Nöbetçi Eczaneler
3 Ekim 2013 Perşembe 03:00:00 Selamünaleyküm değerli okurlarım.
Yeni bir yazımda sizlerle buluşmaktan mutluyum. Allah’ın selameti, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun, gününüz bol kazançlı gününüz aydın olsun.
Geçen gün söylemiştim hatırlarsanız, günlerce başbakanımızın paketini konuşuruz, kimimiz destek verir, kimimiz de her konuda olduğu gibi karşı çıkar küfür ederiz diye.
Paketin detaylarını okudukça ilgimi çeken bir konu daha yakaladım sizlere. TCK’da nefret suçu olarak adlandırılan kelimeler ”kızılbaş, gavur, ateist, zenci, çingene, yobaz, yezid.” Bu maddeyi okurken çok güldüm, çünkü mizacım gereği her konudan bir espri çıkarmayı kendime borç biliyorum.
Paketi okuyunca dedim ki bizim köyün teyzeleri yandı ki ne yandı. Can ciğer oturup kalktığı komşusuyla bir gün tartışsın, işler yolunda gitmesin, hemen lafı yapıştırır “kız sen ne gavurumuşun kız ben seni durdukça öğreniyon ya” der. Yine Kızılbaş da kullanılan kelimelerdendir.
Bunların haricinde bir de aydınlıktan güneş gibi parlayan aydın vatandaşlarımız inançlı insanlara yobaz diyemeyecekler halbuki dillerinde pelesenk olmuştu bu kelime. Şimdi yeni bir kelime bulmak zor olacak. Ben bu kelimeye eğitim hayatımda maruz kalmışımdır, mesela: yobazlar gibi ne başörtüsü takıyosun, ne güzel kızsın gençliğini yaşa… vs vs. Bu çağda bir insanın gelişmişliğini ölçmek isterseniz sahip olduğu ilimlere, kullanabildiği teknolojilere bakmak lazımdır. Hangi konuda bir yarışa girsek hep geride kalmışlardır fakat nedense yobaz ve gerici diye nitelendirilmesi gereken de hep biz oluyorduk.
Ben şu an bu satırları sizlere gülerek yazıyorum. Konunun ilginç tarafları aklıma geldiği için, yurdum insanı bu kelimelerden dolayı mahkemelik bile olur TCK da kullanılmasının suç sayıldığını öğrenince.
Fakat şöyle bir gerçek var ki bu kelimelerin kullanımının suç sayılması iyi oldu,. Hatta halkımız arasında ırkları küçümseyen deyimler de geliştirilmiş. Onların kullanılması da suç sayılsaydı keşke. Onlar da aynen bu kelimeler gibi tek tek yazılsaydı, huzur ve barış için daha iyi olurdu diye düşünüyorum.
Kimsenin giyim kuşamından, inancından, ırkından, renginden dolayı küçümsenmediği dışlanmadığı bir Türkiye geleceği istiyorum. Geçmişte giyim kuşamından dolayı birilerine acı çektirdi yönetimlerimiz, ırkından dolayı da acı çektirdi. Geçmişte biz bunların bize fayda sağlamadığını öğrendik, susturarak, bastırarak, otorite kurarak kimsenin fikirlerimize ortak olmayacağını gördük millet olarak.
Tek arzum güçlü, büyük ve cihan hakimi Türkiye. Biz kendi çapında varlığını sürdüren, dünyanın ücra bir köşesinde kurulmuş bir devlet değiliz. Nasrettin Hoca’nın dediği gibi dünyanın tam ortasındayız. Bu sebeptendir ki bizim ülkemizin kanunları kuralları yetmiş iki buçuk milleti koruyacak kollayacak ve düzenini sağlayacak nitelikte olmalıdır. Paketi algılayamayan vatandaşlarımız varsa sebebi tam da budur aslında. Bu benim şahsi düşüncemdir ki yerinde bir tespit olduğunu düşünüyorum.
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle saygılar…
