Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

KUR’AN-I KERİM VE HADİSLERDE TEFEKKÜR

Muharrem Günay 7 Eylül 2017 Perşembe 13:34:31
 

Tefekkürle aynı kökten meydana gelen kelimeler, Kur’an’da on sekiz yerde geçmektedir. Kur’an’da birçok ayette, akıl erdiren, düşünen, bilen insanlar için ibretler vardır denmekte ve tefekkür anlamını ifade eden pek çok kelime kullanılmaktadır. Olumlu tefekkür olduğu gibi, olumsuz tefekkür de vardır. Doğru olmayan tefekkürün neticesi de doğru olmaz. Ancak salim kalbe sahip olan insanların tefekkürü sağlıklı olabilir. İslam dininin istediği tefekkür, hiç şüphesiz sağlıklı olanıdır. İnsanları bu olumlu tefekküre davet eden bir ayetin meali şöyledir:
“Yeryüzünü enine boyuna yayıp döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar meydana getiren ve yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan O’dur. Sürekli olarak gece ile gündüzü birbirine dolamaktadır. Düşünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki ibretler vardır.” (Ra’d, 13, 3.)
Allah’ın azametini tefekkür eden insan; O’nun büyüklüğü karşısında gafletten kurtulur, imanı kuvvetlenir; acz, fakr ve kusurlarını anlar, Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ, kudret-i Rabbaniyenin mucizatını göstererek, insanların bunları düşünerek ibret almalarını beyan buyurur. Âlemin düzenliliğini, yaratılış gayesini, verilen nimet ve güzellikleri, dünyanın geçiciliğini, süt veren hayvanları, gece ve gündüzün dönüşümünü düşünen insan, Allah Teâlâ’nın sonsuz ihsanlarıyla kullarını nasıl donattığı karşısında, O’nun büyüklüğünü idrak eder.
Hadis-i şeriflerde tefekkür kavramının fazileti yanında tefekkür ameliyesinin de bir sınırının olduğu ve bu sınırların nerelere kadar uzandığı belirtilmektedir. Bu sınır Cenab-ı Hakk’ın zatına kadardır. Zira Efendimiz (s.a.s.): “Allah’ın yarattıkları hakkında düşünün. Allah’ın zatını düşünmeyin. Allah’ın zatı hakkında düşünmeye güç yetiremezsiniz.” (Suyûtî, el Cami’us-Sağîr, Mısır ts., C., I, s. 136; Aclûnî, Keşful Hafâ ve Mizanu’l-İlbas, Kahire, ts., C. I, s. 371; “Bir saat tefekkür, bir sene ibadetten daha hayırlıdır.” Aclûnî, a.g.e. C. I, s. 370.) buyurmuştur. Burada vurgulanmak istenen şey tefekkürle Hakk’ın zatının anlaşılamayacağı hususudur. Çünkü tefekkürde bir kuşatma ve hâkimiyet sağlama vardır. İnsan ne kadar tefekkür ederse etsin, Cenab-ı Hakk’ı kuşatamayacağına göre bu konuda düşünülmemesi gerektiğine işaret edilmiştir.
Ancak bu demek değildir ki insan, Cenab-ı Hakk’ın zatının muhatabı olamaz.
Bursalı İsmail Hakkı: “Bu temsilleri biz insanlar için veriyoruz. Umulur ki tefekkür ederler” (el-Hıcr, 59/21) âyetinin tefsîrinde üzerinde düşünülecek konuları ikiye ayırıyor ve bunlardan birinin Yaratan, diğerinin de yaratıklar hakkında olduğunu belirtiyor. Yaratan hakkında tefekkür O’nun zâtı, sıfatları ve fiilleri hakkında olur. Zâtını düşünmek yasaklanmıştır. Çünkü O’nun zâtını O’ndan başka gereği gibi kavrama kudretine sâhip kimse yoktur. Bununla birlikte zâtının azamet, celâl ve kibriyâsı ile varlığının zorunlu oluşunun düşünülmesinde bir sakınca yoktur. Sıfatları konusunda tefekkür, sıfatlarındaki kemâl ile ilgilidir. Allah’ın sıfatlarını tefekkür, Allah’ın ilminin her bilgiyi, kudretinin bütün eşyâyı, irâdesinin bütün kâinatı, işitme ve görmesinin bütün varlıklarını ihâta ettiğini düşünmek sûretiyle olur. Fiillerde tefekkür, onların şumûlünü ve en mükemmel biçimde meydana geldiğini anlamaya çalışmakla olur. Yaratıklarla ilgili tefekkür ise basit yahut karmaşık yapıya sâhip eşyayı, canlıları düşünmek ve meydana gelen olaylardan ibret almakla olur. Kıyâmet günü meydana gelecek dehşet verici olayları düşünmekle olur.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti