Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Lokman Özkul

ÖĞRETMEN EĞİTİM-ÖĞRETİMİN LOKOMOTİFİDİR

24 Kasım Öğretmenler Günü. Bütün öğretmenlerimizin, eğitim öğretim işi ile ilgili bütün paydaşların öğretmenler günü kutlu olsun, hepsine huzur mutluluk ve başarılar diliyoruz. Öğretmenlik kutsal bir meslektir, peygamber mesleğidir, bütün Peygamberler aynı zamanda bir muallimdir. İlk insan ve ilk peygamber Hz. Adem (a.s.), Yüce Allah’tan öğrendiği kelimeleri evlatlarına yani insanlığın ilk mensuplarına öğretmiştir. Son Peygamber Hz Muhammed (s.a.v.) ise Allah tarafından kendisine bahşedilen ilmi insanlara öğretmiş kendisi de birçok muallim yetiştirmiştir. Medine’de ki Mescid-i Nebevi aynı zamanda bir okuldu, yatılı ve gündüzlü olmak üzere talebeler yetişiyordu. Bu talebelerin muallimi de Hz Muhammed (s.a.v.) idi. Burada yetişen muallimler aracılığıyla insanlık cahiliyeden Asr-ı Saadet denilen bir mutluluk devrine dönmüştür. Öğretmenler karanlıkları aydınlığa çıkarmak için varlar. Hepimizin öğretmenleri var, onlardan çok şey öğrendik, öğrenmeye de devam ediyoruz. Müspet ilimler ve fen ilimlerinin yanı sıra bize hayatı da öğretiyorlar. Hayattan güncel örneklerle ve tecrübeleriyle bizlere nerede ne zaman nasıl davranmamız gerektiğini öğretiyorlar. Günümüzde öğretmenliğin çok daha güncel olması gerekiyor. Bilgi neredeyse saniyelerde değişiyor. Kalıp bilgiler dışında diğer bilgilerin değişim hızına ayak uydurmak neredeyse imkansız gibi. Bundan dolayı eğitim öğretim mevzu ile alakadar olanlar devamlı kendilerini güncellemek durumunda. 20-30 sene önceki bilgilerle bu mesleği devam ettirmeleri neredeyse imkansız gibi. Nasıl bilgisayara format atıyor isek, kendimize de format atmalıyız. Devir bilişim ve teknoloji çağı, öğrencilere salt bilgi öğretmekten ziyade onlara çok iyi bir rehber de olmak gerekiyor. Öğrenci merkezli eğitim-öğretim esas alınmalı, geleneksel yöntemler yerine çağa uygun yöntemler tercih edilmelidir. Öğretmen kendi yaşantısıyla da örnek olmalı, okul dışındaki davranışları ve uygulamaları öğrencilere rol model olacak şekilde gerçekleşmelidir. Eğitim öğretim mevzuu anlık veya belli bir zamana mahsus bir konu değildir. Eğitim-öğretim hayatın tamamını kapsayacak bir alandır. Öğretmenler göz önünde olan, toplumun önünde olan insanlardır. Öğretmenliğin izzet ve onuru korunmalı, değeri düşürülmemelidir. Toplumdaki insanlar da öğretmenliğin izzet ve onurunu zedeleyecek davranışlar içine girmemelidir. Kendi öğrencilik yıllarına döndüğümüzde, öğretmenlerin değerinin çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Günümüzde bu saygı biraz örselendi. Bu kutsal mesleği icra edenlere yaklaşım, saygı ölçüsünde daha az olmaya başladı. Bir çok meslek gurubunda olduğu gibi öğretmenlik mesleğinde de, bazı kendini bilmezler tarafından bu mesleği icra edenlere fiziki ve sözlü şiddet uygulanmaya başladı. İlim erbabı elleri öpülesi bu insanların böyle muamelelere maruz kalması sonuçta hepimizi üzüyor. Öğretmene el kalkmaz, öğretmene sözlü şiddet uygulanmaz, hakaret edilmez, edenler kendini bilmeyen insanlardır. Hz Ali (r.a.) ne diyor; Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, ilim Çin’de dahi olsa gidip alınız diyor. İlim öğrenmek için müracaat ettiğimiz bu insanlara, toplumun bütün kesimleri de saygıda kusur etmemelidir. Ortada anlaşılmayan bir durum varsa bu karşılıklı diyalogla çözümlenmelidir. İnsanlar sorunlarını şiddet yoluyla değil karşılıklı diyalog ile çözmeliler. Öğretmenlik, aynı zamanda Cumhuriyetimizin kurucusu Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün de mesleğidir diyebiliriz. 24 Kasım 1928’de Başöğretmen ünvanını almış, öğretmenleri her zaman saygıdeğer görmüştür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, sınıfa girdiğinde kendisine karşı değil asıl saygının öğretmene karşı gösterilmesini istemiş ve devlet başkanı sınıfta öğretmenden sonra gelir diyerek saygısını göstermiştir. Öğretmene hak ettiği saygı gösterilmeli toplum içinde alınması gereken konum, toplum tarafından da desteklenmelidir. Öğretmenlere saygı göstermeyen toplumların yarınının aydınlık olmasını beklemek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Liderlerin komutanların, bilim adamlarının, toplumun önünde olan bütün insanların öğretmenleri vadır. Onların elinin değmediği hemen hemen hiçbir fert yoktur. Bugünün muallimi olan biz öğretmenler de kendi öğretmenlerimize karşı hiçbir zaman saygıda kusur etmedik, vefa borcumuzu da hiçbir zaman unutmadık. Bizim için vefa, sadece İstanbul’da bir semt ismi değildir, vefa hayatımız boyunca unutmayacağımız önemli duygularımızdandır. Kendisi bir mum olup etrafı aydınlatan, aydınlatırken eriyen ve tükenen öğretmenlerimize, kendilerine hak ettikleri şekilde saygımızı gösterelim onları her zaman el üstünde tutalım. Öğretmenlerin bir gün değil her gün hatırlanması dileklerimizle…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti