bölümü, sayfa: 147)
“İmamın günah işlemekten sakınan, cemaat tarafından sevilen, güzel ahlaklı bir kimse olması tercih edilir. Bu durumda birisi varken, büyük günah işleyen birisinin imam olması mekruhtur (İbn Abidin, Reddü’l-muhtar, I, 376; Mehmet Zihni Efendi, Nimet-i İslam, 239).
Fasıkın imamlığının mekruh olduğuna dâir delil; İbni Mace’nin Câbir (r.a.)’den rivayet ettiği şu hadis-i şeriftir: “Kadın erkeğe, bedevi muhacire, fasık olan mümine imamlık etmesin, Ancak devlet başkanı kişiyi kılınç yahut kamçısı ile zorlarsa bu durum müstesnadır”
Fasık kişinin imamlığının sahih olmasının dayandığı delil şudur: Buhari ile Müslim’in rivayet ettiklerine göre, İbni Ömer Haccac’ın arkasında namaz kılardı. Yine rivayet edilen başka bir hadiste Hz. Peygamber (a.s.): “Takva sahibi yahut fasık herkesin arkasında namaz kılın” Buyurmuştur. (Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, İmam Olma ve İmama Uyma, sayfa: 2/303)
Benzer bir hadisi şerif Sünen-i Ebu Davud’da da geçmektedir:
“…Ebû Hüreyre (r.a)’den; demiştir ki; Resülullah (sallellahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
“Salih olsun,, fâcir olsun hatta büyük günah işlemiş de olsa her müslümamn arkasında farz namazı (cemaatle kılmak) vaciptir.” (Sadece Ebû Dâvûd rivayet etmiştir. Ayrıca bk. ed-Dârakutnî, sünen, II, 56. Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/440. Hadis no: 594)
Cafer b. Mübeşşir, Ca’fer b. Harb ve İmam Malik gibi âlimler tercemesini sunduğumuz hadis-i şerifte sözü geçen ve arkalarında namazın kılınabileceği ifâde edilen fâsık kişilerden maksadın idareciler olduğunu, idarecilerin dışında fasıkların arkasına namaz kılmanın caiz olmadığı görüşündedirler. Hanbelî âlimleri de aynı görüştedirler. Hanefilerle Şâfiîlere göre fâsıkın imamlığı kerahetle caizdir. (Sünen-i Ebu Davud’da yukarıdaki 594 nolu hadisin açıklamasından; Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınları: 2/440 )
Ebüssüud efendi fetvasında, (Salih ve facir [günahkâr, fitneci], arkasında namaz kılınız) hadis-i şerifi açıklanırken, (Bu hadis-i şerif cami imamları için değil, Cuma kıldıran emirler içindir. Bunlara uymak, itaat etmek gerektiğinden, fitne çıkarmamak için fâsık olan [açıktan günah işleyen] emirler arkasında namaz kılınır) buyuruyor. (http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2853);http://www.mehmetalidemirbas.com/detay.asp?Aid=5051)
Nitekim İbni Mace’nin Câbir (r.a.)’den rivayet ettiği şu hadi şerifte de: “Kadın erkeğe, bedevi muhacire, fâsık olan mümine imamlık etmesin. Ancak devlet başkanı kişiyi kılıç yahut kamçısı ile zorlarsa da bu durum müstesnadır” buyrulmaktadır. (Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, İmam Olma ve İmama Uyma, sayfa: 2/303) İbi Ömer’in Haccâc-ı Zâlim’in arkasında namaz kıdığı rivayet edilmektedir.
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Her imamla namaz kıl, sevabı sana, yanlışı varsa vebali onadır. Her emirle cihad et, ecri sana, yanlış karar vermişse zararı onadır. Müslüman her ölünün cenaze namazını kıl, intihar etmiş olsa da…) [Deylemi] Bu husus, yukarıdaki fetvada da bildirildiği gibi emirlere itaat içindir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER