Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Murat Arısoy
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

İŞÇİYİ KONUŞTURAMIYORUZ, BARİ SENDİKASI KONUŞSUN

Murat Arısoy 2 Mayıs 2017 Salı 12:44:16
 

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nda “İşçiler konuşsun” diyordum. Zamanla bu görüşümün altyapısının henüz olmadığını gördüm.
Çünkü işçi, işverenden çekinerek; hükümetten çekinerek ya da başka bir saikle konuşmak istemiyor.
Önce işçinin konuşmasını sağlayacak altyapıyı oluşturmak gerekiyor. İşçinin kürsüde konuşma yaptığı zaman başına bir şey gelmeyeceğinin teminatı olmalı. İşçi “Ya işimi kaybedersem” korkusuyla kürsüye çıkmamalı.
Bu altyapının oluşması için uzun bir uğraş verilmesi gerekiyor.
“İşçi konuşsun” önerimi şimdilik rafa kaldırdım.
Yeni önerim şu: Hiç değilse “sadece” işçi sendikası konuşsun…
1 Mayıs, her ne kadar “Emek ve Dayanışma Bayramı” olarak kutlansa da özünde işçi bayramı.
Memur sendikalarının böyle bir günde açıklama yapmalarını “Fırsat bu fırsat, biz de gündemde yer alalım” hazırcılığıyla açıklıyorum.
Afyonkarahisar’da Türk İş İl Temsilcisi Muharrem Uslu, 1 Mayıs konuşmasında işçinin ve emekçinin sorunlarını birinci ağızdan aktardı. Özellikle işçi kesiminin aldığı ücretin vergilere kurban gittiğini vurgulaması, önemli bir ayrıntıydı. Bu ayrıntıyı, ancak sorunları yaşayan, sorunların çözümü için uğraşan birisi görebilir ve dile getirebilir.
Muharrem Uslu, 30 yıldır sendika başkanı olduğuna göre bu sorunları her daim gören bir kişi olması doğal.
Türk-İş’ten sonra Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu İl Temsilciliği de basın açıklaması yaptı.
Önceki yıllarda alanı dolmasa da Cumhuriyet Meydanı’nda 1 Mayıs’ı kutlayan KESK, bu yıl PTT önünü yeğlemişti.
Muhtemelen KESK Genel Merkezi’nden gönderilen bir metinle, gün geçiştirildi. “Hayır” üzerine kurulu metinde, hayatın gerçekliklerinden ziyade bugüne kadar geliştirilen genel söylemler vardı.
Yeni bir öneri yoktu.
Türk-İş ile KESK basın açıklamaları arasındaki en büyük fark ise Türk Bayrağı idi.
Türk-İş üyesi işçiler, Muharrem Uslu’yu ellerindeki Türk Bayrakları ile dinlediler.
KESK üyesi memurların elinde ise can hakkı için bile olsa bir tane Türk Bayrağı yoktu.
Emek mücadelesi, vatan mücadelesinden bağımsız olamaz. Türk Bayrağı, ülkenin ortak değeri.
Vatan olmadan kazanılmış bir tek emek mücadelesini göstermek mümkün değildir.
Emek, vatan üzerinde yükselir.
Dolayısıyla vatanın en önemli göstergesi Türk Bayrağı’nı taşımaktan imtina ederek 1 Mayıs’ı kutlamak, Türkiye gibi emperyalizmin her koldan saldırdığı, saldırı planları yaptığı bir ülke için doğru değil.
“Türkiye’deki emek mücadelesini enternasyonalizme feda etmeyin” diyeceğim; ama “memur enternasyonalizmi” de yok ki…

 

ÇELİŞKİ VAR
1 Mayıs kutlamalarının siyasi kısmı var elbette. Ama bir de çelişki kısmı var: 1 Mayıs dolayısıyla sokakta olan sendika üyesi işçilerin ve memurların aylık maaşları 2500 ilâ 3500 arasında değişiyor. Onların peşinden koşan basın emekçilerinin maaşları da, onları korumakla görevli emniyet güçlerinin maaşları da bu kadar değil. Buradaki çelişkiyi kim çözecek, merak ediyorum.

 

KARA TREN…
Türk-İş İl Temsilciliği ve Demiryol-İş Afyonkarahisar Şubesi’nin önünde bir bağlama, bir gitar şarkılar, türküler söyledi. Benim dikkatimi ise “Kara tren gecikir, belki hiç gelmez” türküsü çekti. Türkü güzel de, kara treni getirecek olan Demiryol-İş üyeleri. “Kara tren gecikir” demek, Demiryol-İş üyeleri, verimli çalışmıyor demek.

 

YENİ BİR MARŞ YOK
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı… Üretim gücünün vurgulandığı, üretimin en hareketli ve özel kesimi olan işçilere adanan bir gün. Üretim ve emeğin yüce değerler olduğu vurgulanıyor; ama 40 yıldır Sarper Özsan’ın “1 Mayıs Marşı” çalınıyor eylemlerde. Üretim ve emek bu kadar önemsenirken, neden yeni bir 1 Mayıs Marşı üretilmez? Neden bunun için “emek” verilmez?

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER