Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ÖMER ŞAŞIRIRSA ONU HİZAYA SOKACAK KULLAR VAR

Gerek Sevgili Peygamberimiz gerekse onun ashabı iyiliği emretmek, kötülüğe engel olmak konusunda bizlere örnek olmuşlardır.
Hz. Ömer bir hutbesinde halka hitaben:
“Ey cemaat! Eğer yanlış yola saparsam beni ikaz ediniz, uyarınız.” deyince, ayağa kalkan bir Müslüman kılıcını çekerek:
“Yâ Ömer! Eğer yanlış yola saparsan seni kılıçlarımızla hizaya getiririz.” demişti. Bu yüce davranış karşısında Hz. Ömer ellerini havaya kaldırıp:
“Hamdolsun sana yâ Rabbî Ömer şaşırırsa, onu doğru yola sokacak kulların var.” diyerek Allah’a şükretmişti.
İslam Dünyasında Dört Halife döneminden sonra işler çığırından çıkmış, “Emri bil ma’ruf ve Nehy-i anil münker” de bulunmak Emeviler dönemi ile birlikte terk edilmiş ve daha da ileri gidilerek suç sayılmıştır.
Devletin bütün imkânlarının Ümeyye Oğulları’na tahsis edildiği bu dönemde, Emevi yanlısı hatipler tarafından Hz. Ali ve evlatlarına, Ehl-i Beyt’e cami minberlerinden açıkça küfür ediliyordu. Bu iğrenç hareketlere karşı çıkan Müslümanlar ise acımasızca öldürülüyorlardı.
İslâm’ın temel prensiplerine ve Hz. Peygamberimizin sünnetine rağmen “Haksızlık karşısında susmayan, iyiliği emreden ve kötülüğü men eden Müslümanlara” halifeye uluorta söz söylemek ve tenkit etmek gibi uydurma suçlarla ağır cezalar veriliyordu. Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’e küfür edilmesine rıza göstermeyen Hicr. B. Adiyy ismindeki sahabe ve on bir arkadaşı bu yüzden öldürülmüştür. Hicr b. Adiyy ve arkadaşlarının öldürüleceği haberi üzerine Kufe kadısı Şureyh, Muaviye’ye gönderdiği mektupta şöyle diyordu:
“Duyduğuma göre Hurc b. Adiyy, her zaman namaz kılınız, zekâtı veriniz, Hac ve Umreyi yapınız, iyiliği emrediniz, fenalıktan da insanları men ediniz diyenlerdendir. Bu sebeple Hurc’un malı ve kanı haramdır. Bununla beraber karar senindir.” (Ebu’l a’la-el Mevdudi, Hilâfet ve Saltanat, S. 220; İstanbul 1980)
Kufe kadısı Şureyh’in bu fetvasına rağmen öldürülmek üzere cellât önüne çıkarılan Hurc ve arkadaşlarına şöyle bir teklif yapılmıştır:
“Eğer Ali’den uzaklaşır, ondan nefret eder, lanet okur ve onu kötülersen, biz de senin kanını dökmekten vazgeçeriz.”
Bu değerli insan ve Müslümanlar kendilerine yapılan iğrenç teklifi reddederek şehadeti tercih etmişlerdir. Hurc bu teklif karşısında:
“Ben Rabbimin rızası olmayan bir sözü ağzıma almam” demiştir.
Neticede O’nu ve kendisiyle beraber yakalananları katlettiler. İçlerinden birisinin ölümü ise diğerlerinden daha kötü oldu. Bu adam Abdurrahman İbn-i Hasan’dı. Muaviye onu Ziyad’ın yanına gönderdi ve feci bir şekilde katledilmesini emretti. Nitekim Ziyad da Abdurrahman’ı canlı canlı toprağa gömdü.(Mevdudi, s:220, Taberi, İbn-i Abdülberr, İbn-i Haldun’dan nakil)
Bu olay Salih Müslümanları çok üzmüştür. Hz. Abdullah ibn-i Ömer ve Hz. Aişe bu olayı duyunca çok üzüldüler. Hz. Aişe bu işten vazgeçmesi için Muaviye’ye mektup bile yazdı. Kendisiyle görüştüğü zaman ise O’na şöyle dedi:
“Ey Muaviye, Hurç İbn-i Adiyy’i öldürdüğün zaman Allah’tan hiç de mi korkmadın?(Mevdudi, s:221)

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER