27 Haziran 2014 Cuma 03:00:00
  Kocatepe dahil, dünkü yerel gazetelerin çoğunda bir haber vardı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar 5. Bölge Müdürlüğü personeline verilen bir eğitimi anlatıyordu bu haberler. Verilen bilgilere göre bundan sonra Orman ve Su İşleri 5. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı personel, aldığı eğitim sayesinde harita işlerini, dışarıya pahalı bir şekilde yaptırmak yerine kendisi hazırlayabilecek. Böylece kurum tasarruf edecek ve işlemler hızlanacak.
Ne güzel bir haber değil mi?
Evet güzel bir haber, emeği geçenleri kutlamak gerekiyor ama…
Bu haber bizlerin aklına bazı sorular getirdi. Bunlardan ilki; Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğümüz neden her köşesinde bir şehit mezarı bulunan Afyonkarahisar’da, kaybolmaya yüz tutmuş, hatta ve hatta kaybolmuş olan şehit mezarlarının ortaya çıkarılması, ihya edilmesi, hiç olmazsa yerlerinin tespit edilmesi için çalışmalar yapmaz?
İstiklal Harbi’nin en çetin ve kanlı mücadelelerinin yaşandığı, en şanlı destanların yazıldığı Afyonkarahisar coğrafyasında, Kocatepe-Tınaztepe hattında, Dumlupınar güzergahında hem Türk, hem de Yunan mevzilerinin kaybolmak üzeri olduğunu sağır sultan bile biliyor artık. Neden bunların tespiti, korunması yönünde çaba gösterilmez?
Şundan 10 sene öncesinin siperleri, mevzileri, izleri, hatta ve hatta şehitlikleri kaybolmuşken, bundan 10 sene sonrasına bu tarihi izlerin kalacağının garantisini kim verebilir?
Bu tarihi izleri, hepsinden önemlisi şehitlikleri tespit etmek, korumak, kollamak, güzelleştirmek hepimizin görevi olduğu gibi en başta Milli Parklar’ın görevi değil midir?
Her yıl Zafer Haftası’nda şanlı geçmişimizle, Kurtuluş Savaşımızla övünüyor, kutlamalar, eğlenceler düzenliyoruz. İyi ama bu günleri borçlu olduğumuz şehitlerimize neden gereken önemi göstermiyoruz? Afyonkarahisar topraklarında şehit düşen Mehmetçikler’in Çanakkale’de şehit düşenlerden ne farkı var? Neden Çanakkale çevresinde yurt dışından getirilen ithal araçlarla kaybolmaya yüz tutan şehitliklerin bulunması için bilimsel çalışmalar yapılıp, oradaki şehitliklerimiz ihya edilirken, Afyonkarahisar’da böylesi çalışmalara bir türlü rastlayamıyoruz?
Devletin üst katlarından bu işe karşı çıkacak, ya da destek vermeyecek bir kişi bile çıkacağını sanmıyoruz. Her şeyden önce işin başında Orman ve Su İşleri Bakanı hemşehrimiz Prof. Dr. Veysel Eroğlu var. Böyle bir şey düşünülemez bile.
Hal böyle iken, kahraman ecdadımızın kabristanları bir mezar taşını, orasının bir şehitlik olduğunu gösteren bir düzenlemeyi hak etmiyor mu?
İşte “Orman Bölge Müdürlüğü personelinin kendi harita işlerini kendisi göreceği” içerikli haberden sonra bizim aklıma takılan sorular böyle. Belki bahsettiklerimiz haberdeki konuyla alakasız olabilir. Biz işin teknik detaylarında değiliz. Bu vesileyle yıllardır gündem getirilen, ama nedense bir türlü çalışma yapılmayan, çaba gösterilmeyen şehit mezarlarımızla ilgili konuyu bir kez daha gündeme getirmiş olduk.
Bu şehitlikler, İstiklal Harbi’nin mevzileri, siperleri, izleri yarın doğanın şartları karşısında kaybolduğunda günahı, vebali bizim boynumuza olmayacak. Uyarıları dikkate almayıp, şanlı ecdadın izlerini gelecek kuşaklara aktarmaktan imtina edenlerin boynuna olacaktır.