en iyi bahis siteleri
DOLAR 19,0475 0.07%
EURO 20,5177 0.06%
ALTIN 1.187,630,04
BITCOIN 5410321,25%
Afyonkarahisar

KAPALI

13:17

ÖĞLE'YE KALAN SÜRE

Lokman Özkul

Lokman Özkul

15 Mart 2023 Çarşamba

105 SANİYE

105 SANİYE
0

BEĞENDİM

ABONE OL

6 Şubat Pazartesi günü toplam 105 saniye süren 2 deprem, maddi ve manevi çok büyük sarsıntılara neden oldu. İlki 7.7 büyüklüğünde olan ve 60 saniye süren Pazarcık merkezli deprem insanlarımızı uykuda yakaladı ve binlerce canımız bu dünyadan dar’ül bekaya irtihal etti. İkincisi Elbistan merkezli, yaklaşık 45 saniye süren 7.6 şiddetindeki deprem daha büyük bir darbe vurdu, sağlam binaları da aldı götürdü, soğuktan evlerine giren insanlarımız da maalesef bu dünyadan ahirete göçtü, bir kısmı yaralı olarak kurtuldu, bir kısmı sağ salim olarak kurtulabildiler yanlız arkada çok büyük bir enkaz kaldı. Her şeyden önemlisi can kayıpları, on binlerce insanımız o depremler sonucunda toplamda 105 saniyede iki Dünya arası yer değiştirdiler. Acımız büyük tarifi imkansız, depremle ilgili yeni hikayeler duydukça acımız gitgide katlanıyor. Rabbim tekrarını göstermesin bizleri milletimizi doğal afetlerden muhafaza buyursun. Evet 90 saniye insanların hayatında neleri değiştirebiliyor. Normalde çok süreden saymayacağımız bir 60 saniye ve bir de 45 saniye ülkemizin altını üstüne getirdi, özellikle Güney ve Güneydoğu bölgemizde. Bütün Türkiye olarak bizler de yaralıyız çünkü asrın felaketiyle karşı karşıya kaldık. Bu depremlerin yıkıcı etkisi o kadar büyüktü ki, gerçek değerler uzman ifadeleri ile dokuz dokuz buçuk şiddetinde olduğunu gösteriyor. Depremlerin bilimsel yönü olmasıyla birlikte ilahi bir tarafı da vardır. Elbette ki yer altındaki fay hatları, onların kırılması ve depreme neden olması jeoloji ve jeofizik biliminin konusu. Lakin Yüce Allah bir şeye ol demeden olmaz. O (c.c.) istemezse yaprak bile kımıldamaz. Kula düşen burada tedbirdir. Kul işini en güzel şekilde yapacak, hileden hurdadan kaçınacak, işini tastamam yaptıktan sonra sonucu Allah’a bırakacak. Allah’ın takdiri hangi yönde gerçekleşirse kul buna rıza gösterecek. Ancak biz görevimizi yapmaz, işimizi ihmal edersek, sonuçları da istediğimiz şekilde olmaz. Dünyada ki bütün insanlar Allah’ın kuludur. Allah çalışan kullarını sever ve onların çalışmalarını ödüllendirir. Türk insanı da Allah’ın kulu, Malezyalı ve Japon da Allah’ın kulu. Kullar arasında demek ki yanlış yapılan bazı işler var. Bu bahsettiğim ülkelerde şiddetli depremler daha az hasarla savuşturulurken, biz de neden bu kadar büyük yıkımlar oluyor, her birimiz bunu tek tek sorgulamalıyız. Biz nerede hata yaptık, nerede yanlış yaptık diyerek kendimizi bir muhasebeden geçirmeliyiz. İşlerimizi doğru dürüst yapmalı, denetim görevlileri bihakkın denetimlerini yapmalılar ve kimseye iltimas geçmemeliler. Deprem gibi.. doğal afetler, insanlara aynı zamanda acziyetini hatırlatıyor. Bakın önce 60 saniye, arkasından da 45 saniye her şeyi alt üst etti. Gece zengin yatan gündüzünde herhangi bir mal varlığı kalmadığını gördü. Depremzede bir abimiz çorba dağıtırken şöyle diyordu: “3 dairem ve sıfır arabam gitti, bunların hiçbir önemi yok. Yalnız eşim çocuklarım ve diğer yakınlarım bu dünyadan göçtüler şu anda anadan doğma gibiyim, metanetli olmaya çalışıyorum ağlamaktan gözyaşlarım kurudu, ağlamak ne kazandıracak bana. Burada insanlara yemek dağıtarak faydalı olmaya çalışıyorum’’. Bu hayat imtihan dünyası, insanlar hayatlarının sonuna kadar bir takım sınavlardan geçiyorlar. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de “Andolsun, Biz sizi; biraz korkuyla (doğal ve sosyal afetler ve düşman saldırılarıyla), açlık (ve kıtlıkla) ve bir parça da mallardan, canlardan ve semerat (ürün ve evlatlar)dan noksanlaştırmakla (hastalık ve sakatlıkla) imtihan edeceğiz. (Tedbirli ve temkinli hareket ederek) Sabır (sükûnet ve teslimiyet) gösterenleri müjdele (ki, sadece onlar sevaba ve başarıya erişeceklerdir) Bakara 155. Her insanın imtihanı farklı, onun için insan Allah katında acziyetini anlayıp oma göre bir hayat sürmesi gerekiyor. İsyandan uzak, sabrederek ve elinden gelen bütün gücü göstererek bu imtihan dünyasından başarıyla ebedi aleme gitmelidir. Kaçınılmaz son herkes içindir, imtihanların en ağır kısmına tabi olan da Efendimiz (s.a.v.) olmuştur. Yunus, Eyyub, İbrahim, Yakub, Yusuf, Musa.. Peygamberler de çok ağır sınavlardan geçmişlerdir. İnsan kibre kapılmadan, acziyetini anlayarak ve Rabbin rızasına uygun bir hayat sürerek dünyada o şekilde yaşamalıdır. Kur’an-ı Kerim’den bir duayla yazımızı tamamlayalım: “Rabbimiz unutur veya hata edersek bizi sorumlu tutup yargılama, Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme, bize kaldıramayacağımız sorumluluklar taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Zira sığınacağımız (Mevla) yegâne kapı sensin, gerçekleri inkâr edenlere karşı bize yardım et.” (Bakara 286)

Devamını Oku

FUTBOL SADECE FUTBOL DEĞİLDİR

FUTBOL SADECE FUTBOL DEĞİLDİR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir spor yazarı ve yorumcu olarak öncelikle ifade edeyim ki; spor alanlarına, camilere, kışlaya ve eğitim kurumlarına kesinlikle siyaset bulaştırılmamalı. Spor müsabakalarının yapıldığı tribünler olsun, spor salonları olsun, buradaki taraftarlar kendi takımlarına olumlu anlamda motive edici tezahürat yapmalı ve takımlarının itici gücü olmalıdır. Spor dışı ifadelerle yapılan tezahüratlar veya protestolar, öncelikle kendi takımlarına zarar verir, sporcuların motivasyonunu düşürür. Özellikle futbol dünyada çok büyük bir endüstridir. Takımların maliyetleri milyon dolarları hatta bazı büyük kulüplerin maddi değeri milyar dolarları buluyor. Haliyle bu kadar büyük paraların dolandığı alanda birçok olumsuzluktan da bahsedebiliriz. Dünyada hemen hemen her ligde, maçlara bahisler oynanıyor. Bir kısım insanlar bu bahislerle, bazı maçları manipüle edip olduğundan farklı tarafa çevirebiliyor. Bahis olayları dışında, futbolu ve spor alanlarını zedeleyen nedenler var. Bunlara şimdi geniş geniş yer vermeyelim biz tribünden bir taraftar gözüyle değerlendirmeye çalışalım hadiseleri..
Pazar günü, Afyonspor’un da grubunda yer alan iki takım Bursa’da karşı karşıya geldi: Bursaspor-Amed Sportif Faaliyetler. Gerilimi çok yüksek bir maçtı, Diyarbakır’da ilk yarıdaki maçtan dolayı da bu açıkçası bekleniyordu (olmasa daha iyiydi). Bursasporlu futbolcular polis araçlarıyla stada alınmışlardı. Bu maçta bazı paçavralar tribünlerde sergilenmişti. Bu maç dönüşü Amed sportif Faaliyetler, takımımız Afyonspor ile karşılaşmıştı. Haliyle Afyonspor taraftarları bu görüntülerden dolayı etkilenmişti ve Afyon’daki maçta tribünler Türk bayrakları ile donatılmış, maça ayrı bir anlam yüklenmişti. Bu maçı canlı olarak yorumcu olarak da değerlendirmiştik, maç sonrası değerlendirme yazımda, bir futbol müsabakasına futbol dışı bir anlam yüklenmesini doğru bulmadığımı ifade etmiştim. Afyonspor bu maçın sıkıntılarını uzun süre üzerinden atamamıştı. Tabii bunlar evveliyata dayandığı için taraftarın böyle bir tepki göstermesi doğal karşılanabilir. Şiddete bulaşmadıktan sonra takımını itici güç anlamında desteklemek motive etmek elbette ki taraftarın görevidir. Afyonkarahisar’daki bu maçta oldukça gergin geçmişti ve maç aynı gerginlikle tamamlanmıştı. Şimdi Afyonspor bu hafta Diyarbakır deplasmanına bu maçın rövanşı için gidecek. Orada yaşanabilecek hadiselerden dolayı endişeliyiz. Temennimiz odur ki inşallah herhangi bir olumsuzluk yaşamasın. Bu konuda Diyarbakır Valiliği’nin ve Emniyet Müdürlüğü’nün gereken tedbirleri alacağını düşünüyoruz.
Bursa’da yaşanan hadiselere gelecek olursak; neredeyse futbol dışında her şey vardı. Futbol yok muydu, görüntüde vardı, sonuçta Bursaspor’un 2-1 galibiyeti ile de tamamlandı maç lakin bir futbolsever olarak bu görüntülerden dolayı son derece üzüldüm. 90’lı yılları andıran beyaz Toros araç resmi ve Yeşil kod adlı kriminal bir kişinin tribünlerde resminin yer alması kabul edilebilir bir durum değildi. İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu bu konu hakkında gerekenlerin yapıldığını kamuoyuna açıkladı. Bu tür hadiseler maalesef camialar arasındaki sorunları daha da büyütür içinden çıkılmaz hale getirebilir. Futbol sahada kalmalı ve saha dışı etkenler oyun alanına yansımamalı. Bursa’da bizim Diyarbakır’da bizim, ayrımcılığı körükleyecek bu tarz girişimlerden uzak durmak gerekiyor. Futbolcular bu işten ekmek yiyen, para kazanan oyuncular. Diyarbakır takımından 9 oyuncu İstiklal Marşı’nı söylediler, oyuncuların profillerini inceledim bütün kadroda 3 veya 4 oyuncu hariç hepsi Türkiye’nin diğer şehirlerinden hatta birisi Bursa kökenli. Diyarbakırlı olması diğer oyuncuların yasa dışı bir kimse olmalarını gerektirmez. Oyuncular bugün bu takımda yarın başka bir takımda olabilir. Onlara terörist muamelesi yapmak son derece yanlış. Devletin güvenlik güçleri, adli makamları var, herhangi bir suça karışmışlarsa, terörü veya teröristleri övücü açıklamalar yapmışlar ise haklarında gereken yapılır. Böyle bir şey olmadığı takdirde bu oyunculara futbol dışı anlamlar yüklemek son derece sakıncalı bir durum. Sporu ve futbolu oyun alanları içinde tutalım. Birlik beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu zaman dilimlerinde ayrımcılığı körükleyecek davranış ve söylemlere girmeyelim. Türkiye Futbol Federasyonu’ da bundan sonraki sezonlarda bu iki takımı aynı grupta buluşturmamalı. İki şehrin ileri gelenleri de bu gerginliğin sona ermesi için gerekli adımları atmalı. Belki zor ama iki taraf birbirine zeytin dalı uzatmalı. Maç için son sözlerim olarak; su savaşı yapılan, sahaya yabancı maddelerin atıldığı, oyuncuların üzerlerine isabet eden yabancı maddeler eşliğinde yapılan bu müsabaka benim için asla bir spor müsabakası olmadı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; sporcular için kullandığı şu sözün, bütün spor kesimleri için gerekli olması gerektiğini düşünüyorum: “Ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim’’

Devamını Oku

YARALARIMIZI BİRLİKTE SARALIM

YARALARIMIZI  BİRLİKTE SARALIM
0

BEĞENDİM

ABONE OL

‘Asrın Felaketi’ diye ifade ettiğimiz, 10 şehrimizi birden etkileyen Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 şiddetli depremler sonucunda, bütün millet yaralıyız dersek yanlış söylemiş olmayız. Elbette acımız çok büyük, bir yandan acımızı yaşarken diğer yandan yaralarımızı da sarmak durumundayız. Bu millet büyüktür, şimdiye kadar birçok zorluğun üstesinden elbirliğiyle gelmiştir. Deprem sonucunda yıkılan şehirlerimizi devlet millet işbirliği ile yeniden imar etmek durumundayız. Devletimizin imkanları yanında, millet olarak biz de bu seferberliğe katılmak durumundayız. Halen devam eden yardım kampanyaları ve geçen hafta içinde ortak yayınla gerçekleştirilen ‘Tek Yürek Türkiye’ programında alicenap milletimizin gönlünün ne kadar geniş olduğunu gördük. Atılan 10 milyon sms ile birlikte yaklaşık 200 milyar TL’ye yakın bir miktar bir gecede saatler içinde toplandı. Kumbarasını boşaltan çocuklarımız, harçlıklarını veren evlatlarımız, oturduğu evi bağışlayanlar, gazilik maaşını veren gazilerimiz gibi.. her kesimden yardımsever insanımız hayırda yarışa ortak oldular, bizler de gözlerimiz dolu dolu ibretlik durumları izledik ve milletimizle gurur duyduk. Yurt dışı yardımları da var ciddi anlamda, bunlarla birlikte oluşturulabilecek bütçeyle depremden etkilenen şehirlerimizde imar çalışmaları başlayacak ve muhtemelen de bir sene içinde tamamlanacaktır. Elbette ki 10 şehri imar etmek çok büyük bir yekün teşkil eder. Bu anlamda millet olarak biz de az çok demeden katkıda bulunmaya devam etmeliyiz. İnşallah bu 10 şehrimizde depreme dayanıklı konutlar inşa edilecek ve bölge insanı tekrar evlerine yerleştirilecektir. Diğer yandan gönülleri de imar etmek durumundayız. Çok ağır bir deprem felaketine maruz kalan insanlarımız psikolojik anlamda da maalesef çok iyi durumda değiller. Özellikle çocuklarımıza, psikologlar ve psikiyatristler tarafından destek sağlanmalı ve onların normal hayata adaptasyonu anlamında üzerlerine düşen yapılmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, psikolojik danışmanları ve rehber öğretmenleri aracılığıyla çocuklarımıza destek sağlıyor, depremin etkilerini atlatabilmeleri için onlarla birlikte aktiviteler gerçekleştiriliyor, bunları çok önemsiyoruz. Tabii bu depremin yaralarını sarmak elbette ki belli bir müddet alacak ancak biz birlik içinde olduktan sonra bunun üstesinden de geleceğiz.
Türk milletinin ‘Tek Yürek’ olmasının yanında, dış ülkelerden de ciddi anlamda hem deprem bölgesine arama kurtarma ekipleri olarak hem de maddi yardım boyutunda katkılar gerçekleşti. Destekte bulunan, bulunmaya devam eden ve edecek olan bütün ülkelere de Türk Milleti olarak teşekkür ediyoruz. Spor dünyası da diğer yandan kenetlendi. Messi’sinden Ronaldo’suna kadar.. birçok yabancı oyuncu formalarıyla olsun, maddi destekleriyle olsun Türk milletinin yanında olduklarını gösterdiler. İtalya’da futbol hayatına devam eden futbolcumuz Merih Demiral’a ayrı bir yer açmak istiyorum. Merih başlattığı kampanya ile yabancı yıldız futbolcuların imzalı formalarını açık artırmayla satışa sunarak ciddi rakamlara ulaştı. Bu meblağlar da deprem bölgesine ulaştırılacaktır.
Sporcusuyla sanatçısıyla, her kesimden insanı ile.. Türkiye Tek Yürek oldu ve yaraları birlikte sarmaya başladı. Türk milletinin büyüklüğü bütün dünyaya ders niteliğinde gösterilmiş oldu. Acımızı birlikte yaşıyoruz, birbirimizle paylaşıyoruz, nasıl ki iyi günde sevincimize ortak oluyorsak, bu zor zamanlarımızda da birlikte olmalıyız. Ne demişler; sevinçler paylaşıldıkça çoğalır, acılar paylaşıldıkça azalır. Acımızı 84 milyon birlikte paylaşarak bunu zamanla en aza indirgemek durumundayız. Ayrılık gayrılık peşine düşmeyelim, küçük hesaplar yapmayalım, bu enkazın altından nasıl kalkacağımızı birlikte planlayalım. Şu anda önceliğimiz bu olsun ve olmalıdır da. Evini barkını, işyerini kaybetmiş nice insanlarımız var, onların bu anlamda da yaralarını sarmak için maddi ve manevi destek olmalıyız. Bir depremzede kardeşimiz şöyle diyordu: Deprem gecesi yatarken 3 dairem bir dükkanım vardı, depremden sonra ayaklarım çıplak ayağımda terlikle ateşin başında ısınıyordum, ne dükkanım vardı ne de dairelerim. Bu bağlamda birçok insanımız var, onları da maddi kayıpları yönünden telafi etme noktasında devlet millet işbirliği ile katkılarımızı yapmaya devam edelim maddi ve manevi anlamda bu kardeşlerimize yardımcı olalım. Rabbim afetlerden muhafaza eylesin milletimizi..

Devamını Oku

ASRIN FELAKETİ

ASRIN FELAKETİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,7 ve Elbistan merkezli 7,6 şiddetinde iki çok büyük deprem yaşadık aynı gün içinde. Dünya tarihinin gördüğü en büyük depremlerden. Etkisinin Hiroşima’ya atılan atom bombalarından daha büyük olduğunu Japon’lar ifade ediyor. Yerin yüzeye yakın bölümünden gerçekleştiği için yıkım gücü daha yüksek oldu. Elazığ depreminde Urfa’daydım ve orada hissetmiştik. Kale gibi bir yerdeydik lakin alttan ne kadar sert vurduğunu yakinen hissetmiştim. Acımız büyük, yazıyı yazdığım an itibariyle 29.605 can kaybımız var, 80 binden fazla yaralımız var. 6 bin civarında bina yıkıldı ve kullanılamaz hale geldi. Deprem bölgesine hamiyetperver milletimizin yardımları hız kesmeden devam ediyor. Ayni ve nakdi yardımlar yaraları sarmada nispeten de olsa etkili oluyor. Bunların artık kurumlarla daha organize olarak gönderilmesi gerekiyor. Çünkü ihtiyaç olmayan yardım malzemeleri de gönderiliyor ve karışıklığa sebep oluyor. AFAD ihtiyaç duyulan yardım malzemelerini duyuruyor bunları koordine bir şekilde deprem bölgesine ulaştırmak gerekir. Depremin 7. gününde dahi canlı olarak çıkarılan insanlarımız var umut devam ediyor.
Deprem sonrasında birlik beraberlik içinde kenetlenme zamanı. Acımız yaramız büyük ancak birlikte saracağız. Böyle acıların yaşanmaması için gerekli tedbirleri almak durumundayız. İhmali görülen mühendis, müteahhit, yapı denetim ve diğerleri.. hakkında adli makamlar gerekeni yapacaktır. Hırsız ve yağmacılarda maalesef bu acı günlerimizde dahi menfur girişimlerine devam ettiler. Güvenlik güçlerimiz ve vatandaşlarımız bunlara hak ettiği muameleyi yaptılar şimdi de yargı önünde hesabını verecekler.
Şu bu demeden, ayrışmadan, küçük hesaplar peşinde koşmadan yaraları birlikte saralım yeniden bu bölgemizi imar edelim. Devletimiz ve milletimiz büyüktür, bu asrın felaketinden sonra bu bölgemizi, deprem koşullarına dayanıklı binalar inşa ederek, vatandaşlarımızı tekrar güvenli bir şekilde evlerine yerleştirecektir. Diğer bölgelerimiz için ve özellikle de, bilim insanlarının uyardığı alanlarda gereken tedbirler alınmalı, insanımız bilinçlenmeli ve eğitimlere devam edilmelidir.
Dünya da bu acımızda ekseriyetle yanımızda oldu, onlarca ülkeden yardım ekipleri geldi, özellikle Çin ekibinin elindeki malzemeler dikkatimi çekti. Bunlardan biz de en kısa zamanda edinmek durumundayız. Deprem ülkesiyiz her zaman hazırlıklı olmamız gerekiyor maalesef bu bizim gerçeğimiz. Yeniden planlamalar yapılmalı, aksaklıklar tespit edilmeli, acil eylem planları devreye sokulmalıdır.
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun. Yaralılara acil şifalar dilerken, milletimize sabır diliyorum..

Devamını Oku

DEPREM

DEPREM
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Deprem ülkemizin gerçeği maalesef. Ülkemizde bazı bölgeler birinci bazı bölgeler de ikinci deprem kuşağında yer alıyor. Öncelikle milletimize ve özellikle de deprem bölgelerindeki vatandaşlarımıza geçmiş olsun, Allah yardımcıları olsun. Pazartesi sabaha doğru Maraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli önce 7,4 olarak açıklanan daha sonra 7,8 olarak güncellenen deprem oldu. Çok büyük bir deprem umarım kayıplarımız az olur. Deprem; Hatay, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Adıyaman gibi.. illerimizde de ciddi derecede hissedildi ve etkileri sürüyor. Arama kurtarma çalışmaları yapılıyor inşallah enkaz altında kimse kalmaz diye temenni ediyoruz. Kurtarılanları gördükçe memnun oluyor diğerlerinin de enkaz altından bir an önce kurtulmasını bekliyoruz. Ülke olarak büyük bir şoktayız, depremin yıkıcı boyutunu yaşıyoruz, hastaneler dahi yıkıldı, her yerden yardım çığlıkları geliyor. Milletimiz seferber olmuş durumda. Devletimiz ve yetkililer teyakkuzda. Depremin hemen sonrasında bölgeye AFAD ve diğer yardım kuruluşları intikal ettiler etmeye de devam ediyorlar. Ülkenin batısı doğusu kuzeyi güneyi demeden organize bir şekilde bölgeye yardımların ve araçların gönderilmesi gerekiyor. Vatandaşlarımızı da yetkili yardım kuruluşlarına; nakdi ve ayni yardımlarını yapmaya davet ediyoruz. İhtiyaç çok büyük, çünkü depremden etkilenen insan sayısı çok fazla. Birlik olalım, sığ tartışmalara girmeyelim, bu günler birlik ve beraberlikle aşılır.
Ülkemiz deprem kuşağında demiştik. Şehriniz Afyonkarahisar da, ikinci deprem kuşağında. Dinar, Sultandağı depremleri yaşandı inşallah tekrarı olmaz. Olmaması için de yetkililer başta olmak üzere herkes üzerine düşeni yapmak durumunda. Depreme dayanıksız binaların tespiti, güçlendirme çalışmalarının yapılması, yeni yapılan binaların depreme dayanıklı olarak yapılmasının denetlenmesi, müteahhitlerin bina yapımında depreme dayanıklı konutlar yapması, bazı müteahhitlerin yaptığı gibi malzemeden çalmaması ( dürüstleri tenzih ediyoruz) vatandaşların da kendi konut ve iş alanlarında gerekli tedbirleri alması gerekir.
Ulusal bir kanalda deprem uzmanı Prof.Dr.Naci Görür’ü dinliyordum bir müddet önce. Naci hoca, özellikle Kahramanmaraş ilimize dikkat çekerek buradaki fay hattının çok hareketli olduğunu ifade etmişti. Bu bölgede en son depremin 1500 lü yıllarda yaşandığını söyledi. Yaşanabilecek bir depremin büyük şiddette olabileceğini dile getirmişti. İnşallah öyle bir şey olmaz diye temenni etmiştik ama maalesef korkulan başa geldi ve bu bölgede güncellenen durumuyla 7,8 şiddetinde gerçekleşti. Yer bilimcilerin bu açıklamaları depremle ilgilenen kuruluşlar tarafından dikkate alındı mı? O kuruluşlardaki uzmanlar bunları göremedi mi? Fay hareketlilikleri tespit edilemedi mi acaba?
Keşke daha önce harekete geçilebilseydi de risk altındaki mahalleri boşaltabilseydik. Olan oldu ne desek boş. Bundan sonra olabilecekler için tedbir alalım, unutmayalım ki, tedbir bizden takdir Allah’tan. Allah muhafaza İstanbul depreminden bahsediliyor yer bilimciler tarafından. Rabbim muhafaza buyursun, buradaki bir deprem çok daha yıkıcı olur, Marmara depreminde 7,4 şiddetle felaketi yaşamıştık. Allah ülkemizi milletimizi semavi ve arzi afetlerden muhafaza eylesin. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyor enkaz altında bulunanların da en kısa sürede kurtarılmasını temenni ediyorum. Geçmiş olsun Türkiye’m…

 

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.